Erkaya ailesi mazoşist mi?
Günlerdir bu tartışma sürüyor. Bu arada evin satışına itiraz edildi.. Yani yeni bir hukuki süreç başlayacak.. Zaten dava AİHM’de karar aşamasında..
Bu dava, onlar için korumaya çalıştıkları değer açısından zarar verici olmaya başladı..
9 yıl oldu.. Sürekli gündemdeler. Bu gidişle daha uzun süre de gündemde kalacaklar..
Avukatları zorlayanlar kendileri mi, ya da avukatlar mı aileyi böyle bir işe ikna ediyor bilmiyorum.. Ama sonuç ortada..
28 Şubat’ın post modern darbecisi bir paşa ve ailesi, sürekli bu dava ile ilgili olarak gündemdeler.
Göreceksiniz bu dava bir gün bittiğinde kaybeden ben değil, onlar olacak. Maddi ve manevi açıdan ağır bir bedel ödemiş olacaklar.. Bu yaşananlar darbecilerin alnında bir kara leke olarak hep kalacak. Gelecek nesiller, bir zamanlar Türkiye’de hukukun nasıl ayaklar altına alındığını okuyup öğrenecekler bu dava vesilesi ile..
Artık, internet var. Erkaya’nın ne yaptığı, benim ne söylediğim, yazdığım, hakkımda nasıl bir işlem yapıldığını herkes görecek, duyacak, bilecek..
Briç ya da rakı masasında konuşulanlar ya da dinlemeye takılan telefon görüşmeleri sonucu da, bu olayın arkasındaki derin gerçeği öğreneceğiz belki de..
Yani Ergenekon sürecinde de bu konuda bazı bilgi ve belgelere ulaşabiliriz..
Bu insanlar, çocuklarının, eşlerinin, akraba ve arkadaşlarının, komşularının nasıl yüzüne bakacaklar..
Onların şunu bilmeleri gerek. Bu dava burada bitmeyecek.. Ben sonuna kadar bu işin takipçisi olacağım. Ben bana yapılan haksızlıklarla başedemiyorsam, başkalarının hakkını nasıl savunurum yoksa!
İlahi adalete de inanıyorum.. Kim ne yapmışsa karşılığını görecek. Ben ve o..
Dostlar bu konuda “ne yapabiliriz” diye soruyorlar da, aklımıza şöyle bir şey geldi..
Öyle ya, zaman bilişim çağı.. Bu tartışmayı sanal ortama taşıyalım, birkaç dilde bu hukuksuzluğu dünyaya duyuralım diye bir fikir atıldı ortaya..
Mesela siz şöyle bir fikre nasıl bakarsınız..
İstanbul haritası üzerine o site içindeki evi görüntüleyelim..
Üzerine basınca mekan yakın plana gelsin..
Dernekler, buraya sanal ortamda üzerine dilediklerini yazıp siyah çelenk ya da yazılı çelenk bırakabilsinler.
Bir “kara tahta” oluşturalım, isteyenler burada sanal bir beyaz tebeşirle düşüncelerini yazsınlar.
İsteyen eline sanal bir pankart alsın, istediğini yazsın / tabii kontrollü, orada dolaşsın..
İsteyen ses kaydı da gönderir. “Hakkımızı helal etmiyoruz” diye tek başına ya da koro şeklinde bağırabilir.
Mesela sözlü ya da yazılı basın açıklaması yapan kişi ya da kuruluş temsilcileri için basın kürsüsü koyarız, yanda da açıklama yapanın listesi. Hangisinin üzerine basarsanız yazılı ya da sesli şekilde açıklama gündeme gelir..
Bir yere Erkaya davasında kim kimdir diye bir başlık altında bu konu ile ilgili hakim, savcı, sanık, avukat, müşteki, kim varsa Yargıtay üyesi herkesin adı, adresi telefonu, resmi ve davadaki rolü hakkında bilgi verilir..
Hemen yanına Erkaya davası hakkında kim ne dedi diye basında yer alan bütün haberlerin linkleri konulabilir..
‘Adalet mülkün temelidir’ başlığı altında bir mahkeme resmi, üzerine basınca Asliye Ceza, İcra Ceza, Yargıtay, Adalet Bakanlığı, AİHM, Asliye Hukuk Mahkemesi başlığı altında, bu mahkemelerdeki dosyalar yüklenebilir..
Mesela Mazlum-Der’in kendi merkezinde yapacağı basın toplantısı, buradaki basın kürsüsünden canlı olarak yayınlanabilir..
Bu daha uzun soluklu olur. Bu alanda bir ilk olur.
Binlerce mesaj gelebilir. Kişiler kendini tanımlayıp, ses ve görüntü olarak orada yer alabilir. Kişilerin üzerine bastığınızda kişinin kimlik bilgileri gelebilir. Mesela “Ben Adem Çepelik, 21 yaşında öğrenciyim, Hakkari’den arıyorum ve bu haksızlığı protesto ediyorum” diye kendi sesinden söyleyebilir.. O haberlerin çıktığı yazı ve gazete kupürleri konabilir.
“Erkaya kimdir?” “28 Şubat’ta ne oldu?” diye mesela onunla ilgili bilgiler ve resimler sitede yayınlanabilir.. O brifingler, andıçlar, “Post modern darbe” “demokrasiye çekilen balans ayarları” hikayeleri filan..
Habere bakın: “28 Şubat sürecinin etkili komutanı Çevik Bir’in abisi Çetin Bir, ilgisizlikten dolayı hayatını kaybetmiş.. odatv.com, eşinden boşandıktan sonra huzurevinde kalan ve alzheimer hastası olan Çetin Bir’in, kardeşlerinin ilgisizliği yüzünden çok zor durumda kaldığını ve 2006 yılında 74 yaşındayken yoksulluk ve sefalet içinde yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bir’in son olarak İstanbul’dan İzmir’e kardeşlerini görmek için otobüse bindirildiği ve cesedinin Bursa yakınlarında yol kenarında bulunduğunu öne süren odatv.com, Çetin Bir’in 65 yaş üzerindeki yoksul vatandaşlara İETT’nin verdiği ücretsiz “Toplu Taşıma Kartı”na sahip olduğunu aktardı. Bu kartı site de yayınladı.”
Vatan kurtaran kahramanı görüyor musunuz, kardeşini bile kurtarmaktan aciz.. Çevik Bir, Erkaya’nın arkadaşı. Birlikte fişlediler ve birlikte andıçladılar. O post modern darbeyi birlikte planladılar..
Beklesinler daha neler görecekler..
Yukarıda bahsettiğim haber portalına anket formu da koyabiliriz..
Hatta mümkün olsa da bunu İngilizce, Arapça ve Türkçe yapabilsek..
Zaman içinde 312 General davasını filan da buraya taşıyabiliriz..
Nasıl ama. Hadi Erkaya ailesi, ailenin avukatları, siz de elinizdeki bilgi ve belgeleri taşıyın ekrana. İnsanlar hakem olsun. Var mısınız?..
Aradan 9 yıl geçmiş. 5 yıl oldu evimden çıkartılalı. Bir 9 yıl daha peşlerini bırakmayacağım.. Onlara hukuk önünde bedel ödeteceğim, yaptıklarını yanlarına bırakmayacağım.. Zulm ile abad olunmayacağını onlara göstereceğim.. Haksızlıklar karşısında susmayacağım.. Hani derler ya “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”. Pişman olacaklar. Bunu onlara göstereceğim..
Ben sadist biri değilim ama birileri, kendi kendine zulm ediyor.. Acı çekmekten, dışlanmaktan, eleştirilmekten zevk mi alıyorlar yoksa?.
Selam ve dua ile.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT