Kıbrıs Gazi Magosa’daki 28. Tümen, 61. Alay 3. Tabur 9. Bölük’te askerliğini yapan İstanbullu er Uğur Kantar, içtimaya geç kaldığı gerekçesiyle önce “disko”ya atıldı, ardından da komalık oluncaya kadar dövüldü. Ankara GATA’da tedavisi süren er Kantar’ın babası Aydın Kantar, oğlunun başına gelenleri Taraf ’ a anlattı: Başını duvarlara vurmuşlar, üç gün aç susuz bırakmışlar, sandalyeye kelepçeyle bağlayarak saatlerce güneşte bekleterek dövmüşler.

Er Uğur Kantar, terhisine beş gün kala 25 temmuzda komalık bir şekilde Ankara GATA’ya kaldırıldı. Oğullarına kavuşmaya gün sayan aile, aldığı haber üzerine hemen Ankara’ya gitti. Oğlunun başına gelenleri öğrenmek isteyen baba Aydın Kantar, avukatıyla birlikte Kıbrıs’a gitti. Birlikteki komutanlar ve olaya ilişkin soruşturma açan askerî savcıyla görüşen baba Kantar’ın yaptığı araştırmalar, bir haftalık disiplin cezasını çekmek için “disko”ya sağlıklı bir şekilde giren oğlunun başına gelen tüyler ürpertici işkenceyi de ortaya çıkardı.

Komutan ‘alın size stres topu’ demiş

Baba Aydın Kantar’ın Taraf’ a anlattıklarına göre oğlu Uğur Kantar, terhisine iki hafta kala postası olduğu bölük komutanı tarafından içtimaya geç kaldığından bir hafta disiplin cezasına çarptırıldı. Er Kantar, cezasını çekmek için askerî disiplin koğuşuna (disko) götürüldü. Uğur Kantar’ı koğuşa götüren komutan “Alın size stres topu getirdim” dedi. Uğur’un komalık olmasına neden olan olaylar zinciri böylece başlamış oldu.

Baba Aydın Kantar’ın iddiasına göre, oğlu Uğur Kantar, “disko”ya alındığı ilk günden son güne kadar işkence gördü, kötü muameleye maruz kaldı, darp edildi. Üç gün aç ve susuz bırakıldı, başı duvarlara vuruldu, sıcağa rağmen saatlerce güneşin altında tutuldu. İşkencenin dozu son günde doruk noktasına vardı. Er Kantar “disko”dan çıkacağı gün sandalyeye kelepçe ile bağlanarak güneşin altında saatlerce susuz bırakıldı. Su istemesine rağmen bu isteği görmezlikten gelindi, hatta bu haldeyken komalık edilinceye kadar dövüldü. Er Kantar, kendinden geçince acilen Ankara GATA’ya kaldırıldı.

Komadan hala çıkamadı

17 gündür GATA Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavisi süren er Uğur Kantar, hayati tehlikeyi henüz atlatamadı. Er Kantar’ın durumuyla yakından ilgilenen doktorlar aileye “Durumunda herhangi bir ilerleme yok. Ölme riski yüksek. Her şeye hazırlıklı olun” diyor. İstanbul’da yaşayan Malatyalı anne Fadime ile baba Aydın ise 17 gündür GATA’nın bahçesinde oğlunun kendine gelmesini bekliyor. Acılı anne ile babanın tek isteği oğullarının bir an önce komadan çıkması. Baba Aydın Kantar, “Oğlum hala ölü gibi yatıyor. Böbrekler ciğerler çalışmıyor. Beyin organları işlevini yetirmiş, konuşamıyor” diyor.

37 kişinin ifadesi alındı

Kıbrıs’ta tümen komutanı ve askerî savcıyla yaptığı görüşmeyi de anlatan baba Aydın Kantar, “Tümen komutanı ‘Böyle şeyler olur. Bu tür durumlar yaşanabilir. Güneşte kaldığından komalık olmuştur. Ebru Gündeş’in de başına gelmişti. Önemli olan çocuğunuzun sağlığı’ dedi. Hayretler içinde kaldım. Olayı adeta ört bas etmeye çalıştı. Askerî savcılık ise 37 kişinin ifadesinin alındığını oğlumun darp edildiğini tesbit ettiğini söyledi. İki gardiyanın tutuklandığı bilgisini verdi. Ancak ‘disko’nun sorumlusu komutan hakkında hiçbir işlem yapılmamış. Sadece iki gardiyandan değil, oğlumun bu duruma gelmesine neden olan tüm komutanlardan davacıyım” dedi.

AİHM mahkûm etmişti

Diyarbakır’da askerlik yapan Ersin Pulatlı, garnizonu izinsiz terk etmesi nedeniyle birlikteki yüzbaşı tarafından Askerî Ceza Kanunu’nun disiplin cezalarını düzenleyen 171. maddesi uyarınca, yedi gün hapse mahkûm edildi. Karara itiraz eden Pulatlı’nın başvurusu, yüzbaşının birlikteki üssü konumundaki albay tarafından da reddedildi. E.P., bu nedenle yedi gün süresince, kışla içerisindeki ‘disko’da alıkonuldu. Pulatlı bunun üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.

9 bin avro ceza

Başvuruyu geçtiğimiz günlerde sonuçlandıran AİHM, Türkiye’de binlerce askerin tazminat kazanabilmesini sağlayacak tarihi bir karara imza atmıştı. Askerî makamlar tarafından verilen özgürlükten yoksun bırakmaya yönelik kararların insan hakkı ihlali olduğuna kanaat getiren AİHM, Ersin Pulatlı’ya, Türkiye’nin 9 bin avro tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmişti.

BURHAN EKİNCİ / TARAF