Ergenekon'un kirli ideolojisinin müşterileri
CHP lideri Baykal, Ergenekon operasyonunun son dalgasını "muhalefetin genel tasfiyesi" olarak nitelendiriyor. Bu söz aslında bir "üzerine alınma"; ama bir gerçekliği de dışa vuruyor..
Ergenekon'un kirli ideolojisi CHP'yi ve CHP'lileri de hedef müşteri kitlesi olarak görüyor. Ergenekon ile CHP arasında ideolojik düzeyde organik bir bağ var. Bu bağı PKK ile DTP arasındaki bağın ideolojik yönüne benzetmek mümkün. Ergenekon da PKK gibi şiddet yöntemlerini benimseyen siyasî bir örgüt. PKK adı üzerinde bir parti, Stalinist yöntemlere göre oluşmuş bir örgüt yapısı ve şiddetin baştacı edildiği bir iş görme biçimi var. Şiddet yöntemleri kullanan bu siyasî örgütün, Siyasî Partiler Kanunu'na göre faaliyette bulunan legal bir temsilcisi var. Ergenekon da gayrınizamî savaş yöntemleri yani şiddet kullanarak devleti ele geçirmeye çalışan siyasî bir örgüt. Gizli faşist partilere benzeyen bir örgüt yapısı ve şiddete dayanan bir faaliyet tarzı var. Ulusalcılık adı verilen ideoloji ile kendini ifade ediyor ve bu ideoloji aracılığıyla kitle desteği elde etmeye çalışıyor. Genel Başkanı cezaevinde olan İşçi Partisi gibi, organik uzantısı olan siyasî partilerin yanında, CHP'nin ve CHP'lilerin siyasî dünyası ve endişeleri ile çok geniş bir ortak paydaya sahip görünüyor. Ancak ortada yaman bir çelişki var. Ergenekon terör örgütünün uygulayacağı şiddetin hedefi yine bu kitleler. Dünkü gazetelerde, emekli Orgeneral Eruygur'un ofisinde ele geçtiği ileri sürülen bir "kaos planı" yayımlandı. Bu plan darbe şartlarını hazırlamak için kitlesel şiddet yoluyla toplumda kaos ve korku yaratmayı amaçlıyor. Yöntem tipik bir gayrınizamî savaş yöntemi. Türkiye'de defalarca uygulandı. 12 Mart öncesinde 9 Martçıların yaydığı şiddet, tam da böyle bir şiddet idi. 70'li yıllarda, toplumu dehşete düşüren birçok suikast ve katliamın arkasında provokasyon olduğu anlaşıldı. Yöntem basit: Kitlesel desteğin sağlanacağı toplumsal kesimin endişelerini, korkularını artıracak şiddet eylemleri tezgâhlanıyor. Kitleler, doğrudan bu örgüt eliyle şiddete maruz kalıyor. Sonra aynı örgüt, aynı kitleleri koruma adına harekete geçiyor. Bu mekanizmaya, şiddetin kitleleri ikna edecek propaganda aracı olarak kullanılması deniyor. Marksist-Leninist örgütlerin "silahlı propagandası" ile kontrgerillanın "psikolojik savaş"ı içinde aynı yöntem ağırlıklı bir yer tutuyor.
Danıştay baskını ile Ergenekon terör örgütü arasındaki ilişki, bu yöntemin bilinen en yakın örneği. 70'li ve 80'li yıllarda CHP çizgisine yakın önemli kişilerin uğradığı ve failleri hâlâ yakalanmamış olan suikastlar zincirinin, gayrınizamî savaş kayıpları olduğuna dair güçlü bir kanaat var. Özetlersek, karşımızda bir terör örgütü var. Ben bu terör örgütüne, illegal siyasî parti diyorum. Bu terör örgütünün dayandığı bir ideoloji var. Bu ideolojin müşteri kesimi, aynı zamanda bu terör örgütünün şiddetine maruz kalma potansiyeli taşıyor. En büyük risk grubu ise ulusalcılığa sıcak bakan CHP'liler. O zaman başta Deniz Baykal olmak üzere CHP'lilerin hemen uyanması ve tedbir alması lâzım. Ergenekon terör örgütü, CHP ile aynı ideolojiyi paylaşıyor görünüyor; ama CHP'yi hedef alıyor. Bu terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi, öncelikle CHP'lilerin can güvenliğini ilgilendiriyor.
CHP'ye gönül veren kitlelerin iktidar umutları yok. Bu yüzden ulusalcı dozda bir askerî darbeye gönüllü veya kerhen sıcak bakan CHP'liler var. Ergenekon terör örgütünün beslendiği kesim de, umudunu darbeye bağlayanlardan meydana geliyor. CHP'liler adına önce bir yanlışı düzeltelim. Ergenekon, faşist bir siyasî örgüt. Salt iktidar peşinde olan ve güce tapan bir dünyada yaşıyor. Ulusalcılık ve bunun içindeki laiklik gibi hassasiyetler ve anti-emperyalist jargon bu örgütün sadece kitle desteği kazanmak maksadıyla dayandığı referanslar. CHP'nin kendi kimliklerini bu faşist eğilimlerden arındırmaları, aslında CHP için de gerekli.
Ergenekon, öncelikle CHP'yi tehdit ediyor. CHP'nin tıpkı Ergenekon destanında olduğu gibi, bu dar vadiden çıkış yolunu bulup, geniş bir alana yayılması lâzım.
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT