1. YAZARLAR

  2. Yıldıray Oğur

  3. Ergenekon’un kayıp halkası: MİT
Yıldıray Oğur

Yıldıray Oğur

Yazarın Tüm Yazıları >

Ergenekon’un kayıp halkası: MİT

26 Temmuz 2011 Salı 21:20A+A-

12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda ihbar sonucu bulunan bombalarla başlayan Ergenekon soruşturmasının iddianamesi dört yıl önce bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Yani Ergenekon Davası dördüncü yılında.

Aynı mesleğin erbabı sayılabilecek Norveç’in beyaz katili Anders Behring Breivik, Ergenekon’un başarısızlığını epeyce de vahlanarak şöyle açıklamış: “Bu örgüt gizli faaliyetlerini sürdürebilmek için fazla büyük bir hale gelmişti ve çok açıktan hareket etmeye başlamışlardı. Ayrıca olması gereken örgüt disiplinini de kaybetmeye başlamışlardı.”

Meczup hikmeti bu olsa gerek. Ergenekon iddianamelerine kabaca göz atan bir Norveçlinin bile “Bu bize kimse dokunamaz zaten” rahatlığını görmemesi mümkün değil.

Bu dört yıl boyunca artık son sayısı unutulan dalgaların vurduğu resmî adreslere bakınca Ergenekon’un  “devlet rutini” haline geldiğini bile söylemek mümkün.

Bu dört yıl içinde Ergenekon ve kardeş davalarda emekli Kuvvet Komutanlarından, muvazzaf orgenerallere, Emniyet Genel Müdür Yardımcılarından en dokunulmaz kudretli siyasetçi, rektör, düşünce adamı, sivil toplum önde gelenlerine kadar uzanan bir “dokunulanlar” listesi var. Darbe soruşturmalarında general tutuklanması, artık neredeyse haber değerini bile kaybetmekte.

Bu dört yılda ordulara, kozmik odalara girildi. Girilmedik bir tek Genelkurmay Başkanlığı kaldı. Emniyet’in en tepesindeki isimler soruşturma kapsamında tutuklandı.

Geçen hafta Hilâl Kaplan’ın TVNET’teki programına konuk olan Perihan Mağden buna dikkat çekmese aklıma gelmezdi.

Mağden programda şu soruyu sordu:  “Ergenekon soruşturmasının radarına neden MİT takılmıyor?”


Çok haklı bir soru bu. Türkiye’de devletin, tarihinde ilk kez adliyelik olduğu bu dört yılı en az hasarla atlatan kurum Milli İstihbarat Teşkilatı oldu. Hâlbuki 1970’lerde, 80’lerde birine derin devlet, kontrgerilla dense ilk aklına gelecek kurum MİT’ti.

Aslında hiç dokunulmadı değil. Bu dört yıl içinde beş MİT’li soruşturmanın radarına takıldı.

Hrant Dink’i İstanbul Valiliği’nde uyaran isimlerden biri olduğu söylenen eski MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı, yeni MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yılmaz İrticayla Mücadele Planı davasında Dalan’a “Kaç” uyarısı yaptığı iddiasıyla tutuksuz yargılanıyor. Galiba hâlâ görevinin başında. Ona henüz Hrant Dink davası kapsamında tek bir soru bile sorulamadı.  İrticayla Mücadele davasında verdiği ifadede ise “Yasaların el verdiği kadar ifade verebileceğini” söyledi. Yargılandığı davayla ilgili MİT içinde bir soruşturma geçirmediğini açıkladı.

Erzincan’daki Ergenekon davasında da bölgede görevli üç MİT’çi tutuklanmıştı. O tutuklanma sırasında daha önce onlarca karargâha giden polis karşılaşmadığı bir dirençle karşılaşmış, neredeyse silahlar çekilmişti. MİT’ten homurtu sesleri, açıklamalar geldi. Davada tutuklu olan MİT’çiler Yargıtay’ın İlhan Cihaner davasına el koymasıyla serbest kaldılar.

Şu anda Ergenekon davasında tutuklu tek MİT’çi ise Susurluk’tan beri hakkında tonlarca iddia olmasına rağmen tutuklanınca hâlâ MİT’te yurtdışında üst düzey bir görevle çalıştığı ortaya çıkan Kaşif Kozinoğlu. Onun neyle suçlandığı, ve onda yakalandığı söylenen arşiv hakkında henüz tam bir fikir sahibi değiliz.

Manzara çok açık. Bu dört yıllık Ergenekon soruşturmasında devletin güvenlik kurumları içinde MİT’e dokunulamadı. Hâlbuki, iddianameleri okuyunca arada kenarda epeyce MİT ve MİT’çilerle ilgili iddiaya rastlamak mümkün. Sırf adı bir listede olduğu için tutuklanan muvazzaf generalleri düşününce MİT’e bu ekstra muameleyi anlamak zor.

Bunu anlamak için yapacağınız basit bir Google taramasında karşınıza “Asker, polis hatta medya kirlenirken pirüpak kalmış, darbeciliğe karşı demokrasiden yana tavır almış, içindeki çürük yumurtaları ayıklamış, sivilleşmiş MİT” hikâyeleri çıkacak.

İşte tam da bu yüzden MİT’e dokunulamıyor ya...

TARAF 

YAZIYA YORUM KAT