1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Ergenekoncuların anlamak istemedikleri
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Ergenekoncuların anlamak istemedikleri

07 Temmuz 2009 Salı 04:38A+A-

Anti Ergenekon lobisi, Ergenekon lobisinden daha akıllı.. ETÖ lobisi panik içinde. O kadar çok hata yapıyorlar ki.. Tuzaklara çok kolay düşüyorlar..

Şu Dursun Çiçek olayını ele alalım.. Hemen savunmaya geçtiler.. Çiçek’in tutukluluk halinin kaldırılması onları tatmin ediyor.. Bunun bir tuzak olacağını hiç düşünmüyorlar..

Şu internete sızdırılan kasetleri biliyorsunuz. Hepsi montajlanmış. Uzun bir konuşmadan seçilmiş cümleler bunlar..

Bana göre en önemli, çarpıcı bilgiler değil bunlar.. Bu seslerin sahipleri, muhatabları konuşulanları biliyor ve hatırlıyorlar.. Yani haberin kaynağı açık açık tehdit ve şantaj yapıyor. Daha fazla direnirseniz, öteki konuşmalarınızı da yayınlarız diyorlar..

Bizim Sovyet, kendisine o kadar çok güvenmiş ki, hiçbir ihtiyad payı bırakmamışlar.. “Biz yaparız olur, bize hiç kimse hesap soramaz” havasındalar.

Zaten Hurşit Tolun’un bir konuşmasında bu var..

Çiçek dosyasını basına sızdıran, savcılığa gönderenler, muhtemelen, karşı tarafın nasıl bir tepki vereceğini hesapladılar.. O tepkiyi alınca da, bir sonraki adıma geçilecek..Ama önce toplumun o konuyu iyi bir tartışması gerekiyor.

Bana kalırsa Ergenekon davasının en önemli faydası, bu sürecin bir okul olma özelliği. Bu süreçte toplum derin gerçekler hakkında önemli bilgilere ulaşıyor..

Kuşkusuz bu süreç manipülatif bir süreç, ama herkes konuşunca olayları dikkatli bir şekilde izleyen biri, olayların sebeb ve sonuçları hakkında sağlıklı sonuçlara ulaşabilir.. Çünkü herkes bir şeyler söylüyor. Yani eldeki verilerle yalanı gerçekten ayıklama şansı yüksek..

Çiçek’le ilgili şimdi yeni tanıklar, bilgiler ve belgeler ortaya çıktı.

Hani Çiçek başlangıçta sussa ve yargılanmayı kabul etse, tutukluluk halini bu şekilde kaldırtmasaydı, hakkındaki iddiaların o seviyede kaldığını bir düşünün.

Ama ya şimdi.. Askeri savcı belgeden yola çıkarak serbest bıraktı. Adli mahkeme örgüt üyesi olmaktan tutukladı, ama aynı mahkeme -Bayan Eruygur’un “bizim” dediği mahkeme- bu defa serbest bıraktı..

Süreçte yaşananlar, bir hukuk skandalı olarak yorumlandı kamuda..

Şimdi darbecilik iddiası gündemde..

Madem öyle, o zaman işte böyle. Hadi yine serbest bırakın. Siz serbest bıraktıkça birileri daha ağır iddialar gündeme getirecek ve belgesini masaya koyacaktır.

Eğer daha da direnirseniz, bir tanık da çıkar gelir..

Durup durup Güneydoğu’da yapılan kazılardan yeni kafatasları bulunması da boşuna değil.

Ergenekoncular ne kadar direnirlerse, suç belgelerinin sayısı ve iddiaların vahameti o kadar artacak..

Hani bu iş madem “mıntıka temizliği” yolu ile olmuyor, siyaset yolu da engelleniyor, legal yollardan sadece yargı yolu kalıyor.

Mahkemeden sanık kaçırarak bu yolu da tıkarsanız, geriye tek yol kalıyor.. “Tavşana kaç, tazıya tut.” Yani darbenin dertlerine derman olacağını sanan, gözü dönmüş bir grubun darbe için önünü açmak ve hareket edince de tepelerine binmek..

Honduras’taki darbecilerin başına gelenlere bakıyor musunuz? Bize o kadar benziyor ki orada yaşananlar..

Hükümet darbe anayasasını değiştirmek için referanduma gitmek isteyince askerler yönetime el koydular..

Honduras’taki darbe girişimi bile darbe karşıtlarının elini güçlendirirken, Ergenekoncular için talihsiz bir gelişme oldu..

Ergenekoncuların Honduras’taki olaylardan ders alması gerek..

Eğer kendilerini korumak istiyorlarsa, bu işin adalet yolu ile çözümüne razı olsunlar. Yargıyı zorlamasınlar..

Kamu vicdanını zorlamasınlar. Çünkü daha sonra affedilmek istiyorlarsa buna ihtiyaçları var..

Belki kendileri için en makul çözüm, hatalarını kabul etmek ve bu konuda kendilerine emir verildiğini ve kendilerini böyle bir sistem içinde bulduklarını, bunu kabule mecbur bırakıldıklarını itiraf etmek..

Önce artık bu işin bittiğini ve gizli bir şey kalmadığını görmeleri gerek..

Bana kalırsa sorun, sistem içinde yer alan onbinlerden değil, karanlık emelleri uğruna, kendilerine servet ve iktidar üretmek isteyen çevrelerin dayatmalarından kaynaklanıyor.. ETÖ’cülerin önce bunu görmeleri gerek. Bu işin geri dönüşü olmadığını da kabul etmeleri şart.. Onlar bunu anlayana kadar da sanırım bu durum devam edecek.

Sonuçta anlamamakta direnecek olurlarsa, bu ülkede de bir darbe bastırılır ve ne olacaksa olur. Selam ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT