1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. LÜBNAN

  4. Ergenekoncu İP Hizbullah’ın Merkezinde!
Ergenekoncu İP Hizbullah’ın Merkezinde!

Ergenekoncu İP Hizbullah’ın Merkezinde!

Baasçı Hizbullah, Ergenekoncu İşçi Partisini Lübnan'da en üst düzeyden kabul etti. İlişkileri geliştirme ve dayanışma mesajı verdiler! (VİDEO)

21 Eylül 2013 Cumartesi 15:31A+A-

HAKSÖZ-HABER

Baasçıların yer aldığı Suriye dayanışma toplantısı için Beyrut'a giden İşçi Partisi heyeti, başta Lübnan Hizbullahı olmak üzere Lübnan ve Arap dünyasından parti ve heyetlerle resmi görüşmeler yaptı.

Lübnan'nın başkenti Beyrut’ta Uluslararası Arap İletişim ve Dayanışma Merkezi tarafından uluslararası bir konferans düzenlendi. Baasçı kuruluşların katıldığı toplantının amacı, olası bir ABD müdahalesine karşı Suriye rejimi ile dayanışma sergilemekti.

İşçi Partisi’nin Aydınlık Gazetesi, toplantı vesilesiyle İP temsilcilerinin Hizbullah’ın Nasrallah’tan sonraki adamı Şeyh Naim Kasım ile yaptıkları görüşmeyi bugünkü nüshasında ilk sayfadan duyurdu.

aydinlik-gazetesi_isci-partisi_hizbullah_lubnan-gorusme.jpg

Hamaney'e yakın ABNA sitesinin, görüşmeyi "kritik bir görüşme" başlığıyla vermesi dikkat çekti.

Toplantıya ağırlıklı olarak Arap dünyasından örgütlerin yanı sıra Latin Amerika'dan ve Avrupa'dan dış müdahaleye karşı çıkan aydınlar da katıldı.

Toplantıya Türkiye'den Ergenekoncuların yuvası İşçi Partisi katıldı.

Asya Kıtası Adına Söz İşçi Partisi'ne Verildi

Toplantıda İran'dan da katılım olmasına rağmen, Asya kıtası adına söz hakkı İşçi Partisi heyetine verilmesi dikkat çekti. İP heyeti adına konuşan Yunus Soner "Türk halkı Türküyle-Kürdüyle, Alevisiyle-Sünnisiyle Suriye'ye saldırıya karşıdır." dedi. Soner, "Emperyalizme saldırılara karşı direniş için bölgesel işbirliğini geliştirmeliyiz" şeklinde konuştu.

Dış İlişkiler Bürosu Üyeleri Yunus Soner ve Doç. Dr. Cüneyt Akalın'dan oluşan İşçi Partisi heyeti, konferans sonrasında Hizbullah’ın ikinci lideriyle görüştü.

Hizbullah'ın Merkezinde Ağırlama

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım tarafından kabul edilen İşçi Partisi ile Hizbullah görüşmesinde karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi ve dayanışma mesajları verildi.

Aydınlık gazetesinde yer alan habere göre İP heyeti ayrıca şu kişilerle görüştü:

Lübnan Nasırcı parti Murabitun Genel Başkanı Mustafa Hamdan. Uluslararası Arap İletişim ve Dayanışma Merkezi Başkanı Maan Bashour. İngiliz parlamenter George Gallowey. Mısır Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Cemal A. Zahran. Lübnan Waed Partisi Başkanı İdris Salih.

İP heyeti ayrıca Tunus, Cezayir, Fransa ve Yunanistan'dan heyetlerle de temaslarda bulundu.

Görüşmelerde, hangi görüşten olursa olsun, anti-emperyalist partilerin ve kuvvetlerin dış müdahaleye karşı çıkmasına, bölge çapında ortak politikalar geliştirmesine ve dayanışma içinde olmasına vurgu yapıldı.

Aydınlık, İşçi Partisi heyetinin 3 günde 3 ayrı televizyon programına davet edildiğinin de altını çizdi.

BAŞLARINI ŞALLA ÖRTMÜŞLER

Ulusal Kanal'ın haberinde Ulusal Kanal temsilcisi kadınların görüşmede başlarının yarısını şalla örtmeleri dikkat çekti.

 

HABERE YORUM KAT

17 Yorum
  • Ha-Sim / 24 Eylül 2013 01:26

    “Kâfir olanlar birbirlerinin dostlarıdır.” (Enfâl: 73)
    bu sekilde IP ve Iran ayni safta olduklarini ilan etmisler. Yillardir müslümanlarin, yaptigi islam devrimiyle ornek olarak gordugu Iran bu yolda ayaklarini sabit tutamadi.

    Yanıtla (0) (0)
  • furkan / 23 Eylül 2013 14:29

    Taban tabana zıt gibi görünenlerin aslında aynı safta yer aldığının en açık göstergesi bu kareler. Zıtlıkların ahengi gibi bir şey olmuş. Birlikte birde halay çektikten sonra sanki biraz yorulmuşlar gibi.....

    Yanıtla (0) (0)
  • aybana / 23 Eylül 2013 10:30

    iranın ergenekonu, lübnanın ergenekonu birbirlerini karşılamışlar...

    Yanıtla (0) (0)
  • Huseyncan / 22 Eylül 2013 20:10

    Medinede Müslümanlara yardım eden ama sapık din anlayışları ile daha sonra Mekke Müşriklerini Müslümanlara tercih eden Yahudileri bir daha okuyun.
    Yaptıkları bütün hayırları heba eden, o yetmeyip dünyanın en aşağılık katliamcıları, İslam düşmanları ile anlaşan O Yahudi kabileleri muhakkak ki İslam'a ve Müslümanlara düşmanlıkta en ileri gidenlerdi. Tarihin garip cilvesi, insana musallat olan iblis'in aynı oyunu, insan oğlunun nefsindeki aynı zaaf bu gün İslam adına bir zamanlar şevkle desteklediğimiz İran ve Hizbullah'ı dünya İslami hareketlerinin en büyük düşmanına çevirmiştir.
    Bu kadar tecavüz, katliam ve ihanetten sonra hala İran ve Hizbullah'ın itibarsızlaştırılmasından söz edenler de hiç mi vicdan yok, hiç mi akıl, izan yok onlar bu alçakça tavırları ile kendilerini itibarsızlaştırdılar ve bu zulümlere rağmen hala kendilerine muhiblik yapanları da itibarsızlaştırıyorlar.
    Artık nasihat bitmiştil, tekdir bitmiştir. Orada, Suriye'de kanları ile canları ile mücadele eden Baas küfrüne karşı mücadele eden Müslüman Suriye halkına yardım edenler in Allah indinde mazeretleri olacak, onları karalayanlar ise zaten şimdiden zelil oldular ve Kıyamet günü yaptıkları münafıklık halkaları boyunlarında olacaktır.
    Mazlum-Zalim kavgası artık Hak-Batıl, Müslim -Müşrik kavgasına dönmektedir.
    2,5 yıldır tevbe edemeyenlerin artık inadi küfürlerine, örtme çabalarına karşılık gerçeği ortaya çıkaran Rabb ne yücedir.
    Mazluma selam ve merhamet haktır, zalime lanet haktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Zafer / 22 Eylül 2013 17:58

    İşledikleri cürümlerden dolayı birbirlerini vazgeçmeye çalışmayanların kalplerini Allah sonunda birbirine çarpar. Baas mücrimlerini uyarıp sakındırmak bir yana bir de onlarla dost olursanız, sonunda Allah sizlerle Aydınlıkçıları böyle kanka yapar.
    Anlaşılan Aydınlıkçılar ve ateist Türk solu da direniş ekseninin vazgeçilmezleri arasına girmişler bu törenle. "özgür kudüste buluşurlar" artık.

    Yanıtla (0) (0)
  • ALLAHU EKBER / 22 Eylül 2013 14:14

    Basımıza gelen herşeyle imtihan oldugumuzu unutmayalım.her imtihan iyi ve kötüyü birbirinden ayrıştırır.Suriye savaşı görünürde çok büyük bir musibet ümmet için.ama şuda bir gerçekki Rabbimiz suriye savaşıyla hastalıklı beyinleri nasılda aşikar etti.hiç ummadıgımız insanların nasıl birbirleriyle sıkı fıkı dost olduklarını büyük bir hayretle seyrediyoruz.Allaha karşı savaşanlariçin herzaman hüsran ve rezillik kaçınılmazdır.artık bize düşen gördüklerimizi unutmamak ve bu insanlara besledigimiz iyi niyetleri Allah için tekrar bir gözden geçirmemiz gerekiyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • hasan menur / 22 Eylül 2013 13:06

    Suriye direnişi üçüncü yılına girmeye yaklaşırken, direniş ve karşıtları arasındaki saflarda netleşme noktasında da sonuca doğru gidilmeye devam ediliyor. Bir tarafta direniş bir tarafta direniş karşıtı İran, Esad, Irak, Nasr, Geziciler, Sisi, Baltacılar, Sol, sosyalisti küpeli ve kıblelisi ile. Menfaat konusunda ise ABD, İSRAİL, BATI, RUSYA vs..vs.. Bu menfaat cephesinde ise maalesef menfaatler aynileşiyor.


    Menfaatleri aynileşenler konusunda akıl hocalığını yapanın kim olduğu ve zekası kıvrak olanın kim olduğu sorusu sorulursa şahsen ben derim ki bu konuda felsefeyi yutan İran Mollaları dünya siyasetinde diğer devletleri parmakları üzerinde oynatırlar. İran'ın Esadı kurtarmaya yönelik son yaptığı diplomasi çıkışı da bunun göstergesidir. Siyasi ve stratejik olarak değişik fraksiyonlara mensup örgüt ve cemaatleri hatta devletleri bile siyasi stratejik olarak, İran kendi fikir ve düşünceleri çerçevesi içinde oluşturarak onları kendi cephesine katması açık olarak biliniyor ve bence bu konuda büyük başarılara imza atmış durumda.



    İran'ın islami konuda Kur'anı merkeze alarak değerlendirmeye çalışırsak maalesef islami devlet kavramını içi boş ulus devlet fikri ile siyasi stratejik ve mezhepsel olarak Allah'ın dininin ününe bir set olarak koyduğunu kolaylıkla görebiliriz. Suriye konusunda ve sunni islam dünyasına karşı düşüncelerinden dolayı sınıfta kaldığını rahatlıkla görebiliyoruz. Selam ve dua ile. Allah'a emanet olunuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • abdullah / 22 Eylül 2013 12:07

    Şeytan ayetlerinin yeni baskısını yapacaklar.Birde selman rüştüden özür dileyip ödül verecekler.Eh humeyninin ölüm fetvasını kalıdırırlar artık....

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet yılmaz / 22 Eylül 2013 12:04

    90 yıldır Şeriat isteyenler okula başörtüyle gitmek isteyenler İRAN'A diyenler sonunda kendileri İRANA gittiler hadi hayırlısı

    Yanıtla (0) (0)
  • hüseyin meydan / 22 Eylül 2013 10:20

    ALLAH oyunları bozandır.hesaplarınızı ALLAH üzerinize döndersin.bakalım kim kimi kullanacak.ulusalcılar,koministler,kemalistler,ataistler,pkk lılar,sosyalistler mi mollaları kullanacak,yoksa aksi mi olacak.ALLAH ında bir hesabı vardır.düşmanımın düşmanı dostumdur zihniyeti işte böyle ortaklık yaptırır.

    Yanıtla (0) (0)
  • ömer bitlis / 22 Eylül 2013 03:56

    Cehape ezhere gider bağlılıklarını bildirir, işçi partisi hizbullaha gider ortaklık yapar.. Nooluyor...

    Ateizmin, kamalizmin "onur"unu ayaklar altına aldınız...

    Yanıtla (0) (0)
  • kozanoglu / 21 Eylül 2013 23:20

    Sosyalist kesimle her turlu isbirligine gidilebilir. Fikir ve eylem asgari mustreginde birlesilebilir kanaatindeyim . fakat bu her kesime karsi her tur ihaneti yapmis ozellikle de muslumanlara ve islami mucdeleye her daim kuduzca saldirmis ve sloganlari da "MOLLALAR IRAN'A" olan bu duzenbazlarla Hizbullahin gorusecek nesi olabilir ki? Ayrica diger baascilar da ne irani ne hizbullahi ne de islami ve muslumanlari severler.

    Biz yaptigimiz herseyi Allah rizasi icin yaptik lakin yok mudur Turkiye'de bu iran siyasetini dizayn eden insafsizlara bilgi ulastiracak birileri? Anlatsalar ya Iran karsiti kuduzluklarda kemalist gericilige, ulusalci fasizme karsi kim gogsunu siper etmis...

    Yanıtla (0) (0)
  • hakan / 21 Eylül 2013 21:29

    Pes yani Allah kahretsin. Bari müslüman olduğunu söyleyen birileri olsaydı. Türkiyede müslümanlardan en çok nefret eden gruplarla görüşmek ne ahlaksızlık. Bu nasıl bir densizlik!

    Yanıtla (0) (0)
  • Haydarani / 21 Eylül 2013 19:48

    yakışırlar birbirlerine..ulusalcı-solcu-kemalist- baasçı -Haydar Başçı taife ve Hizbulİran kolkola...Ne diyebiliriz ki ..var güçleriyle tercihlerini Yeni yetme Şam yezidi Beşşar'dan yan kullanıyorlar.. Allah müstehakınız neyse onu versin diyebilirim sadece..

    Yanıtla (0) (0)
  • Erdem / 21 Eylül 2013 19:45

    Doğrusu ya, kendi namıma ben, İP'ni anlayabiliyorum. Adamlar İslam'a olan düşmanlıkları sebebi ile ülkedeki gerici(!) hükümete muhalefet ediyorlar. Ergenekon'da kuyruğu ve dahi boynu kaptırmış olmanın hıncı ile saldırıyorlar. Denize düşme duygusu ile de karşılarına çıkan her fırsata sarılıyorlar. Birileri buna ilkesizlik de diyebilir eyvallah. Ama yine birileri bu duruma manevra da, diyebilir; siyasi taktik de diyebilir. Hele de karşımızdakiler Maoculuktan Kemalizm'e evirilmiş, pragmatizmi ve oportünizmi meslek edinmiş kimselerse onlara söyleyecek sözünüz de kalmaz. Pekala, "diğerlerine" ne oluyor? Onlar hangi kutsal amaç ve hedef için İslam düşmanlığı ile tescilli bu kişilerle görüşüyorlar? Humeyni rahmetlinin, hakkında ölüm fetvası verdiği Selman Rüştü'nün kitabını yayınlama rezaletini sergileyenleri ödüllendirmek ne anlama geliyor?! Bu nasıl bir ahlak, bu nasıl bir siyaset? Gavur Müslümanı kullanıyor, Müslüman, gavuru kullandığını sanıyor! Aydınlıkçı zevat gayet "tutarlı" bir tarzda İslami hareketlerin karşısında yer alıyor. Mısır'da Müslümanlara karşı, darbecilerin yanında saf tutmaları, Türkiye'de darbecilikten yargılanmaları ve Müslümanlara karşı olmaları bu açıdan "tutarlılıklarının" göstergesi. Aynı şekilde Suriye'de Müslümanların etkili olduğu muhalefete karşı, Esed diktatörünün yanında yer almaları da anlaşılabiliyor. İran ve tabiilerine yanaşmaları da bu cihetten anlamlı. Peki onlarla görüşenler, bunca pis işe bulaşmışlarla, hangi büyük amaç için bir araya gelebiliyorlar? Esed gerçekten bu kadar makul ve masum mu? Esed için bütün dünya Müslümanlarını karşınıza almak doğru olabilir mi? Aydınlıkçılık adında karanlık işler çevirenlerin kimliği ve icraatları aklınızı başınıza getirmiyorsa, size daha ne denilebilir ki? Bu nasıl bir İslamlıktır, bu nasıl bir Müslümanlıktır ki; Mursi'ye karşı Sisi'yi, Erdoğan'a karşı Perinçekgilleri, Müslüman halka ve muhalefete karşı da Esed'i destekliyorsunuz?! Yezid kim, Hüseyin kim? Bu kadar aymazlığı, bu kadar körlüğü hiç bir din, hiç bir mezhep, hiç bir anlayış kaldıramaz. Yazık, hem de çok yazık!!

    Yanıtla (0) (0)
  • selim / 21 Eylül 2013 17:32

    bir yanda islami direnişin altın halkası olduğunu iddia eden hizbullah...diğer yanda islami harekete topyekün savaş açan ergenekoncu işçi partisi....

    iran ve hizbullahın islama ve ve müslümanlara yaptıkları bu kara lekeleri asla unutmayacak ve asla affetmeyeceğiz.....

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasip Yokuş / 21 Eylül 2013 16:31

    Reel politika veya farklı siyasal çıkarlar adına Suriye'de devam eden vahşet ve katliamlara fiili olarak destek verenlerin İşçi Partisyle görüşmesi de sürpriz sayılmamalı.
    Esed'le stratejik müteffik olmak, İşçi Partisiyle ittifak arayışlarından daha az ilkesiz bir tutum değil. Eli,100 bin insanın kanına bulaşmış bir diktatöre destek veren dahası onunla yanyana omuz omuza savaşanların öne sürdükleri gerekçelere bakıldığında aynı gerekçelerle her türlü gayrı ahlaki, gayrı insani ve gayrı islami tutumu da sergileyebilecekleri izahtan varestedir.
    Daha düne kadar "Şeriatçılar İrana" diyen işçi partisinin bu gün bu kesimlerle kol kola girmesi çok manidar. Tersinden okunduğunda aynı ilkesiz tutum bu kesimler için de söz konusu.
    Bu kesimlerin ilişkilerini geliştirme ve daha üst seviyelere taşıma arayışları benim açımdan sürpriz olmadı. Tencere yuvarlanır, kapağını bulurmuş.

    Yanıtla (0) (0)