Ergenekon ve uygunsuz görüntüler
Deniz Baykal olayını bir kenara bırakalım; biz kendi 312 general davamıza bakalım.
Bakarken, Deniz Baykal olayından da dersler çıkaralım.
Önce şunu soralım: Baykal ile ilgili kasetin kaynağı nedir?
Daha kaç kişi hakkında, benzer kasetler vardır.
Ergenekon tutuklusu Emekli Albay Levent Göktaş’ta çıkan 53 no’lu DVD olayı ile, Baykal kasetinin bir ilgisi var mıdır?
İlginin derecesi nedir?
Ergenekon davasının delilleri arasında yer alan 53 no’lu DVD’nin arka planı, niçin tüm netliği ile ortaya konulamamıştır.
Kimler, kimleri korumuştur?
DVD’de görüntüleri olan hakimler, niçin bu albaydan şikâyetçi olmamışlardır?
Uygunsuz görüntüleri çekilen kaç hakim, hâlâ görevdedir ve hâlâ adalet (!) dağıtmaktadır?..
O DVD’de, birçok hakim-savcı ile ilgili gayriahlâkî görüntülerin olduğu, bunların şantaj amaçlı çekildiği ve kullanıldığı ileri sürüldüğü halde, bu konuda açılmış davalar nerede görülmektedir, niçin bilinmemektedir?
Levent Göktaş, sıradan bir Ergenekon tutuklusu değil.
O, hem emekli albay, hem avukat, hem de Yargıtay’da tetkik hakimliği yapan bir bayanın eşi..
Halk Bankası’nın da avukatlığını yapıyor.
Vakıflar Bankası’nın da.
Üstelik, AK Parti iktidarı döneminde..
Bir yandan AK Parti’yi devirmek için, en derin tuzakları kuruyor.
Bir yandan da AK Parti iktidarında, kamu bankalarından avukatlık ücreti alıyor..
Ve anlıyoruz ki, gerçekler hiç de öyle göründüğü gibi basit değil..
Arkasında çok derin ilişkiler gizlenebiliyor..
Düşünebiliyor musunuz; emekli bir albayın avukatlık yaptığı büroda, birçok hakimin gayriahlâkî görüntülerinin olduğu kasetler bulunuyor.
Bunların içinden birisi de, Danıştay cinayeti davasına bakan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hakkındaki görüntüler..
Siz dışarıdan baktığınızda, Danıştay cinayeti davasında, “Cinayet aydınlatılmıştır. Arkasında başka gerekçeler aramaya gerek yoktur” diyen mahkemenin kararının, hukuk böyle emrettiği için varılmış bir sonuç olduğunu sanıyorsunuz.
Nereden bilebilirsiniz ki; Danıştay cinayetini, “dindar kılığındaki kimlikle Alparslan Arslan’a yıkan ve arkasındaki gerçekler beni ilgilendirmez” diyerek alelacele kapatan mahkeme başkanının uygunsuz görüntülerinin, Ergenekon tutuklusu Levent Göktaş’tan çıkacağını..
Kim bilebilir ki; o uygunsuz görüntülerle mahkeme başkanına şantaj yapılmış mıdır?
Kamuoyunun gündemindeki başka davalarda, bu tür ilişkiler, karar alma noktasında ne derece etkin olabiliyor?..
Vakit aleyhine açılan davalarda verilen ağır kararlar, böyle baskılar sonucunda mı alınıyor?
Vakit, illegal faaliyetlerle dahi susturulmak istenen bir gazete..
O yolda her şeyi göze alabileceklerini, Ergenekoncular kendi dokümanlarında açıklıyorlar..
Üç tane hakime baskı yapmak, onlar için sorun değildir herhalde..
Hele hele Levent Göktaş gibi adamları var iken..
Sahi; CHP Genel Başkanı’nın, “Ergenekon’un avukatıyım” dediğini hatırlıyorsunuz, değil mi?
Ergenekon sanıklarında, birçok önemli kişinin uygunsuz görüntüleri çıkmıştı!
Acaba Deniz Baykal, Ergenekon’un gönüllü bir avukatı mı, yoksa uygunsuz görüntülerin mecbur bıraktığı zorunlu avukat mı?
Kasetler elden ele dolaşıp, sonunda metacafe.com’da mı patladı?
Daha başka kimlerin kasetleri patlayacak, patlatılacak?..
Bu arada o kasetlerle, kimlere neler yaptırıldı; yaptırılmaya devam ediliyor?..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT