Ergenekon savcıları da karargâhta inceleme yapabilecek mi?
Genelkurmay Askerî Savcılığı “İrticayla Mücadele Eylem Planı için “külliyen yalan” dedi.
Ama Askerî Savcılık’ın kendi açıklamasında atıf yaptığı dört rapor böyle söylemiyor.
Jandarma Kriminal’in raporuna göre belgedeki imza Albay Dursun Çiçek’in imzasına benziyor ama fotokopi olduğu için net bir şey söylenemez.
Adli Tıp da aynı sonuca varmış.
Yani bu iki rapora bakıp Askerî Savcılık’ın yaptığı gibi “Bu belgeyi Dursun Çiçek hazırlamamıştır, soruşturmaya gerek yok” denilemez. En azından soruşturma sürdürülür.
Bizzat Askerî Savcılık’ın TÜBİTAK’a yaptırdığı incelemeden ise “Belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağandışı bir görüntüye rastlanmadı” sonucu çıktı.
Yani Genelkurmay’dan gazetelere servis edildiği anlaşılan “Çiçek’in imzası alındı, belgeye monte edildi sonra da fotokopi ile izler silindi” komplo teorisini en azından şüpheli hale getirdi bu rapor. (Bu arada Milliyet’in haber kaynağı da bu açıklamayla deşifre olmuş oldu.) Yani Askerî Savcılık’ın yaptığı gibi fotokopi tezinin arkasına saklanılamaz.
Ve en vahimi. Emniyet’in Çiçek’in Askerî Savcılık’a verdiği imzanın hem belgenin altındaki hem de daha önce attığı 20 farklı imzadan farklı olduğunu ortaya koyan yani “Çiçek Askerî Savcılık’a sahte imza attı” diyen raporu.
Askerî Savcılık açıklamasında bu sahtekârlığı soruşturacağına şöyle demiş: “Şüphelinin askerî savcılık huzurunda verdiği imzaların daha önceki muhtelif belgelerdeki imzalarıyla örtüşmemesinin ayrıca incelettirilmesine gerek görülmemiştir.”
Hâlbuki o sahtekârlığın tesbiti için ayrıca inceletmeye bile gerek yoktu, gözü olan birinin imzalara bakması yeterliydi.
Ve bu dört rapordan sonra Askerî Savcılık’ın vardığı sonuç şu: “Belge sahte, Taraf Gazetesi’ne bunu kim sızdırdı bulunsun.”
Bu açıklamayla Askerî Savcılık hem adaleti hem de sırasını savmış oldu.
Sıra geldi Ergenekon savcılarına.
Şimdi Genelkurmay, inceleme yaptırdıklarını söyledikleri Bilgi Destek Birimi’ndeki 14 bilgisayarı bir de Ergenekon savcılarının incelemesine izin vermelidir
Ya da Genelkurmay Başkanlığı, inceleme yapılan bu 14 bilgisayarla ilgili daha detaylı bir bilgilendirme yapmalıdır. Açıklamada silinen Mustafa Balbay günlüklerini bilgisayarından ortaya çıkaran “imaj çalışmasının” sadece Çiçek’in evinde bulunan laptopuna yapıldığı söyleniyor. O laptop da nedense karargâhtaki bilgisayarlardan dört gün sonra incelenmiş.
Peki, ya o 14 bilgisayara imaj çalışması yapıldı mı? Açıklamada bununla ilgili hiçbir bilgi yok. Laptop incelemesi için ayrıca bu detay verildiğine göre o 14 bilgisayar için aynı “imaj işleminin” yapılmamış olduğu sonucuna varılabilir mi?
Herhalde asker emir-komuta zincirine bağlı olarak çalışan Askerî Yargı’ya kamuoyunda pek güvenilmediğinin farkında değil. Farkında olmadıkları bir şey de halkın artık o eski halk olmadığı.
Küçük bir fikir vereyim;
Genelkurmay açıklamasını yazıişlerinde değerlendirip, yazı için masama gelmiştim ki bir telefon geldi.
Arayan Eminönü’nde bir esnaftı. Genelkurmay’dan gelen açıklamayı o da dinlemiş. “Yarın 300 tane Taraf alıp Eminönü Meydanı’nda dağıtacağım” dedi. Arkadaşları Taraf okuduğu için “Sen PKK’lı, komünist mi oldun” diyormuş. “Yok, ben bu ordu böyle olduğu sürece eşime de söyledim, çocuklarımı askere göndermeyeceğim” diye de ekledi.
Eminönü’ndeki esnafları kaybeden bir ordu için işler iyi gitmiyordur.
Genelkurmay tüm bu şüpheleri dağıtmak için kapılarını Ergenekon savcılarına açmalıdır.
TARAF
YAZIYA YORUM KAT