Ergenekon nereye!
Bu iş (Ergenekon) sadece içeri ile sınırlı değil.. Dışa açılın biraz.. Mesela İtalya’ya, mesela Yunanistan’a, İran’a.. Rusya’dan bilgi, belge isteyin mesela..
İsveç’ten de bilgi istenebilir..
Bunların bazıları korumasını bile komşu ülkelerden getirtiyordu.
Yunanistan Albaylar Cuntası’ndan sonra bu iş bitti diyorlar ama, Yunan derin devleti görevine devam ediyor, ama artık içeriyle değil, dışarı ile ilgililer..
Almanya’dan da bilgi isteyin diyeceğim ama, Almanya, Fransa zor.. İngiltere zor.. İsrail zor.. Hani Bulgarlar arşivlerini açsa yine yer yerinden oynar burada..
Mesela, eski defterleri karıştıracaksanız kanlı 1 Mayıs’ın ipuçlarını İran’da bulabilirsiniz mesela.. İran’da Şah zamanında ABD’nin önemli yeraltı örgütleri vardı.. İrangate’de bir kısmı ortaya çıktı bunların. Sonra ört-bas edildi..
Bunların içerideki haberleşmelere yansımamış olması mümkün değil.. Ama belki şifreli konuşmuşlardır..
Kendilerinden çok emindiler.. Mesela Tolon Paşa alınıp içeri atılabileceğini hiç aklının ucundan bile geçirmemiştir.. Eruygur Paşa böyle bir son beklemiyordu. Başlarına gelince GATA kapısını kullandılar. Çünkü bu kapılar daha önce de kullanılıyordu..
Şimdiye kadar ne yaptılarsa yanlarına kâr kalmıştı. La-yüs’eldiler çünki. Kimse kendilerinden hesap soramazdı. Askeri cezaevlerinin dili olsa da söyleseler..
Baksanıza, Türkan Saylan’a..
Osman Bey’in muhterem eşlerinin rahatlığına baksanıza.
Aşırı özgüven bunları ihtiyatsız yapmış.. Şimdi paniklediler. Ama hâlâ bu işin nasıl olduğunu anlamış değiller..
Ama tümü ile de başarısız ya da bu beklentilerinde haksız değiller. Baksanıza Eruygur Paşa, Ersöz Paşa, Koman Paşa GATA’da paşa paşa yatıyorlar.. İzmir’de inşaatı devam eden yazlıklarının dekarasyon işleri için mimarlara sipariş ve talimat vermeye devam ediyorlar..
Başbuğ’un iletişim toplantısının zamanlaması dikkat çekici idi. Açıklamaları da. Bombalı araçlar büyük şehirlerde dolaşırken, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e suikast girişiminde bulunulduğu, Ankara’daki cezaevine yönelik operasyon sanıklarının yargılamalarının zaman aşımından düştüğü, Ergenekon davasının 2. iddianamesinin eklerinin açıklandığı ve şok iddialarla gündemin sarsıldığı, Güneydoğu’da 10 askerin hayatını kaybettiği, İstanbul’daki operasyonda hayatını kaybedenlerin acıları dinmeden yapılan basın toplantısı öncesi sorulan soruların çoğu havada kaldı.. Üzülerek söylemeliyim ki, hiç inandırıcı değildi..
Başbuğ’un asabi tavırları, 10 askerin hayatını kaybetmesine yol açan olaylarla mı ilgili idi yoksa, yapacağı açıklama ile ilgili bir stres sonucu mu bilmiyorum.. Ama bildiğim bir şey var, bu açıklamalar beklentilere cevap vermiyordu ve Başbuğ’un daha önce gösterdiği entellektüel bakış açısından yoksundu!
Öyle anlaşılıyor ki, askeri cenah Ergenekon konusunda bir şeyler yapmak için isteksiz..
Askeri Şura’ya 90 gün kala, bu açıklamaların ne anlama geldiğinini zaman içinde öğreneceğiz.
Sonuç olarak, Özkök’ün savcılara Ergenekon davası çerçevesinde bilgi vermesi sanıklar açısından nasıl bir yıkım şeklinde algılandı ise, Başbuğ’un açıklamaları da bir bakıma, Ergenekon’a ilişkin ididaları hafife alan yaklaşımı ile bu yıkımı telafiye yönelik bir açılım gibi algılanmış olmalı..
Başbuğ’un çıkışının bu süreci engelleyeceğini, tartışmanın hız keseceğini sanmıyorum.. Sanırım bu durumda hesaplaşma keskinleşecek.. Mayıs ayı zor geçecek gibi gözüküyor.. Daha asıl sıkıntı 1 Mayıs’la birlikte başlayacak..
Askerler içinde de bu konuda ciddi bir görüş ayrılığı olduğunu düşünüyorum.. Görünen o ki, hem muvazzaflar, hem de emekliler kaygılı ama, bundan sonrası için net bir rota belirlenebilmiş değil.
İş bir yandan darbe planlarının dışına çıkarken, öte yandan bir intikam ve iç hesaplaşmaya dönüyor gibi sanki.. İşin kötü yanı ise, bu yapının nasıl tasfiye edileceği, bu işin nereye kadar gideceği konusunda kimsenin net bir bilgiye sahip olmaması.. Kritik eşik aşılmasına rağmen, örgüt hâlâ silah bırakmaya yanaşmıyor.. Başbuğ’un açıklaması onu gösteriyor ki, TSK içinde henüz bir mıntıka temizliği kararı yok..
Aslında kritik eşik aşıldı ve bu işin geri dönüşü yok.. Bunu birilerinin anlaması gerekiyor.. Bu iş ne kadar uzarsa, ülke de , örgüt üyeleri de, halk da, ekonomi de bu işten o kadar zarar görecek..
Bu işin dış ayağı da çözülmeye başlarsa, sanırım dirençleri iyiden iyiye kırılır. Dış ülkeler, belki kendileri iş tuttukları admaları açıklamayacaklardır ama, karşı tarafın adamları ve eylemleri hakkında bilgi verebilirler. O zaman da bu bilgileri bir yere topladığımızda, ortaya bir fotoğraf çıkarabiliriz.
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT