31 Mart 2023 tarihinde yapılan mahalli seçimlerde Tatvan’da belediye başkanlığı el değiştirdi. Daha önce görev yapan AK Partili belediye başkanı yerine DEM Parti’den Mümin Erol başkan seçildi. Yeni başkan göreve geldikten sonra makam odasına asılı bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmini indirdi. Bu görüntülerin medyaya da servis edilmesi üzerine Tatvan Savcılığınca hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Mümin Erol dün gözaltına alındı. Tatvan Adliyesine getirilen Mümin Erol savcı tarafından ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakıldı. 

Sonuç itibariyle hadiseye bakıldığında ortada pek bir sorun yokmuş gibi görünüyor, Savcılık başlatılan soruşturma kapsamında ilgili kişinin ifadesini almış ve bırakmış. Açıkçası son dönemde yaygınlaşan tutuklama furyasının Tatvan’da da nüksetmemiş olması ve hadisenin yeni bir krize, tartışma konusuna dönüşmemesi iyi bir gelişme sayılabilir. Bununla birlikte gözaltına alınmayı getiren hadiseye dair bazı sorular sormanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. 

Öncelikle Cumhurbaşkanı da olsa sonuçta bir partinin genel başkanının resmine başka bir partiden seçilmiş bir siyasinin, makam odasında katlanmak zorunda olması doğru bir uygulama mıdır, sorgulanmak, tartışmak lazım! Bu tür uygulamalar son kertede dayatma olarak algılanmaya müsait şeyler ve ne siyasete, ne de insan ilişkilerine katkı sağladığı söylenemez. İnsanları inanmadıkları, hoşlanmadıkları şeyleri yapmaya zorlamanın hayra yol açmadığı görülmeli. 

Kaldı ki Recep Tayyip Erdoğan’ın da DEM Partili Mümin Erol’un tepesinde görünmekten pek haz etmemesi gerekir. Bu tür uygulamalar daha çok baskıcı rejimlerde yaygın bir şekilde karşılaşılan kişi kültü oluşturma eğiliminin bir uzantısı olarak görülmeli ve artık ısrar edilmemeli. Kişilerin öne çıkartılmasının, resimler, heykeller, şahsa ait vurguların sonuçta kişilerin kutsanmasına varan bir yanlışı besleyebildiğini ve bundan kaçınmanın daha saygın ve şahsiyetli bir toplum yapısı için gerekli olduğunu biliyoruz.  

Ama meselenin bir başka boyutu daha var, onu da atlamamak lazım. Tatvan Belediye Başkanı DEM Partili Mümin Erol, Tayyip Erdoğan’dan hazzetmediğini ifade eden bir eylemde bulunuyor, hakkı olarak görebiliriz, kimse sevmediğini sever gibi yapmaya zorlanmamalı. Peki, aynı hassasiyeti odasında asılı duran diğer poster için de yapmayı düşünür müydü? Daha doğrusu yapmaya cesaret edebilir miydi? Hiç sanmıyoruz! Ne gezer! 

İşte tam burada tam manasıyla bir ikiyüzlülük olgusu karşımıza çıkıyor. Yüz yıldır bu ülkeye hakim olan bir ikiyüzlülük! Hangi inançtan, dünya görüşünden olursanız olun Mustafa Kemal’i sevmek, daha ötesi onu tazim etmek zorundasınız, bundan kurtuluş yok! Ve ne yazık ki bu dayatma, bu zorbalık, bu saçmalık asla sorgulanmıyor!

Oysa hiçbir şahıs, hiçbir fani tazim derecesine yükseltilmemeli; kimse kendisini sevmediği kişiyi yüceltmek zorunda hissetmemeli! Bir isme, devletin reisine, yönetici kadrolarına gerektiği yerde saygı duymak, itaat etmek anlaşılabilir bir şeydir ama resimler, heykeller üzerinden bu yüceltme, tapınma kültürü yanlıştır, zararlıdır. Buna son verilmeli. Ve bu da öncelikle Mustafa Kemal tapınmasından başlamalı!