1. HABERLER

  2. HABER

  3. Erdoğan-Obama Zirvesinden Çıkan Mesajlar
Erdoğan-Obama Zirvesinden Çıkan Mesajlar

Erdoğan-Obama Zirvesinden Çıkan Mesajlar

Erdoğan-Obama görüşmesinden Suriye konusunda tam mutabakat mesajı çıktı.

16 Mayıs 2013 Perşembe 21:54A+A-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Brack Obama arasında Beyaz Saray'da yapılan görüşmeden Suriye konusunda "ortak görüş" damgasını vurdu. 

Basın toplansında ilk olarak Obama söz aldı. ABD Başkanı, Afganistan'daki durum, İran'ın nükleer programı, Türkiye-İsrail ilişkileri ve Ortadoğu barışı konularını görüştüklerini söyledi.

OBAMA: "ESED'SİZ ÇÖZÜM İSTİYORUZ"

Daha sonra sözü Suriye'ye getiren Obama,  "Esed rejimi üzerindeki baskıya ve muhalefetle çalışmaya devam edeceğiz. Esed'in içinde olmadığı demokratik bir geçiş süreci için çaba göstermeye devam edeceğiz. Esed'in gitmesi konusunda kararlıyız. Esed'in ortaya koymuş olduğu, çözüme olanak vermeyen şiddet bitmeli. Bu çerçevede Türkiye ile yakın çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Obama, Türkiye'nin önümüzdeki günlerdeki Cenevre görüşmelerinde Suriye'de tarafların bir araya getirilmesinde önemli rol oynayacağını söyledi.

Görüşmede ticari ilişkilerin de ele alındığını ifade eden Obama, "Yatırım ve ticari ilişkileri geliştirme konusunda kararlıyız" diye konuştu.

REYHANLI İÇİN BAŞ SAĞLIĞI

Obama, teröre karşı her zaman Türkiye'nin yanında olduklarını belirtti ve Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki bombalı saldırılar için baş sağlığı dileğinde bulundu.

BAŞBAKAN ERDOĞAN: "TERÖR KONUSUNDA ORTAK MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Boston'daki saldırılar için Amerikan halkına baş sağlığı dileyen Başbakan Erdoğan, terörle ortak mücedeli sürdürme konusunda kararlı olduklarını ifade etti.

Başbakan, ikili ticari ilişkilerin daha ileri düzeye taşınması konusunda da iki lider olarak ortak kararlılığa sahip olduklarını kaydetti.

"SURİYE KONUSUNDA TAM FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ" 

Başbakan Erdoğan, "Suriye bir numaralı gündemimizdi. Bundan sonra yapılacak konuları görüştük. Görüşlerimizin uyuştuğunu gördük. Suriye'de kanlı sürecin sonlandırılması, halkın meşru taleplerini karşılayan yeni bir yönetimin inşası konusunda ABD ile tam bir matabatak içindeyiz. Konuyu akşam saatlerinde daha detaylı ele alacağız" dedi.

Suriye krizinin çözümü konusunda ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefetin desteklemesi ve Esed'in gitmesi, Suriye'nin terör örgütlerinin faaliyet sahası olmasının engellenmesi, kimyasal silahların kullanılmasının engellenmesi, bütün azınlıkların güvenliklerinin temin edilmesi öncelikli olarak önem arz etmektedir" dedi.

Suriye'yi diktatörlükten kurtarmak istediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun demokrasiye inanmış tüm ülkelerin ortak sorunu olduğunu, bunu başarmak için gayretlerini sürdüreceklerini söyledi. Erdoğan, "Şu anda bizler uluslararası camianın Suriye konusundaki hassasiyetini görmek istiyoruz" ifadesini kullandı.

"ÇÖZÜMDE RUSYA VE ÇİN'İN DE OLMASI ÖNEMLİ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sorununun çözümü konusunda, Rusya'nın ve Çin'in işin içinde bulunmasının önemli olduğunu, onların katılımının süreci hızlandıracağını, uluslararası camianın baskısının da önem arz ettiğini söyledi.

Suriyelilere yapılan insani yardımın 1,5 milyar dolara ulaştığını da ifade eden Erdoğan, "açık kapı politikasıyla" yardımları devam ettireceklerini bildirdi.

"GAZZE'YE HAZİRAN'DA GİDECEĞİM"

Başbakan Erdoğan, Gazze'ye yapacağı kritik ziyaretle ilgili de bilgi verdi.

Başbakan, "Haziran ayında Gazze ve Batı Şeria'ya ziyaret planlıyorum. Ziyaretimin Filistin-İsrail barışına katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.

"TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE TARİHİ BİR GÜN"

Erdoğan sözlerini "Türiye-ABD ilişkileri açısından tarihi bir gün yaşıyoruz" diyerek bitirdi.

OBAMA: "SURİYE İÇİN HEM DİPLOMATİK HEM ASKERİ SEÇENEKLER MASADA"

Basın toplantısının soru-cevap kısmında ise Obama, "Suriye konusunda gerek diplomatik gerek askeri seçenekleri saklı tutuyoruz. Esed'in 2 yıl önce gitmesi doğru olurdu" dedi.

ABD Başkanı Obama, bu konudaki soruya ise “Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı yönünde deliller gördüm ama tam olarak ne olduğunu anlayacağımız çok özel bilgilere ihtiyaç var” karşılığını verdi.

OBAMA: "ESED NE KADAR KISA SÜREDE GİDERSE O KADAR İYİ OLUR"

ABD Başkanı Obama, Esed'in gitmesinin ne kadar kısa sürede olursa o kadar iyi olacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Asıl soru bunun ne şekilde olacağı. Zaten bunları konuştuk. Suriye'deki şiddet ve sıra dışı durum için sihirli bir formül yok. Olsaydı, Sayın Başbakan (Erdoğan) ve ben bununla ilgili harekete geçerdik ve çoktan bitirmiş olurduk. Bunun yerine yaptığımız şey uluslararası baskıyı artırmak, muhalefeti güçlendirmek. Cenevre'deki görüşmelerin, Rusya'nın ve Suriye'de her kesimi içerecek siyasi geçişin temsilcilerinin de katılımıyla, sonuç verebileceğini düşünüyorum. Ancak bu sırada, muhalefete yardım ve insani durumla ilgilenmeye devam edeceğiz. Türkiye ile de yakın istişare içinde olmayı sürdüreceğiz çünkü Türkiye'nin de bu durumdan derinden etkilendiğini biliyoruz." 

***

AYRINTILAR

Başbakan Erdoğan, görüşmelerin bölgesel meselelerle ilgili kısmında Suriye'nin bir numaralı konuları olduğunu vurguladı:

"Şu ana kadar geldiğimiz süreci, bundan sonra yapılabilecek olanları görüştük. Burada düşüncelerimizin örtüştüğünü, az önce Sayın Başkan'ın ifadeleriyle hep birlikte dinledik. Bu konuyu akşam yapacağımız görüşmede daha detaylı olarak ele alacağız. Suriye'de kanlı sürecin sonlandırılması, halkın meşru taleplerini karşılayan yeni bir yönetimin inşası konusunda, ABD ile tam bir mutabakat içerisindeyiz. Bu noktada muhalefetin desteklenmesi ve Esad'ın gitmesi, Suriye'nin terör örgütlerinin faaliyet sahası olmasının engellenmesi, kimyasal silahların kullanılmasının engellenmesi, bütün azınlıkların güvenliklerinin temin edilmesi öncelikli olarak önem arz etmektedir. Bu öncelikli konularda yapılması gerekenleri Sayın Başkan ile ele aldık ve akşamki görüşmemizde de bunları detaylandıracağız."

''IRAK'TA İSTİKRARLI BİR DÖNEMİN BAŞLAMASI ABD İLE ORTAK ARZUMUZ''

Başbakan Erdoğan, Irak'ın da gündeme alındığını ifade ederek, "Irak'ta seçimlerin şeffaf şekilde yapılmasının ve bütün siyasi grupların sürece katılmasının sağlanması önem arz ediyor. Irak'ta her kesimin katılımıyla huzurlu ve istikrarlı bir dönemin başlaması ABD ile ortak arzumuz" dedi.

Ortadoğu'daki barış sürecini de değerlendirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıda hayatını kaybeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve bir ABD vatandaşı için tazminat ödenmesi konusunda, bildiğiniz gibi İsrail Hükümetiyle çalışmalar devam ediyor. Gazze'ye yapacağım ziyaretin gerek İsrail-Filistin barışına gerek Filistin'in ittifakına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum."

Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda da "KKTC, Kıbrıs'ta da kapsamlı bir çözüme gidilmesine, geçmişe nazaran her zamankinden daha elverişi bir zemin oluştuğuna inanıyor ve bu imkanın heba edilmemesini şu anda diliyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, Obama ile Azerbaycan, Ermenistan, İran, Afganistan, Afrika ve Myanmar konularını değerlendirme imkanı bulduklarını ifade etti.

Türkiye ve ABD'nin ''terörizm''le ortak mücadelesinin devam edeceğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Savunma sanayine ilişkin konuları da ele aldık. Açıkçası Türkiye-ABD ilişkileri açısından tarihi bir gün, tarihi bir dönüm noktası yaşadığımıza inanıyorum. Bölgesel ve küresel meselelerde Türkiye-ABD ortaklığı barışa, huzura, güvenlik ve istikrara daha yoğun şekilde hizmet edecektir" görüşünü belirtti.

Konuşmasını kısa tuttuğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Yağmurdan kaçtığım için değil, yağmuru bir bereket olarak görüyorum, kaçmak asla söz konusu değildir" esprisini yaparak, görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diledi.

OBAMA: ESAD'IN GİTMESİ KONUSUNDA MUTABIKIZ

ABD Başkanı Barack Obama ise Beşşar Esad olmaksızın demokratik Suriye'ye dönüşümü desteklemeye yönelik uluslararası çabalar noktasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ön saflarda yer aldığını, Türkiye'nin önümüzdeki günlerdeki görüşmelerde Suriye'de tarafların bir araya gelmesinde önemli rol oynayacağını söyledi.

ABD Başkanı Obama, basın toplantısında yaptığı açıklamada, görüşmede Suriye konusuna önemli zaman ayırdıklarını ifade etti. "Başbakan Erdoğan'ın liderliği altında Türk halkı ülkelerine sığınan Suriyelilere olağanüstü cömertlik gösterdi" diyen Obama, bunun ağır bir yük olduğunu bildiğini belirtti.

Suriye halkına insani yardım gönderen bir ülke olarak, bu yükü hafifletmek için Türkiye dahil bölgedeki ülkelere yardım etmeye devam edeceklerini vurgulayan Obama, "Hayatların kurtarılmasına yardım edecek gıda, çadır ve ilaç ulaştırılması noktasında Türk ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Esad rejimi üzerindeki baskıya devam edeceklerini ve muhaliflerle birlikte çalışacaklarını belirten Obama, "Beşşar Esad olmaksızın bir demokratik Suriye'ye dönüşümü desteklemeye yönelik uluslararası çabalarda Başbakan Erdoğan ön saflarda yer alıyor. Rejim ve muhalefet temsilcileri önümüzdeki haftalarda (Cenevre'de) bir araya gelirken Türkiye önemli bir rol oynayacak" dedi.

''SURİYE İÇİN SİHİRLİ BİR FORMÜL YOK''

Başbakan Erdoğan ve kendisinin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın iktidardan gitmesi gerektiği konusunda aynı fikirde olduğunu belirten Obama, "Bu (Esad'ın iktidardan gitmesi), krizi çözmenin tek yolu" ifadesini kullandı.

"Esad'ın gitmesi ne kadar kısa sürede olursa o kadar iyi" diyen Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Asıl soru bunun ne şekilde olacağı. Zaten bunları konuştuk. Suriye'deki şiddet ve sıra dışı durum için sihirli bir formül yok. Olsaydı, Sayın Başbakan (Erdoğan) ve ben bununla ilgili harekete geçerdik ve çoktan bitirmiş olurduk. Bunun yerine yaptığımız şey, uluslararası baskıyı artırmak, muhalefeti güçlendirmek. Cenevre'deki görüşmelerin, Rusya'nın ve Suriye'de her kesimi içerecek siyasi geçişin temsilcilerinin de katılımıyla, sonuç verebileceğini düşünüyorum. Ancak bu sırada, muhalefete yardım ve insani durumla ilgilenmeye devam edeceğiz. Türkiye ile de yakın istişare içinde olmayı sürdüreceğiz çünkü Türkiye'nin de bu durumdan derinden etkilendiğini biliyoruz."

ERDOĞAN: HAZİRAN AYI İÇERİSİNDE GAZZE VE BATI ŞERİA ZİYARETİMİZ SÖZ KONUSU

Başbakan Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama, daha sonra Rose Garden'da düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, Gazze'ye planladığı ziyaretiyle ilgili soru üzerine, "Benim şu andaki planımda büyük ihtimalle haziran ayı içerisinde bir Gazze ziyaretimiz söz konusu. Ziyaret, sadece Gazze'ye olmayacak, aynı zamanda Batı Şeria'ya da bir ziyaret gerçekleşecek. Ortadoğu'nun barışında bu ziyaretimizi çok önemsiyorum. Özellikle burada bir grubun sahiplenilmesi gibi bir şey olamaz. Bunun Filistin uzlaşı sürecine de katkı getirmesini, katkı vermesini özellikle çok çok benimsiyorum ve temennim odur ki bu ziyaretle bu sürece katkıda bulunmuş olalım" diye konuştu.

Bir gazetecinin, Suriye'nin sahip olduğu kimyasal silahlarla ilgili Türkiye'nin elinde kanıtlar olduğunun bilindiğini belirterek, söz konusu kanıtlara ilişkin Obama'ya sunum yapılıp yapılmadığını ve Türkiye'nin bundan sonraki süreçte ABD'den ne beklediğini sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Öncelikle gerek kimyasal silahlar konusu gerek atılan, kullanılan füzeler konusu bütün bunlarla ilgili belge, bilgi bunları ilgili birimlerimiz birbirleriyle paylaşıyorlar. Burada sadece Amerika ve Türkiye değil, aynı şekilde İngiltere, onlar da yine bu tür bilgilere, belgelere sahipler. Bu konuları aramızda tabii aramızda paylaşıyoruz ve zaten ilgili birimlere de başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere bunları vakti saati geldiğinde aktarmak suretiyle de bu kamuoyunun bilgilendirilmesini de sağlamış olacağız. Süreci bu şekilde ilgili birimlerimizle sürdüreceğiz."

''ULUSLARARASI CAMİANIN SURİYE KONUSUNDAKİ HASSASİYETİNİ GÖRMEK İSTİYORUZ''

Erdoğan, ABD'nin Suriye'deki çabaları güçlendirmemesi durumunda sürecin ne şekilde etkileneceği yönündeki soruya ise, "Tabii şu anda siz bardağın boş tarafını gösteriyorsunuz. Ben bardağın dolu tarafından olaylara bakmak istiyorum ve şu anda bizler uluslararası camianın Suriye konusundaki hassasiyetini görmek istiyoruz" yanıtını verdi.

"Şu anda uluslararası camianın hassasiyetini göstermesi için Türkiye olarak biz çaba göstereceğiz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnanıyorum ki ABD aynı şekilde bu çabayı gösteriyor ve diğer ülkeler gerek BM Güvenlik Konseyi gerek Arap Ligi gerekse tüm bunların dışında olduğu halde buna hassasiyet gösteren ülkeler var ve bizler bu süreci daha da hızlandırabilmenin şu anda gayreti içerisindeyiz. Nitekim bu seyahatten sonra çok daha farklı ülkeleri ben de Dışişleri Bakanım da dolaşmak, ziyaret etmek suretiyle bu süreci daha nasıl hızlandıracağız, nasıl daha az insan ölsün ve bir demokratik rejim Suriye'ye süratle nasıl gelsin- Bizim derdimiz, otokratik bir rejimden, bir diktatörlükten Suriye'yi kurtarmaktır. Bu da öyle zannediyorum ki demokrasiye inanmış tüm ülkelerin ortak sorunudur. Bunu başarmak için bu yoldaki gayretimizi sürdüreceğiz."

Erdoğan, Suriye'yle ilgili bir başka soru üzerine, "Tabii burada Rusya Federasyonu'nun bu işin içinde olması, Çin'in bu işin içinde olması çok çok önemli. BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri açısından önemsiyoruz ve onların da bu sürece katılımı bu işi çok daha hızlandıracaktır ama uluslararası camianın baskısı burada önem ifade ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

''AMERİKA İLE SÜRECİ KARARLI ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİZ''

Türkiye'nin, şimdiye kadar Suriye halkına yaptığı insani yardımların değerinin 1,5 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunu bir de biz şu anda açık kapı politikasıyla hala devam ettiriyoruz ve devam ettireceğiz. Çünkü 910 kilometre bir sınırımızın olduğu ülke Suriye. Akrabalık ilişkilerinin olduğu bir ülke Suriye ve bunu bölge barışı için çok çok önemsiyoruz. Çünkü bölgede zaten bir İsrail-Filistin normalleşme süreci için atılan adımlar var, gayretler var. Yeni yeni başımıza başka sıkıntılar açmamızın bir anlamı yok. Biz, biliyorsunuz bir ara da Suriye İsrail arasındaki ilişkilerin barışa yönelmesi noktasında adımlar atmıştık ki 5 bölümde bu çalışmalar yürüdü ama 5'inden sonra maalesef kesilmişti. Temenni ederim ki bölge barışı için atacağımız bu adımlar neticeyi verir ve Amerika ile bu süreci de kararlı bir şekilde sürdüreceğiz."

Erdoğan, Suriye'deki olaylarla ilgili başka bir soruya karşılık da "Bu konuda özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin atacağı adım veya bu Cenevre süreci önem arz ediyor. Bunları aramızda değerlendireceğiz" ifadelerini kullandı.

(AJANSLAR)

HABERE YORUM KAT

6 Yorum
  • Emre İsaoğlu / 17 Mayıs 2013 15:38

    Müslümanlar 2000'li yılların başında ABD Irak'ı işgal için Türkiye topraklarını kullanmak için Meclis'ten 1 Mart Tezkeresi çıkarılmaması için yoğun çabalar sarf etmişlerdi. Netice de Müslümanların hanesine artı puan olarak işlenen bu uğraşın sonucu olarak tezkere Meclisten geçmemişti .

    Yine benzer bir süreci yaşıyoruz. ABD Suriye'ye müdahale etmenin yollarını aramakta ve bu sefer Türkiye bizzat İtilaf Devletleri cephesinde Suriye sarmalına çekilmek istenmekte.

    Ak Parti iktidarı kafirlerle oturup pazarlık yapmakta . Pazarlık yapmakta sıkıntı yok da, ABD'nin taşeronluğuna soyunmak bölge Müslümanlarına huzur getirmeyecek , ilk önce bunun farkına varmamız gerekiyor herhalde.

    2003'te Irak'a parçalanmasında nemalanamayan Ak Parti iktidarı Esad zulmünü ve diktatörlüğünü araçsallaştırarak Suriye üzerinden 1 Mart'ta yapamadığını yapma gayretinde . Üstelik şartlar 2003'e göre çok daha uygun .

    Allah ABD'ye ve en yakın müttefiki (ben söylemiyorum iktidar öyle diyor. ) Türk hükümetine fırsat vermesin .

    Allah direnen Suriye mücahitlerinin yar ve yardımcısı olsun ... amin..

    Yanıtla (0) (0)
  • NECİPE RGİNYÜREK / 17 Mayıs 2013 10:57

    ABD POLİTİKASI İSE ; . “OBAMA: "ESED'SİZ ÇÖZÜM İSTİYORUZ" ve muhalefetle çalışmaya devam edeceğiz.” Derken bu o kadar da karmaşık bir durum değil. BURDA ABD her ne kadar esad onlara yaklaşmaya çalışsa da tam anlamıyla rusyaya yaradığı kadar kendilerine yaramıyor. Bu yüzden esad gitmelidir. Çünkü israilin güvenliği için iran-hamas ve Hizbullah arasındaki bağ koparılmalıdır. (sırf bu bağ kalsın diye de bazıları gibi esad zülmünü kabul edemeyiz. Çünkü yeni ve daha umut var-islamcı bağlar gelişiyor.) tabiî ki bu bağı koparaçak abd çıkarlarını koruyacak. Suriyeyi kendisine peşkes çekecek bir mualefet arıyor. Eğer bu arayışın içinde olamsaydı zaten şu ana kadar Mali de olduğu gibi buraya da bir müdahale gelirdi. General menafı önerdiler ama “asıl mualiflerden” kabul görmedi.
    Bazı arkadaşlar “bakın abd muhaliflere yardım ediyor öyleyse tüm muhalifler ABD’çidir” gibi sacma sapan köylü kurnazlığıyla düşünmeye devam ediyor. Peki bizim muhalif dediğimizle abd nin muhalif dediği bir midir? Tüm emperyalizm ve esad zülmüyle mücadele eden Müslüman kardeşlerimizi ABD’ nin muhalifleri arasına sokmak ne kadar insani ve islamidir? Yani abdnin “özgürlük” kavram ve anlayışıyla bizim “özgürlük” kavramı ve anlayışımız bir midir?
    Şunu çok iyi biliyoruz ki savaşan kardeşlerimizin çok basit ama uygulamada çok zor birkaç istekleri vardır. Birincisi savaşan kardeşlerimiz ABD VE batıdan suriyeye müdahale olsun başka bir konuda olsun yardım talep etmiyorlar. Ellerindeki imkanların kısıtlılığından dolayı;
    1. Suriye topraklarını esad uçaklarına karşı UÇUŞA YASAK BÖLGE İLAN ETMEK.
    2. ABDnin ve batının uygulamış olduğu silah ambargosunu kaldırmasını istemek.
    SADECE ALLAHTAN YARDIM DİLEYEN VE ELBETTE NE OBAMA NE ERDOĞAN NE DE BAŞKA BİR ŞEYDEN MEDEN UMAN SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN SORUNLARINA ENSAR OLAMYI, TÜM MADDİ,MANEVİ VE NAKTİ YARDIMLARIMIZLA YANLARINDA DURMAYI KENDİMİZE BİR BORÇ BİLİP, İTİKADI BİR SINAVDAN GEÇTİĞİMİZİ UNUTMAYALIM.

    Yanıtla (0) (0)
  • NECİPE RGİNYÜREK / 17 Mayıs 2013 10:57

    “OBAMA: "ESED'SİZ ÇÖZÜM İSTİYORUZ" ve muhalefetle çalışmaya devam edeceğiz. Esed'in içinde olmadığı demokratik bir geçiş süreci için çaba göstermeye devam edeceğiz.”
    TERÖR DEVLETİ ABD’ NİN Suriye politikası aslında hiçte o kadar karmaşık diyebileceğimiz bir politika değil. Sadece maalesef ideolojik körlükler, çıkar ve mezhepsel tarafgirlikler bu politikayı görmeye veya görmemeye engel teşkil ediyor.
    Esed şu ana kadar gerek suriyenin jeopolitik konumu, gerek komşularının farklı ideoloji ve siyaseti benimsemelerinden kaynaklanan sorunları, ustaca kullanabilmiş ve denge politikalarıyla aslında bir sürü devlet, örgüt ve yapıyı kendi siyaseti etrafında şekillendirmiştir. İsrail’i düşman seçip Golanı onlara hediye verip, İranı dost secip pkk, Pjakı besleyen, denge politikasını gütmek adına Lübnanla savaşıp hizbulllahı besleyen, Türkiyeye düşman olup pkk’yi koz olarak kullanan, isarile karşı tampon oluşturmak için haması barındıran, batı ile iyi ilişkiler adına laikliği benimseyen, rusyayı yanında bulundurmak için tartus limanı ve askeri ticareti geliştiren, ABD dostluğu için İslamcılara saldıran, iran için israile düşmanlık besliyor gibi görünen ve iran için aslen basçı bir zihniyette olup şia olduğunu ilan eden, Kemalistlerle gönül ve yardım bağından dolayı bir sürü sol-kemalist örgütü barındıran ve chp, ip ile sıkı ideolojik bağlar kuran bir yapıdır ESAD.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet Bayer / 17 Mayıs 2013 09:19

    suriye konusunda Amerikadan da havasını almış bulunan Erdoğan'a,
    Suriyede olacakları izlemekten başka çare kalmıyor...
    Bıçkın islamcılarımız da hâlâ hükümetle aynı karede görünmenin bu mücadeleye ne katacağını artık iyiden iyiye düşünmesi dilekleriyle...
    Erdoğanın yüzü gülüyor, Obamanın yüzü gülüyor, first ladylerin yüzü gülüyor. Bunları izlerken Erdoğan sevdalısı islamcılarımızın da yüzü gülüyor mu çok merak ediyorum...

    Yanıtla (0) (0)
  • mümin / 17 Mayıs 2013 08:35

    "Başbakan Erdoğan, bunun demokrasiye inanmış tüm ülkelerin ortak sorunu olduğunu, bunu başarmak için gayretlerini sürdüreceklerini söyledi." Suriye, islam devleti isterken hiç boşuna uğraşmayın .demokrasi taşıyanların ırakta neler yaptığını gördük, ALLAH ıslah etsin

    Yanıtla (0) (0)
  • Murat AYDĞDU / 16 Mayıs 2013 23:44

    ABD ikiyüzlü politika yapmakta, Türkiye'ye Esed'siz çözüm istiyoruz derken diğer yandan İslami muhalefetin başarı şansına karşı Esed'li alternatifler için başkalarına başka türlü konuşmaktadır.
    Erdoğan ABD ile pazarlık ve dengelerle bir şeyler yapmaya çalışıyorsa ABD 'nin bu iki yüzlü politikasını da göz önüne almalıdır. Zira Aynı ABD, Suud ve İran Birlikte hareket ederek Mısır'da Selefi Nur partisiz, İhvansız ya da İhvanın köşeye sıkışmış hali ile Şefik Ahmetli bir çözüm istemektedir. Yine aynı ABD intifadaların kuklaları Ürdün ve Suud Krallıklarına sıçramaması için Suriye İslami muhalefetini boğacak önlemler almaktadır.
    Suud'un Suriyeli Mücahitlere yönelik baskı ve tutuklama kampanyaları, Ürdün'ün (İsrail ile de görüşerek) Mücahitlere sıkı ambargosu ve Global ölçekte ABD'nin mücahitlere silah ambargosu uygulatması bunların açık delilidir.
    ABD kürlü siyasi manevralarla İntifadaları saptırmak ve boğmak istiyor.
    İnşallah Erdoğan'da aynı şekli ile ABD benzer bir ikiyüzlülük gösteriyordur. Zira ABD kendi istikbarı için her şeyi ve herkesi satar.
    Onurlu Suriye direnişinin sokaklarda haykırdığı "Allah'tan başka kimseye güvenmiyoruz" şiarı diplomatik ve siyasi manevraların çok daha üzerinde mazlumların tevhidi şiarı'dır.

    Yanıtla (0) (0)