1. HABERLER

  2. HABER

  3. Erdoğan, Gazetecilerin Sorularını Cevapladı
Erdoğan, Gazetecilerin Sorularını Cevapladı

Erdoğan, Gazetecilerin Sorularını Cevapladı

Erdoğan, Suriye’de yaşanan son gelişmelerden Kürt sorununa, MİT-yargı krizinden AK Parti tüzüğüne birçok konuda açıklama yaptı.

12 Nisan 2012 Perşembe 10:27A+A-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çin gezisine götürdüğü gazetecilerin sorularını cevapladı.

Suriye’de yaşanan son gelişmelerden Kürt sorununa, MİT-yargı krizinden AK Parti tüzüğüne kadar önemli açıklamalar yapan Başbakan Erdoğan, Oslo görüşmeleri nedeniyle yargının hedefi olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a desteğini yineleyerek, 'Hakan Fidan'ı İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim. Niye? Ortada bir problem var. Terör mücadelesinde başarılı olmamız lazım' dedi.  

Erdoğan, 'MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la ilgili soruşturma izni için ayrıca bir iç soruşturma yapıyormuşsunuz, yaptığınız soruşturma sonucuna göre karar verecekmişsiniz, doğru mu?' sorusu üzerine şunları söyledi:

FİDAN TÜRKİYE'NİN SIR KÜPÜ

'Geçmişte de bürokratlarla ilgili izin söz konusuydu. MİT olayında gelişmelere sessiz kalmak mümkün değil. Niye? Benim de malum nekahet dönemime rastlayan süreçti. Hakan Fidan benim sır küpüm, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. Türkiye'nin geleceğinin sır küpü. Uluslararası alanda bu görevi yapanlar ajan olarak nitelendirilir. Operasyon yapacakları zaman görevlendirmeyle, devlet adına giderler. ABD, Rusya, Çin ve Batı ülkelerinin hepsinde var.'

YAZILANLAR YALAN

'Hakan Fidan'ı İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim. Niye? Ortada bir problem var. Terörle mücadelede başarılı olmamız lazım. Bunun için bazı bilgi alışverişlerine sahip olmamız lazım. Gazetelerde çıkanın hiçbiri müsteşarım tarafından verilmiş söz değil, hepsi yalandır. Yazılı değildir. Konuşmalar, görüşmeler olmuştur ama bunlar asla verilmiş sözler değildir. Bunu söyleyenler siyasi menfaat elde eder miyiz, acaba ne devşirebiliriz gayreti içine germişlerdir.'

BAZI MAHFİLLER YEMEYE ÇALIŞTI

'Gayretlerinden çok çok memnunum. Gerek öncesi, gerek sonrasında ve şimdi ülkeme çok şeyler kazandırdı. Müsteşar yardımcılığı ve TİKA'nın başında olduğu zaman da iyiydi. İyi yetişmiş bir bürokrattır. İnsan kıyma makinesi değiliz. Bu insan takdir edilmesi gerekirken, yemeye çalışan bazı mahfiller olmuştur. Ana muhalefet partisi olmak üzere... Yargı görevi olmayan bir alana girdi. Bu konuda hakkı olmayan bir konumda kendini hissedince kusura bakmasın bizi karşısında görür. Yargı kendini yasamanın üzerinde göremez. 250. madde meselesinden müsteşarı yargılama süreci içine sokmaya çalıştı.'

Suriye neticelerine katlanır

Suriye’ye yaptığımız son uyarı 98 olayından çok farklı. Sınırda bu tip bir saldırı yaşanmadan Atilla paşanın (Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş) öyle bir ziyareti olmuştu. Şimdi sınır ihlali olmuştur. Dün de sınırımızı aşan silahlı saldırılar oldu. Uluslararası hukuk açısından adeta işaret fişeğidir bu. Yapanın yanında kar kalamaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine has bir tavrı vardır. Tarihte bu vardır. Türkiye en az benzerlerinde ne yapıldıysa onu yapmak durumundadır. Suriye kendine çeki düzen vermek zorunda. Suriye vurmaya devam ederse neticelerine katlanır. BM toplanıp karar almalı. İstanbul’da bir araya gelen kuruluşlar BM’ye baskı yapıp kararı aldırmak zorunda.

NATO’nun da görevleri var

Olay yanıbaşımızda olduğu için bizim başımıza patlaması ihtimali kuvvetli. Türkiye’nin opsiyonları nelerdir? Opsiyonlar çok. Sınır ihlallerine karşı uluslararası hukuktan doğan hakları olan bir ülke var. Sınırın ihlali sebebiyle alacağı tavır karşısında yapacakları şey ortadadır. BBM bunu da açıkladı. ‘Sınır ihlali var’ dedi. BM’deki oylamada daha önce Suriyeye yaptırım isteyenler olumlu çizgideler. Rusya ve Çin dışındakiler evet noktasındalar. Pozisyonları bizle örtüşüyor. Ayrıca NATO’nun Türkiye sınırlarıyla ilgili görevleri var.

Çin’in de Suriye’ye karşı sabrı tükendi

Artık Beşar’ınverdiği sözü yerine getirmediğini, muhalif kanadın da Kofi Annan’a verdiği sözleri tuttuğunu gördüklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Tarafımıza gelen yaralılardan ölenlerin sayısı 4’e çıktı. Suriye tarafındaki rakam 10 bine yaklaştı. Durum içler acısı... Kentlerin harabe edilmesi, insanların acımasızca öldürülmesi, annelerin gözlerinin önünde... Bunları Çin tarafına anlattım... Bu durumu tasvip etmediklerini söylediler. Kendilerinin BM’deki 8 veto kararı olduğunu ve ikisinin Suriye’yle ilgili olduğunu söyledim. Bundan sonra böyle bir yaklaşımın kolay kolay olmayacağını söylediler. Onların da opsiyonu şu anda bitmiş durumda. Döner dönmez Rusya ile münasebetleri daha da sıklaştıracağız. Yarın Arabistan’a günübirlik bir seyahat yapacağız. Ondan sonra kampları ziyaret edeceğim” diye konuştu.

BM başka neyi takip edecek

Erdoğan, “Suriye konusunda Türkiye’nin yaklaşımı ve pozisyonu BM’ye bir karar aldırmak mı” sorusuna şu cevabı verdi: “Bu başından beri kovaladığımız bir konu. İnsanlar kaçarken vuruluyor. BM bunu takip etmeyecek de neyi takip edecek. Zulme rıza zulümdür. Halkı terörist olarak görüyorlar. Bu yaklaşımla geldiklerinde Beşar’ın ağzıyla konuştuklarını söyledim. ’Türkiye’nin Batı’nın uşağı oldu’ şeklinde çirkin bir söylem var. Beşar Esad olayı çok farklı bir zemine kaydırmak istiyor.”

Fani Erdoğan ölürse..

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin fanilerle değil ilkelerle yürümesi gerektiğini söyledi.

Yıllar yılı şunu yazdılar: ‘Bu koltuğa oturan bir daha kalkmayı bilmez.’ Biz partiyi kurarken bunu enine boyuna konuştuk. Eskisi gibi mi olacağız. Partide hücre yenilemesi yapacak mıyız? Kaldı ki bırakıp gitmiyoruz. Bir dönem dinleniyorsunuz. Formunuzu muhafaza ediyoruz. Partimizde de hücre değişimini yapmak için bu dönemde 160 arkadaşımızı aday yapmadık. Bize kan kaybettirmedi. Gücümüzü çok daha arttırarak devem ettik. Artık Türkiye fanilerle yürümeyi değil, ilkelerle yürümeyi bilmeli. Tayyip Erdoğan fani, öldü, öldüyse ne yapacaksa milletim ne yapacaksa şimdi onu yapsın. Olayı faniler üzerine bina etmeye çalışırsak, hareket hiçbir zaman beklediğimiz gücü kazanamaz. Süremiz dolduğunda partimiz bize hangi misyonu biçtiyse öyle çalışacağız.

Nerede eksik varsa onu gideriyoruz

AK Parti kurumsallaşmasını en ideal şekilde gerçekleştiren parti. Kadın kolları, gençlik kolları... Her ay 2-3 araştırma yapan başka bir parti var mı? Nerede eksik aksak var diye bakıyoruz. Gidermeye çalışıyoruz. Bizim parti kollarında yaptığımız kongre kadar onlar ana kademe kongre yapmıyorlar. Ondan sonra birileri bize parti içi demokrasiden bahsediyor. Diğer konu da 3 dönem seçilen arkadaşlarımızla sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülen çalışmamız var. Lojistik desteği şu anda nasıl alıyorsak öyle devam ettireceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı gelsin

AK Parti’nin bütün etnik yapıları kuşatan bir parti olduğunu belirten Erdoğan, “60 civarında Kürt kökenli milletvekili arkadaş var. Kabinemde 5 bakan arkadaşım Kürt. Bekir (Bozdağ) bey bile Kürt’tür. Böyle bir derdim yok. Derdimiz olmadığı için rahatız. Birbirimize karşı olan sevgimiz aynı. Onların yaklaşımı BDP için Kürt partisi yönünde. Biz onların o söyleminin yanlış olduğunu söylüyoruz. Oylarını almak için yapıyorlar. Halbuki biz birinci dereceden Kürt seçmenin oylarını alıyoruz. Etnik parti değiliz. Türkiye’nin partisiyiz. Biz yola çıkarken herkes insan için herkes insan için dedik. 42 bin denekle yapılmış bir araştırmayla ortaya çıkmış bir yapıyız. Türkiye bizi kucakladı. Alevi, Sunni, Laz, Çerkez herkes bu işin içinde var. Ben Rizeliyim bana Laz diyorlar. Halbuki alakam yok. Nusret bey Laz ama kimse onun öyle olduğunu bilmez. Kucaklayan parti olmamız ve bu yönde çalışma yapmamız bizi yüzde 50’ye taşıdı. Yeni anayasada da biz gelin bunu bir yere yerleştirelim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı herkesi kucaklasın. Burada rahatsız edici birşey yok, öbürü rahatsız edeci. Burada ezber bozan bir mantık var, artık çözelim istiyoruz” dedi.

Osmanlıca ve Kürtçe seçmeli ders geliyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı eğitim yasasını onayladı. 17 milyonun öğrencinin ailesi uygulamanın önümüzdeki döneme yetişip yetişmeyeceğini merak ediyor. Yetişir mi?” sorusuna da, “Hiç endişeniz olmasın bütün planlarımız yetişecek şekilde yapılıyor. Hiçbir sıkıntıya mahal bırakmadan ufak tefek bazı hususlar dışında tereyağından kıl çeker gibi yoluna girecek. Bunlar bizim için alt yapısı olan konula. Türkiye bu konuda kendini aşmıştır. İki yıl sonra daha iyi oturmuş olacak. İlerledikçe olgulaşacak. Osmanlıca ve Kürtçe seçmeli ders olarak seçilebilecek. Detaylarını arkadaşlarımız açıklayacaklar” cevabını verdi.

HABERE YORUM KAT