Erdoğan: 28 Şubat'ın Son İzi Silindi!
Erdoğan: "Tarihimize kara bir leke olarak yazılmış 28 Şubat'ın son izini, tarihin tozlu raflarına Allah'ın izniyle gönderdik"
Başbakan Erdoğan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanunla ilgili, "Bizler tarihimize kara bir leke olarak yazılmış, bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat'ın son izini, 28 Şubat'tan 15 yıl sonra geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah'ın izniyle gönderdik" dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen yemekteki konuşmasına, "Doğrusu bugün ben çok duyguluyum. TBMM, özellikle de sizler bugün bir kez daha tarih yazdınız. Tarihe silinmeyecek bir not düştünüz. Belki bunu biz anlamıyor olabiliriz ama inanıyorum ki gelecek kuşaklar, gelecek nesiller bunu anlayacaklar ve hayırla yad edecekler" diyerek başladı.
Bu yasanın sadece milli eğitimi ilgilendirmediğini dile getiren Erdoğan, "Bu yasa, Türkiye'de milli egemenliğinin gerçek sahibinin kim olduğunu bir kez daha ispat etmiş, bir kez daha teyit etmiş bir yasadır. Çıkardığımız yasa, Türkiye'de demokrasinin ne kadar ileri standartlara ulaştığının, aynı zamanda ne büyük bir işlerlik kazandığının ispatı olan bir yasadır" diye konuştu.
"SİZLERİ TEBİK EDİYORUM, KUTLUYORUM"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çıkan bu yasayla egemenliğin millete ait olduğu bir kez daha kayıt altına alınmıştır. AK Parti'yi kurarken, 3 Kasım seçimlerine girerken sıkça tekrarladığımız 'yeter söz de karar da milletindir' ifadesi, bu yasanın çıkmasıyla bir kez daha anlam kazanmıştır. Baskıyla, dayatmayla getirilen bir düzenlemeyi milletin vicdanına ve kendi vicdanınıza kulak vererek demokratik yollarla düzelttiniz.
Sizler azınlığın çoğunluğa hükmetmesinin bir eseri olan kesintisiz eğitimi, milletin egemenliğini yüceltmek yoluyla tashih ettiniz. Hani parlamentoda dediler ya, diyorlardı ya 'faşist, şu, bu'... Aslolan, faşist bir baskıyla gelen düzenleme işte bugün tamamen demokratik bir yolla düzeltilmiştir.
Sizler tarihimize kara bir leke olarak kazınmış, bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat'ın son izini 28 Şubat'tan 15 yıl sonra geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah'ın izniyle kaldırdınız. İşte bu nedenle sizleri kutluyorum. Tarihi bir düzeltme yaptığınız için, egemenliği tekrar millete tevdi ettiğiniz için, millet egemenliğini ve demokrasiyi bir kez daha yücelttiğiniz için sizleri tebrik ediyorum, kutluyorum."
"Adını tarihe yazdıran, adını milletin hafızasına, milletin vicdanına yazdıran bu kadroyu yürekten kutluyorum" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir kez daha sizlere teşekkür ediyorum. Gerek bakan ve bakanlık kadromuz, gerek komisyon çalışmalarında komisyon başkanı ve komisyondaki arkadaşlarımız, gerek Genel Kurul çalışmalarında grup başkanvekili arkadaşlarım ve tüm Genel Kurul üyesi arkadaşlarım, ortaya koyduğunuz tablo gerçekten son derece anlamlıdır. Bundan dolayı bu mücadele, bu verilen mücadele, tabii burada özellikle aralıksız bu mücadeleyi gece gündüz demeden sürdüren Meclis Başkanımıza, Meclis Başkanvekiline huzurlarınızda tüm Divan'a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Aralıksız bu işi sürdürmek kolay bir iş değil. Ona orada tahammül etmek kolay bir iş değil."
"HEM PEDAGOJİK TEDAVİYE İHTİYAÇLARI VAR HEM PSİKOLOJİK"
Üç partinin Genel Kurul'da ortak hareket ettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Genel Kurul'da ortak hareket eden bu partiler, Genel Kurul dışında, TBMM dışında, sokaklarda da birlikte provokasyon ürettiler, birlikte polisle çatıştılar. 12 Eylül'de nasıl milletten derslerini aldılarsa bugün de aynı şekilde milletten derslerini aldılar.
Tandoğan Meydanı'nda bu Anamuhalefet Partisi, grup toplantısı yapacak kadar bu ülkede bir TBMM İçtüzüğü'nü bilmeyenlerden oluşan bir partidir. Orada gidersin, bir normal miting yaparsın ama 'salı günü grup toplantımızı orada yapacağız' dediğiniz zaman şecaat arz ederken sirkatin söylersiniz. Bunların durumu bu.
Destek kıtalarının neler yaptıklarını gördünüz. Kim bunların destek kıtaları? İşte o malum sivil toplum kuruluşları ve o malum sivil toplum kuruluşlarının da pedagojik yanları varmış, psikolojik yanları varmış... Doğru, aynen öyle. Hakikaten hem pedagojik tedaviye ihtiyaçları var hem psikolojik. Bu durumu da gördük. Ama hemen faturayı da kime kesiyorlar? Polise kesiyorlar. Yahu polise taşla, sopayla saldıran kim? Bunlar. Ondan sonra polis ne yapmış? Su sıkmış. E, ne yapacaktı? Başka bir şey sıkmadı ya su sıktı. Neymiş, boyalı suymuş... Olabilir."
"CHP, MHP, BDP BUGÜN DERS ALDI"
Erdoğan, CHP'nin, demokratik yollarla engelleyemediği düzenlemeleri bürokratik yollarla engelleme yoluna gittiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Anayasa Mahkemesi ve Danıştay ile engelleyemediği düzenlemeleri tahrikle, provokasyonla, sokak sokak çatışmayla önlemeye çalıştı. Hiçbirinde başarılı olamadığı zamanlarda da CHP orduyu göreve çağırmaktan, darbeye çanak tutmaktan, darbe çığırtkanlığı yapmaktan hiçbir zaman çekinmedi.
Bugün çıkardığımız yasayla, CHP azınlık olarak çoğunluğa hükmetme iradesinin artık ortadan kalktığını görmüştür. CHP, Türkiye'de sadece ve sadece demokratik zeminde siyaset yapılacağını bugün bir kez daha görmüştür. İnşallah anlamıştır. CHP, tüm çirkinliğine, tüm hırçınlığına, uyguladığı şiddete, tahriklere, provokasyonlara rağmen millet iradesini çiğneyememiş, statükonun galip gelmesini sağlayamamıştır. Tabii sadece CHP değil, CHP'nin dümen suyuna giren, CHP ile omuz omuza veren mücadele eden MHP, o da ne yazık ki şiddetle, tahrikle, provokasyonla, ifadede yakıştıramadığımız cümlelerle bu yola girmiştir.
BDP'yi zaten söylememe gerek yok. Onlar da sokak eylemleri ile millet iradesinin gölgelenemeyeceğini bugün bir kez daha görmüş ve anlamıştır. 12 Eylül halk oylamasında omuz omuza mücadele veren CHP, MHP, BDP, oradan alamadıkları dersi bugün bir kez daha TBMM Genel Kurulu'ndan almışlardır. Ben eminim ki millet tıpkı 12 Eylül'de olduğu gibi bu yasanın görüşmelerinde de kimin kiminle hareket ettiğini, kimin nerede durduğunu, kimlerin kimlerle hareket ettiğini net olarak görmüştür.
KİM NE DEDİ?
AK Parti Kırşehir İl Kongresi'nde konuşan Arınç, "Millet çocuklarının isterlerse, arzu ederlerse Peygamberimizin hayatını öğrenmesini, Kur'an-ı Kerim'i en azından yüzünden okuyacak hale gelmesini ve İslam tarihi ile birlikte okumasını arzu ediyordu. Demokrasi, böyle bir şeydir. Demokrasiyi hazmedebilirsiniz. Laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünü, Türkiye'de gerçek anlamıyla yeniden anlamaya ve yaşamaya başlıyoruz" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Bu modelden çok umutluyum, beşeri sermayemizi güçlendirecek bizi 2023 vizyonuna taşıyacak bilgiyi ve teknolojiyi yönetecek milli ve manevi değerlerimiz ile donatılmış bir gençlik için böyle bir eğitim modeli gerekiyordu" dedi
HABERE YORUM KAT