1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Entellektüel yanılsaması
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Entellektüel yanılsaması

12 Temmuz 2008 Cumartesi 03:34A+A-

El Kaide, Usame b. Laden, İslâmi Cihad, Hizbullah, Guantanamo, Afganistan bağlantısı, Ergenekon..

Bunların hiçbiri gerçek olmayabilir..

Mesela ne olabilir? Bir polis araba yıkama servisinde çalışan üç kişiye herhangi bir sebepten küfretmiş, karşı koyunca da darp etmiş olamaz mı? Bu gençler de öfkelenip, bu memurdan hesap sormak için bu saldırıyı tezgahlamış olamaz mı?

Neden Amerikan elçiliği?

Çünkü o polis o gün orada nöbetteydi.

Peki niçin diğer polisler?

Kendilerine ateş açılınca onlar da ani bir kararla cevap vermiş oluyorlar..

Ardından olan oluyor..

Pompalı av tüfeklerinin, polis kulübesinin kurşun geçirmez camlarını delmek için düşünüldüğünü yazıyorlar.. Madem kulübenin camlarının kurşun geçirmez olduğu istihbaratını yapacak kadar bu işten anlıyorlardı, o zaman pekala bomba yüklü bir araçla mesela, eğer ABD’yi hedef seçiyorlarsa, konsolosluğun kapısına ya da duvara çarpabilirlerdi, dertleri polis ise başka yerde daha fazla polisi öldürebilirlerdi. Kulübeyi de bombalı bir araçla yerle bir edebilirlerdi.. Ve bunu tek bir kişi bile yapabilirdi. Hatta araçtan son anda atlayıp kurtulabilirdi de.

Senaryo oturmuyor. Bana bu işte başka bir iş var gibi geliyor..

İlk senaryoyu anlatan, bu işlerden anlayan, güvenilir bir bilgi kaynağı..

Yıllar önce bir Amerikan filmi izlemiştim. Bir beyaz polis zenci gençler tarafından öldürülmüştü.. Beyaz polis, zenci gençleri bir bahanesini bulup gözaltına alıp, işkence etmiş, küfretmişti. Zenci gençlerin böyle bir intikam histerisine kapıldığı bilgisine ulaşan birileri bu gençlere silah temin etmişti.. Olay hakkında siyasi bir sürü komplolar üretilmişti ama, sonuçta uyuşturucu mafyası, peşlerine düşen polisi devre dışı bırakmak için esrar verdikleri çaylak zenci gençleri ihbar etmiş, sonra da onları polise karşı kışkırtmış, onlara silah temin ederek cinayet işlemeleri için ortamı hazırlamıştı.. Bu misali size bir ihtimal olarak yazıyorum. Bu ihtimal de en ciddi komplodan daha fazla gerçeğe yakın olabilir.

Kaldı ki, gerçeği gizlemek adına, dikkatleri başka yöne çekmek için de böyle olayı basitleştirici bir komplo üretilebilir..

Bu tür işleri sadece mafia değil, devletler de, örgütler de yapıyor..

Bu işler, mesela, sıradan karı-kız ilişkileri, alacak verecek meselesi olarak da önümüze çıkabilir..

Gaziantep’in intikamı, misillemesi imiş, bana pek de inandırıcı gelmiyor..

İşin bütün büyüsünü, ciddiyetini, komplo teorilerini boşa çıkartan bir senaryo da bu.

Şimdi saldırıda kullanılan araç da ele geçti. Ölenlerin kimlikleri de belli, sağ kalanın kimliği de.

Sağ kalan kişi ele geçer ve gerçeği anlatırsa komplolar da sona erecek..

“İnşallah bir operasyon sonucu ölü ele geçirme olayı, ya da intihar olayı yaşanmaz..” diyordum, ki yakalandılar. Ama yakalanan kişi suçu reddediyor..

Zaten kaçan kişinin kardeşi ve kayınbiraderi gözaltında. Polis bu kişileri sorguluyordu..

Merak ediyorum, gerçek ortaya çıkınca mangalda kül bırakmayanlar ne diyecekler..

Bu olay bir terör örgütünün işi olmayabilir. Ama bu olayı belli bir amaç (?!) için kullanan ve kullanacak olan çeteler olduğu muhakkak..

Bazen çok basit, sıradan olaylar bir entellektüel yanılsaması şeklinde, planlı, programlı, ayrıntılı bir komplonun parçası imiş gibi servis yapılabilir..

Bunun üzerinde akıl yürüten kimileri kulağa hoş gelen ya da garip gelen ilginç yorumlar yapabilirler.

Mesela yaralı polis Amerikan Konsolosu’nu kabul etmemiş ve konsolosluğun çelengini çöpe attırmış ve “Korktular, kapıları kapatıp bizi yalnız bıraktılar, bize yardım etmediler” demiş. Oysa yabancı misyon görevlileri, kendi duvarları dışında operasyona katılamıyorlar. Ve bir risk durumunda kapılarını kapatmaları gerekiyor.. Yapılan açıklama böyle..

Bir başka gazete, “Kahraman polis Amerikalıların güvenliği için kendini feda etti” diyor.. Hani hapishanede görevli jandarma, gardiyanlar, dışarıdan hapishaneye bir saldırı olsa “Jandarma ya da gardiyanlar, katilleri ve hırsızları korumak için öfkeli kalabalıkla çatıştılar” filan diyecekler..

Suçu, suçluyu, hırsızı, “katili korumak” diye bir şey yok burada. Olay sırasında hayatını kaybeden polis Amerikalıları, ya da Amerikan Konsolosluğu’nu, durup dururken korumak adına değil, görevi için, görevini yaparken, bir saldırıyı önlemeye çalışırken hayatını kaybetti.. İran’da bir grup, Mecusi mabedine karşı saldırıya geçse, İran polisi ateşgedeler için kendi halkı ile çatışmış mı olacak?

Olayla ilgili olarak son gelen haber şöyleydi: “Kaçan araç da bulundu. Dördüncü kişi de Küçükçekmece'de yakalandı. Olaya karışan kişiler saldırı öncesi uyuşturucu almışlar. Bu, adına cesaret hapı dedikleri bir şey de olabilir. Eğer öyle ise en azından aralarından biri bu işi bir şekilde biliyor demek...

Kaçan gri Ford Fiesta ise İkitelli'de terk edilmiş vaziyette bulundu. Kimliği tespit edilen firari dördüncü kişi ile birlikte 7 kişi gözaltına. Yakalanan son kişi suçlamaları reddediyor.”

Bu olayda aralarında tek bir profesyonel olup, diğerlerini kullanmış olması da mümkün..

Şimdilik hiçbir şey belli değil, ama öyle anlaşılıyor ki, bu olay yakında açığa çıkar..

Bana kalırsa bu işin gerçekliği bir yana, malum medianın bu olay karşısındaki zihin bulandırıcı yönü, belki de bu cinayet kadar önemli..

Selam ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum