ENKS: PYD İran Güdümünde
Suriye Kürt Ulusal Meclisi'nden Brimo'ya göre PYD, İran güdümünde. Diğer Suriyeli Kürt partilerin faaliyetlerine de bu yüzden izin vermiyor.
Ayşe Karabat / Al Jazeera
PKK'nın Suriye kolu PYD dışındaki diğer Suriye Kürt Partilerini çatısı altında toplayan Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENKS)’ye göre İran, Suriye Kürtleri arasında birlik olmasını istemiyor.
ENKS, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye yakın bir oluşum. Bu oluşumun en önemli bileşenlerinden biri olan Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Merkez Komitesi üyesi, kendi partisinin sözcüsü ve ENKS içindeki temsilcisi Nuri Brimo’ya göre, Türkiye’nin Suriye’de kurulmasını istediği güvenli bölge de ‘mantıklı değil.’
ABD’nin PYD’ye ‘güvenlik şirketi’ gibi davrandığını söyleyen Brimo’ya göre, Ortadoğu’da iki mihver var; ABD-Türkiye-Erbil ekseni ve onun karşısında PYD-rejim-İran ekseni.
Brimo’ya göre, Türkiye’deki çözüm sürecinin geldiği noktadan da İran sorumlu.
PYD ve Suriye’deki diğer Kürt partileri arasında, Kürt bölgelerindeki yetkiyi paylaşmak için anlaşma yapıldı ama yürümedi. Neden?
Erbil'de iki anlaşma yaptık. Bir de Duhok anlaşması var. Aslında bu anlaşmaları yaparken bile PYD’nin bizimle hareket etmeyeceğini biliyorduk. Çünkü PYD Esed rejimine ve Kandil’e bağlı. Kandil ve Esed rejimi de Tahran’a bağlı. Tahran, Erbil’in Kürtlerin merkezi olmasına da izin vermiyor. Başkan Barzani’yi de engelliyor. İran’ın elleri fitne gibi konularda çok uzundur. Size bir şey hatırlatmak isterim. İran 35 yıldır Lübnan’a müdahale ediyor. Orada ne yönetim var, ne hükümet. Yemen de lidersiz kaldı. Tahran’ın amacı Kürdistan’ı da lidersiz bırakmak. İran tarihi boyunca bu istihbarat oyunlarını bu bölgede yapıyor. PYD de bundan bağımsız değil. Bizim ortağımız değil, rejimin ortağı oldu. Haseke’de de gördük. Orayı rejimle birlikte paylaşıyor. İran’ın talebi Lübnan, Suriye, Irak ve hatta Türkiye’yi kantonlaştırmak ve bu kantonlarını kendisine bağlamak. Türkiye’nin de bu durumdan endişelenmesi gerekir. PKK ile Türkiye arasında şu anda olanları da İran destekliyor. Suruç’taki olaylarda da İran etkisi var.
Suruç’u IŞİD yaptı ama.
Bakın, 1983 yılında Lübnan’da Hizbullah adı altında ama Suriye ve İran kontrolüyle ABD Büyükelçiliği bombalandı. O zamandan beri bu bölgede olan bu tip saldırıların arkasında İran vardır. IŞİD diyorsunuz. IŞİD kimdir? IŞİD dediğiniz aslında İran’dır. IŞİD, Hizbullah, PKK, Maliki hepsinde İran parmağı vardır.
Şu anda PYD’nin kontrolü altındaki bölgelerde ENKS çalışabiliyor mu?
ENKS olarak biz Suriye Kürdistan’ının tabanın tamamının temsilcisiyiz. PYD silahları ve milisleri ile gelip kontrolü aldı. Silahlar Rusya’nın kalaşnikoflarıdır, Tahran’ın parasıdır, Esed’in hâkimiyetidir. Bir zamanlar Baas dedikleri rejim nasıl varsa, şimdi de PYD rejimi var. Bizim için Esed ve PYD rejiminin arasında bir fark yoktur.
PYD sahada etkin olmanıza izin vermiyor yani?
PYD jandarmadır. Bizim dilimizde jandarma zor kullanan biridir. Keşke Kürt jandarması olsaydı ama PYD Esed ve İran’ın jandarması olduğu için bize izin vermiyor.
ENKS içinde son durum nedir? Bazı partiler sizden ayrıldı.
26 Ekim 2011’de kuruldu ENKS. Suriye devriminden altı yedi ay sonra. 15’e yakın parti vardı o zaman içinde. Ne yaptık ne ettik PYD’yi bir türlü dâhil edemedik. Esed rejimi izin vermedi. Zaman geçtikçe Esed ve PYD bazı partileri bizden çaldı. Altı parti Esed ve PYD zoruyla bizden ayrıldı. Ama ayrılanlar yöneticilerdir, genel sekreterlerdir. Fakat tabanları ve parti meclisleri hâlâ bizimle birlikte. Yöneticileri maaşlarını PYD’den alıyorlar. ENKS bütün Rojava’nın şehirlerinde ofisleri olan bir yapı. Biz, KDP Suriye olarak ENKS içindeki 13 partiden biriyiz. Rojava’da 37 tane parti ofisimiz var. Her birinin de üyeleri bulundukları bölgenin nüfusuna göre bin-10 bin arasında değişir. ENKS olarak 6-7 bin peşmergemiz var. Bazı gençlerimiz Avrupa’ya gitti ama Erbil’e ve Duhok’a gelen gençlerimiz de oldu. Bunlar peşmerge olmaya hazır gençler. İki ayda bir peşmerge olmaları için eğitim açıyoruz ve her seferinde yaklaşık bin kişi katılıyor. Devrimden sonra Suriye ordusundan ayrılan Kürtleri Erbil’de topladık. Bunları Peşmerge Bakanlığı'na teslim ettik. Biz Başkan Mesut Barzani’den bunu talep ettik. Sağ olsun bizi kırmadı ve Suriye rejiminden kaçan gençleri ve askerleri peşmerge güçlerine kazandırdı. Keşke Türkiye de bizim yaptığımız gibi yapsaydı. Suriye ordusundan ayrılan askerler, Türkiye’deki kamplarda televizyon karşısında oturuyor. Eğer Türkiye de bu kişileri örgütleseydi Suriye Devrimi başka bir noktada olurdu şimdi.
ENKS’ye bağlı bu Kürt peşmergeleri şimdi neredeler? Rojava’ya geri dönmediler.
Hayır. Biz çok istedik geri dönmelerini. Ama Esed rejimi PYD’ye ‘Bunları kabul etmeyin’ emri verdi. Peşmergelerimiz Musul’da Şengal’de IŞİD ile savaşıyor. Rojava’ya geçmeye hazırlar. Uçuşa yasak bölge olmadığı sürece de geçemeyecekler. PYD’den korktuğumuzdan değil, İran ve rejimden korkuyoruz. Taban bizde. Biz daha örgütlüyüz. Ama uçuşa yasak bölge olmadığı sürece rejimin uçakları bizi bombalar.
Türkiye’nin kurmak istediği güvenli bölgeyi destekliyor musunuz?
Sadece Türkiye’nin önerdiği bölgede değil, Biz Afrin’den Cezire’ye kadar uçuşa yasak bölge istiyoruz. Türkiye seksen kilometreden söz ediyor, biz Kuzey Suriye’nin tamamından. Rojava’nın tamamından söz ediyoruz. Rejim uçakları gelmezse bizim peşmergelerimiz o tarafa geçer. Türkiye kendi politikası dâhilinde güvenli bölge tartışması yapıyor. Orası etnik olarak karışık. Yarısı Kürt. Yüzde yirmi beşi Türkmen, gerisi de Arap ve diğer azınlıklar.
Evet ama Türkiye bütün bölge için değil, belli bir bölge için güvenli bölgeden söz ediyor.
Türkiye ile hiçbir şekilde bu konuyu konuşmadık.
Ben soruyorum.
Olacak şey değil.
Neden?
Mantıklı değil. Seksen kilometreden söz ediyorsunuz. Buradan kapsamlı operasyon çıkmaz. Türkiye’nin gizli politikası askerlerini oraya geçirmekse, buna ABD izin vermez.
Niye mantıklı bulmuyorsunuz, hâlâ anlamadım.
Bir televizyon programına katılmıştım. Ben sormuştum 'Neden Türkiye burada güvenli bölge istiyor?' diye. Bana o programa katılan Türk gazeteci 'Kürtler Kobani’den Afrin’e ulaşmasın diye' yanıtını vermişti. Ama ABD buna izin vermez. ABD Kerkük, Kobani, Afrin Kürtlerde olsun istiyor.
Diyelim ki oldu bu güvenli bölge?
Türkiye burada bir Türkmen’i bize hâkim yaparsa biz kabul etmeyiz. Ama yüzde ellisi Kürt, yüzde 25’i Türkmen kalanı Arap, Çerkes, Hırıstiyan olan bu bölgede ortak yönetim kabul ederse olur. Ama Türkmenler’i bize hâkim yaparsa kabul etmeyiz.
Nasıl bir Suriye geleceği istiyorsunuz? Rojava için ne arzu ediyorsunuz?
Biz ENKS olarak siyasi bir çözüm istiyoruz. Kan dursun. Biz federal bir sistemden yanayız. Bunun içinde Alevi, Süryani, Kürt hepsi birlikte yaşasın isterdik. Ama maalesef öyle bir yaşam şekli kalmadı Suriye’de. Suriye parçalanıyor, Irak gibi parça parça oluyor. Ürdün genişliyor. Kürt devleti oluşuyor. Suriye de, Irak da kalmıyor. Sykes-Picot kalmıyor. Alevi devleti de olacak. Suriye üç-dört parçaya bölünecek. Biz ENKS olarak federe bir devlet isterdik ama bu kalmayacak.
Kantonlardan geri dönüş yok mu yani?
İki tane mihver var. PYD, Esed rejimi, Bağdat, Rusya ve Çin mihveri kazanırsa bütün Ortadoğu kanton olacak. Hatta Türkiye bile olabilir. Hepsi de Tahran’a bağlı olacak. Kanton, parça parça ama bir merkeze bağlı yönetimdir. Fakat Elhamdülillah bu mihver başarılı olmayacak. İran’ın nükleer tehdidi kalmadı. Türkiye bunun rahatlığı sayesinde Kandil’i vurabiliyor. Suudiler de Husileri. İran’ın bu tehdidi bittikten sonra İran, Türkiye’nin Kürdistan bölgesini de kanton yapmaya çalışıyor. Şu an Türkiye’de Kürdistan bölgesinde yaşanan bu çatışmanın arkasında İran var.
İkinci mihver dediğiniz?
Bu mihver Ankara, Erbil, Washington ve Avrupa. Bu mihver başarılı olacak. Bu mihver ile birlikteyiz. Tahran rejimi düşecek demiyorum ama yuvasına geri çekilecek. Yani bir ihtimal ki biz İran’ı kanton yaparız. Onların da Kürtleri, Azrerileri Arapları var.
PYD’nin ABD ile ilişkileri için ne düşünüyorsunuz? Size göre farklı mihverdeler.
İlişkilerin iki şekli vardır, stratejik ve taktik ilişkiler. ABD kendi yerine IŞİD’i PYD vursun istiyor. PYD, ABD için bir çeşit güvenlik şirketi. Taktiksel ilişki yani. Ama ABD’nin Barzani ve Ankara ile ilişkisi stratejik ilişki. ABD PYD’ye ağır silah da vermiyor, tabanca doçka veriyor. ABD ile PYD’nin ilişkisi bundan fazla olmaz. Çünkü PYD’nin staratejik ilişkisi Esed ile, İran ile. ABD bu yüzden PYD ile ilişkisini daha ileri götürmez.
PYD’nin Rojava’da etnik temizlik yaptığı iddiaları var.
PYD etnik temizlik yapmıyor, kim Esed rejimine karşıysa onu gönderiyor bölgeden. PYD’nin ele geçirdiği bölgelerde Tahran’a rejime bağlı herkes kalabilir ama PYD muhalefet edeni gönderiyor.
ENKS’nin Kürt olmayan unsurlarla ilişkileri nasıl?
Cenevre’de rejime karşı oturduk. Suriye koalisyonu ile birlikteyiz. Rejime karşıyız. Esed rejimine kim karşıysa gözlerinden öpüyoruz.
HABERE YORUM KAT