Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye ile birlikte vurduğu Suriye’de can kaybı yaklaşık 200’ü çocuk olmak üzere 3800’ü geçerken, enkazdan çıkarılan yeni doğmuş bebeğe "ayet" anlamında Allah’ın işareti diye çevrilebilen "A'ye" adı verildi.

Bebek pazartesi öğleden sonra Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki bölgede bulunan Cinderes kasabasında ailesinin yaşadığı beş katlı apartmanın enkazını kazan ekipler tarafından bulunmuştu. Kız bebeğin göbek bağı hala annesi Afra Ebu Hediye’ye bağlıydı. Annesi muhtemelen doğumdan sonra ölmüştü, babası ve 4 kardeşinin de ölü bedenlerine ulaşıldı.

Afrin’deki Ceyhan isimli hastaneye kaldırılan bebekle ilgilenen çocuk doktoru Hani Maruf, “Pazartesi günü çok kötü bir durumda geldi, darbeleri, morlukları vardı, üşüyordu ve zar zor nefes alıyordu. Ayrıca şiddetli soğuk nedeniyle hipotermi vardı. Onu ısıtıp kalsiyum verdik” dedi. Başlangıçta korkulduğu gibi omurgasında herhangi bir sorun olmadığını belirten Maruf, “Ona yeni doğmuş bebek demeyi bırakabilmek için A'ye adını verdik” diye ekledi.

Kendi kızı gibi bakan doktorun eşi emziriyor

Hastane müdürü Halid Attiah, dünyanın her yerinden evlat edinmek isteyen insanlardan onlarca telefon aldığını söyleyerek “Kimsenin onu evlat edinmesine izin vermeyeceğim. Uzaktaki akrabaları dönene kadar ona kendim ailemden gibi bakıyorum” dedi. Dr. Attiah’ın eşinin A'ye’yi ondan 4 ay büyük kızıyla birlikte emzirdiği belirtildi.

Merkez üssü Maraş olan depremlerin yetim bıraktığı çok sayıda çocuk gibi annesiz babasız büyüyecek A'ye’nin kurtarılıp hastaneye kaldırılma videoları sosyal medyada gündem olduğundan bebeği evlat edinmek için dünyanın her yerinden binlerce teklif geldi.

Ancak son olarak kız bebeğin hastaneden çıktıktan sonra büyük amcası Salah el Badran’a verileceği öğrenildi.

‘Binaların sadece yüzde 10’u yaşanabilir durumda’

Gelgelelim Badran’ın da Cinderes’teki evi depremde yıkıldı. Ailesiyle tek katlı evlerinden kaçmayı başaran, ama 11 kişilik ailesiyle şu anda bir çadırda kalan Badran “Depremden sonra evinde, binasında oturabilecek durumda kimse yok. Buradaki binaların sadece yüzde 10’u yaşamak için güvenli, geri kalanı ise yaşanamaz durumda” dedi.