En büyük acılar ve sevinçler bile alınıp satılabilir!
İzmir Seferihisar’daki depremde göçük altından çıkartılan çocuklar bütün Türkiye’yi sevince boğmuştu. Bu sevincin piyasa karşılığı acaba nedir?!
Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Her şeyin alınıp satılabilecek meta/şey haline gelmesi çok eski bir fikir değil. Karşıtlığı gelenek-modernlik arasında kurarsak geleneksel formlarda alınıp satılma işlemi oldukça kısıtlıdır. Hayat müşterek durumlar üzerine inşa edildiği için takas dahi daha yaygın bir ilişki biçimidir. İlişki biçimi dememizin sebebi ekonomik-iktisadi konuların insanın hissiyatından ayrı şeylermiş gibi ele alınamayacağını düşünmemizden kaynaklanıyor.
İnsan yeryüzünde bulunma sebebinden dolayı yeryüzünü inşa eden ve değiştiren bir hüviyete sahiptir. Burada tepki gösterilecek bir durum yok. Gayet doğal bir şekilde işleyen bu süreç zaten medeniyet denilen şeyin de oluşmasını sağlıyor. İnsanın yapıp kurmasını ve eylemesini içeren medeniyet terkibi de zaten bu bağlam içerisinde anlam kazanıyor. Daha fazlası değil… Ancak yeryüzünü imar vasfını “yeryüzünü imha” olarak gören Batı menşeli medeniyetçi perspektif karşı çıkış noktası olduğunu iddia ettiği “barbarlığın” alasını yapıyor yeryüzüne.
Dikkat çekmeye çalıştığımız nokta sadece atom bombaları, kimyasal silahlarla yapılan imhalar değil. Onları zaten göz görüyor, kulak duyuyor. Bunlardan daha hassas imhalar da söz konusu. İnsanı insan yapan hasletleri hedef alan ve onun acılarını, sevinçlerini piyasa malına dönüştüren bir bakış açısından söz ediyoruz.
İzmir depreminde sağ kurtarılan Elif bebeğin enkazdan çıkarılırken itfaiyeci Muammer Çelik’in elini sıkıca tuttuğunu gösteren fotoğraf epey yankı bulmuştu. Bu durumun piyasasını oluşturmak isteyenler bu fotoğrafın çizimini bardaklara, saksılara, kalemlik ve anahtarlığa koyarak ‘acıyı’ pazarlama çabasının 'ürünlerini' internetten satışa koydular.
Adam Smith’in “Laissez faire-bırakınız yapsınlar” diyerek anlattığı, her şeyin mal olarak kabul edilip satılığa çıkartılabilmesi ilkesi en büyük acıların ve sevinçlerin bile ticaretinin yapılabileceği bir dünya inşa etti. Hatta belki en büyük hissiyatlar en çok alıcısı olacak olan metalar olarak doğrudan hedef seçilir hale geldi. Sıradan, günlük şeyler haline getirilen hislerin doğal sonucu ise hissizleşme ve insaniliğin ortadan kalkması oldu.
Gösterilen tepkiler sonucu internet sitesi ‘ürünleri’ satıştan kaldırmak durumunda kaldı. Şimdilik… Daha büyük bir krizle karşı karşıya kalmamız halinde hemen başka metaların piyasaya sürüleceğine ise şüphe yok!
HABERE YORUM KAT