Emperyalizm İnsanî Yardımdan Ne Anlar?
Küresel güçler sömürgeci politikalarla elde ettiklerinin bir kısmını “yardım” olarak ihtiyaç sahiplerinin bazılarına vererek bundan kendi hesaplarına propaganda yapmak için yararlanırlar.
Emperyalizmin İnsanî Yardımı / Ahmet Varol
İnsanların zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılan yardımlara insanî yardım adı veriliyor. Buna sağlık ve eğitim hizmetlerinden gıda yardımlarına kadar geniş bir alanı kapsayan bir yardım faaliyeti girer. Bu yardımlar bazen devlet eliyle bazen de gönüllü yardım kuruluşları vasıtasıyla yürütülüyor. Gönüllü kuruluşların yardımları da bazen devletlerin bazen de kişilerin ve gelir kazanan kurumların desteğiyle sürdürülüyor.
İnsanî yardımların başta geleni ise insan hayatının devamı için zorunlu olan ihtiyaç maddelerinin başında yer alan gıda maddelerinin teminidir.
BM’nin Somali’ye vakti geçmiş gıda maddelerini yardım olarak göndermesinin gündeme gelmesiyle irtibatlı olarak küresel emperyalizmin insanî yardım faaliyetlerini genel hatlarıyla değerlendirmek istedim.
Aslında dünyanın bir kısmı refah içinde yüzerken diğer kısmının açlık ve yoksulluğa mahkûm edilmesinin sebebi emperyalist politikalardır. Niçin böyle olduğu hakkında burada ayrıntılı bilgi verme imkânımız olmadığımdan kaynak olarak Emperyalizmin Oyunları adlı kitabımızı zikretmeyi yararlı görüyorum.
Emperyalist politikaların neden olduğu bu dengesizliğe rağmen “insanî yardım” sektörü de yine büyük ölçüde küresel emperyalizmin kontrolündedir. Küresel güçler sömürgeci politikalarla elde ettiklerinin bir kısmını “yardım” olarak ihtiyaç sahiplerinin bazılarına vererek bundan kendi hesaplarına propaganda yapmak için yararlanırlar. Bu da sinsi bir oyun ve stratejidir.
Bu politikanın ilginç bir örneği Hz. Musa ile Firavun arasında geçen diyalogda karşımıza çıkar. Şuara suresinde konuyla ilgili âyetlerde geçtiğine göre Hz. Musa (a.s.) Firavun’u hakka davet edince o, şöyle minnette bulunur: “Biz seni daha küçük çocukken içimizde yetiştirmedik mi? Ömrünün nice yıllarını bizim aramızda geçirmedin mi? Sonuçta o yaptığın işi de yaptın (yani iki kişi arasındaki kavgaya karışıp birini öldürdün). Sen nankörlerdensin.”
Hz. Musa (a.s.) Firavun’a cevabında kendisine minnet ettiği iyiliğin gerçekte bir halkı köleleştirmenin ötesinde bir şey olmadığını dile getirerek şöyle konuşur: “Başıma kaktığın o nimet ise İsrail oğullarını kendine köle edinmenden dolayıdır.”
Çağdaş emperyalizmin zayıf düşürülmüş toplumlara iyilik olarak sundukları da gerçekte o toplumları köleleştirerek elde ettiklerinin bir kısmını kendilerine vermelerinden başka bir şey değildir. Fakat verdikleri de aslında onlara değer vermediklerinin, onları insan yerine koymadıklarının, hayvanlarla bir tuttuklarının, ikinci sınıf ve değersiz gördüklerinin, hayatlarını kesinlikle önemsemediklerinin bir göstergesidir.
Bu açıdan bakıldığında küresel emperyalizmin uhdesinde yürütülen insanî yardımları dört kategoriye ayırmak mümkündür:
Birincisi: Sırf propaganda amacıyla yürütülen ama gerçekte lüzumsuz olan yardımlar.
İkincisi: Yine propaganda amacı taşıyan ama sağlıksız veya en azından faydasız yardımlar.
Üçüncüsü: Din pazarlamacılığının bir aracı olarak yapılan yardımlar.
Dördüncüsü: Yine propaganda amaçlı ama gerçekte bir ihtiyaca cevap veren faydalı yardımlar.
Bunların tümünde Firavun’un İsrail oğullarını kendine bağlamak ve bağımlı hale getirmek için yaptığı iyilik ve yardımlarda olduğu gibi propaganda öncelikli amaçtır. İnsanî yardım boyutu bu propaganda faaliyetinin inandırıcı olmasını sağlama amaçlıdır. Geçmişte Firavun’un İsrail oğullarına karşı uyguladığı politika ve yöntemleri bugün İsrail oğulları ve onların güdümündeki küresel emperyalizm insanlığa karşı uyguluyor. Çünkü bugün hem İsrail oğulları Firavunlaştı hem de çağın Firavunları onların güdümüne girdiler. O yüzden artık Firavunlar İsrail oğullarını kendilerine köle olarak kullanamıyorlar. Ama İsrail oğulları bir bakıma onları köleleştirmiş durumdalar. ABD’de yeni başkan seçimi çalışmalarında perde arkasında oynanan oyunlar ve çevrilen dümenler de bunu gösteriyor.
Çağın İsrail oğulları Allah’ın kitabını terk ettikleri için vahye dayalı ilkelerden uzaklaştılar. Dolayısıyla atalarını köleleştiren Firavunları kendilerine örnek edindi, onların yöntem ve politikalarını iyi tetkik ettiler ve bugün köleleştirdikleri toplumlara karşı uyguluyorlar.
Yardımların sözünü ettiğimiz dört kategorisini örneklerle açıklamayı inşallah müteakip yazımızda yapacağız.
YENİ AKİT
HABERE YORUM KAT