ELT değil LTE!
Biz daha 1. kuşak demokrasiyi tartışaduralım, Tekno Demokrasi’ye bir adım daha yaklaşıyoruz.. LTD, TD 1’i tetikleyeceğe benziyor..
Sahi, biliyorum sizin cep telefonunuz 3G de, sizin demokrasiniz kaçıncı kuşak demokrasi? Sahi, bilim ve teknolojiden sorumlu devlet bakanı Mehmet Aydın hocam, ne buyurulur bu hususta.. Hani diyorum, demokratik açılım konusunda bir açılım daha yapsak, bu konuda..
Demokrasi perakende işi değil. Ne demişti Mustafa Kemal: “Hattı müdafa yok, sathı müdafa var.” Devamını ben söyleyeyim: “Satıh, bütün insan hakları ve hukuk devletidir.”
Başlıktaki ELT’nin ne olduğunu merak edenler olacaktır.. ELT, eskiden telgrafta, basit bir haberleşme kategorisi idi. Bunun normali, acelesi, yıldırımı vardı.. Mors alfabesi ile geçen mesajlar, karşı postaya ulaştığında yazıya dönüştürülür ve yazılı bir mesaj olarak sahibine iletilirdi.. Kontör yoktu o zaman, kelime sayılırdı. Telli haberleşme sistemi şarkılara da konu olmuştu o zamanlar. “Telgrafın tellerini kurşunlamaktan” söz edilirdi..
Şimdi gençler, telefotoyu da bilmezler. Faks yoktu. 50 kiloluk kocaman bir cihaz telefon santraline taşınır ve bugünkü fotokopilerle kıyas edilemeyecek kadar kötü bir kopya yarım saatte zor geçilirdi karşı tarafa ve zaten birkaç il dışında da telefoto cihazı yoktu. Fotoğrafların altında “telefoto ile alınmıştır” diye yazardı.. Yazıları teleksle geçmeye başladığımızda kendimizi şanslı sayıyorduk.. Ellerimizde rulolar halinde perforaj bantları, bağlantı kurulmasını beklerdik..
Fotokopi ıslaktı bizde. Devoloper sistem..
Gençler artık e-mail gönderiyor, SMS atıyor, chat yapıyor.
Şimdi gençler Sinclair, Commodere’yi bile zor hatırlar.. Şimdi terabite’ı konuşuyorlar. Bir kilobayt’la başladık.. Ben akustik modem kullanıyordum. Bugün bilgisayar okuyanların çoğu bile bırakın akustik modemi görmeyi, duymamıştır bile..
Yakında Midori gelince bir kez daha şaşıracaksınız.
Bugün çoğu kimsenin, uzaysal ve uzamsal, nöronik, ilişkilendirilmiş, öğrenebilir veri tabanı olan Spetial veri tabanı hakkında da fazla bir bilgisi yok.
Yani demem o ki, bilgisayarla ilişkimiz çok operasyonel, ne geçmişi biliyoruz ve ne de geleceği.. Sisteme tüketici olarak katılıyoruz..
Biz daha 3G’nin ne olduğunu anlamadık ama 4G kapıda.. Long Term Evolution (LTE) teknolojisi temelinde çalışan dördüncü nesil 4G mobil iletişim sisteminin veri indirme hızı, 3G şebekesinden 10 kat hızlı ve saniyede 100 megabiti buluyor. İşte LTE böyle bir şey..
2010 Avrupa için e-devlet değil, e- demokrasi döneminin başlangıcı olacak..
E-devlet out, şimdi moda e-demokrasi..
Atama yapacaksınız, insan kaynakları veri tabanına giriyorsunuz, rasyolarınızı veriyorsunuz, sistem atama için en uygun üç ismi size sunuyor..
Oylama için kimsenin bir araya gelmesine gerek yok. Dernekler, odalar, kongreler, meclis, herkes cep telefonundan e imza ve şifresi ile anında oyunu kullanabilecek.. Öyle % 20 ile kongre almak yok.
Karar vereceksiniz, tabanının beklentisini sistem aracılığı ile yarım saat içinde sorgulayıp, tabanın tercihleri konusunda geri dönüş alabilirsiniz..
Referandum, kamuoyu talepleri, eğilim tesbiti artık sıradan, basit.
Yönetişim ötesi yeni bir durum bu..
E-demokrasi, doğrudan demokrasiye çok yakın bir sistem.
Şeffaflık son derece yüksek. İşlemler geriye dönük sorgulanabileceği gibi, geleceğe dönük ihtimal, maliyet ve risk analizleri yapabilecek, projeksiyonlar geliştirebileceksiniz..
Asimetrik sorgulama, çapraz ilişki, sadece sanal değil kurgusal gerçeklikler, varsayımlar üzerine rasyonel tezler geliştirebileceksiniz..
Media değişecek. İletişim değil, bilişimi de aşacağız, bilgileşime geçeceğiz..
Mal ve hizmetler konusunda maksimum seviyede bilgilenme şansınız, müşterilerin mal ve hizmete karşı tavrını da görünür kılma imkanı sözkonusu olacak..
Rekabet kuralları değişecek.. Mal ve hizmetleri, fiyat ve kalite olarak ya da kendi mental, teolojik, vicdani kanaat ve tercihleriniz ışığında global çapta sorgulayabileceksiniz..
Bir yasa yapacaksanız, dünyada o konuda yapılan çalışmaları, üniversitelerin bu konuda elde ettikleri bilgileri sorgulamak mümkün olabilecek.. Dil ve tercüme sorunu da, toplumsal mesajlaşma açısından önemli ölçüde çözülecek.. 1 milyon kanallı bir televizyonunuz olacak. Daha doğrusu, televizyon mu, portal mı, radyo mu, dergi mi, kitap mı ne olduğu belli olmayan melez, hibrit bir media aygıtına dönüşecek cep telefonlarınız..
Home office’ler de artacak. Bu yönü ile, aslında ulaşım sorununu çözmeye de katkı sağlayabilir.. Trafik düzeni internetle daha güvenli hale gelebilir diyeceğim ama, yakında yollar da “akıllı” (?!) hale gelecek, araçlar da. GIS teknolojisi ile araçlarınız için şoföre bile gerek kalmayabilir..
Kuşkusuz her şey olumlu değil. Göz sağlığınız, radyasyon etkisi, zaman yutan bir canavara dönüşme ihtimali her zaman var..
Agnostizm, atomizasyon, kişilik parçalanması, sanal gerçekliğin, gerçeklerin önüne geçmesi, sanal örgütler, suçlar vesaire, vesaire..
Ben iyi ya da kötüden söz etmiyorum. Bizi nasıl bir geleceğin beklediğinden söz ediyorum.. Bir veriden söz ediyorum..
Teknolojik gelişme birçok şeyi, geri dönülmez bir şekilde değiştirecek..
Bilişim ve gen teknolojisi konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Bu alan siyasetin, savaşların, din, bilim, ahlak gibi değerlerin radikal bir şekilde etkilenecekleri bir alan olacak..
Cebinizdeki cep telefonu sizin cebinizdeki bir ajan olabilir..
Orwel’in “büyükgözaltı” gerçekleşti..
Dikkat: Büyük birader sizi gözlüyor..
O makinayı siz doğru kullanmıyorsanız, o makine sizi kötü bir şekilde kullanabilir, ele verebilir..
Böyle bir dünyaya ne kadar hazırız?. Acı, ama gerçek, biz hâlâ işin başındayız.. Ergenekon’u aşamadık ki, bu konuları konuşalım. Biz hâlâ yazılım ve donanım ithal ederek, 70 milyon yurttaşı, 1,5 milyar girişle klavyeden kayıt altına alarak e-devletçilikle vakit geçiriyoruz..
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT