Elmasın Gölgesinde İç Savaşın Pençesinde
Uluslararası gündemin son dönemde en önemli gündem maddelerinden biri Orta Afrika Cumhuriyeti'nde süregelen dinlerarası ve etnik çatışmalar.
Uluslararası gündemin son dönemde en önemli gündem maddelerinden biri Orta Afrika Cumhuriyeti'nde süregelen dinlerarası ve etnik çatışmalar.
Ülkeyi önemli kılan asıl unsur ise zengin altın, elmas ve uranyum yatakları. Uluslararası toplumdan bölgedeki askeri varlıkla lojistik desteğin artırılmasına yönelik çağrılar yükselirken, bölgeden gelen şiddet görüntüleri de dozunu artırıyor.
Orta Afrika'da dinlerarası ve etnik çatışmalar artarken, daha önce ülkeye asker gönderen Fransa, ABD'nin operasyona muhtemel desteğini tartışıyor. Fransa, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde olduğu kadar çevredeki Kamerun, Çad ve Kongo'daki ekonomik çıkarlarını da önemsiyor.
Jeopolitik konuma bakıldığında Fransız askerlerinin Orta Afrika Cumhuriyeti'ni korumak amacıyla başlattığı ''Sangaris Operasyonu''nda askeri birliklerini konuşlandırdığı çevre ülkelerdeki varlığı da dikkatlerden kaçmıyor. Zira Fransa'nın korumak için bulunduğu ülkeden çok, çevre ülkelerdeki varlığı daha fazla. Bu da Fransa'nın aslında bölgedeki varlık nedeni tartışmalara açıyor.
Yaklaşık 4,5 milyon nüfuslu Orta Afrika Cumhuriyeti'nin yüzde 10'unu Müslümanlar oluşturuyor. Müslümanların çoğu ülkenin kuzeyinde yaşıyor.
2010'da 323 bin 575 karat elmas ve 72 bin 834 gram altın ihraç eden, 2011'de 312 bin karat elmas üreten bu küçük ülke, aynı zamanda güneyde Bakuma bölgesinde zengin uranyum yatağına da sahip. Bugün, Orta Afrika Cumhuriyeti, başta dinlerarası gibi görünen ancak isyancı grupların bölünmesiyle daha karmaşık bir hal alan iç savaşın pençesinde.
Olaylar zinciri, 2012 sonunda, ülkenin kuzeydoğusunda örgütlenen çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Seleka koalisyonunun, Hristiyan kökenli Devlet Başkanı François Bozize'ye karşı çıkmasıyla basladı. Durum, Seleka'nın başkent Bangui'de iktidarı ele geçirmesi ve Bozize'nin sürgün edilmesiyle kötüleşti. Bu sırada, Seleka'nın liderlerinden Michel Djotodia kendisini geçici devlet başkanı ilan etti. Eylülde grubun Djotodia tarafından dağıtılmasına kadar Seleka üyeleri ülke genelinde Hristiyanlara yönelik şiddet eylemleri düzenledi. Bu esnada Hristiyan bir muhalif grup ortaya çıktı. Önce kendini savunan grup ''anti-balaka'' (yerel dil Sangoda ''pala karşıtı'') Müslüman sivilleri hedef almaya başladı. Bu grup, bugün büyük tehlike teşkil ediyor.
2013 sonunda ise kriz, uluslararası boyuta ulaştı. 5 Aralık'ta BM Güvenlik Konseyi dış müdahalenin gerekli olduğu sonucuna vararak 12 ay için Fransız güçlerinin ve Afrika Birliği Güçleri'nin (MISCA) ülkeye konuşlandırmasına imkan veren 2127 sayılı kararı kabul etti. Bu çerçevede Fransa, eski sömürgesi Orta Afrika Cumhuriyeti'nde kararın kabul edildiği gün ''Sangaris Operasyonu'nu başlattı ve 1600 askeri konuşlandırması kararı aldı. Kuzeyde yaşayan Müslüman azınlık korumaya ihtiyaç duyarken, Fransız askerleri elmas ve altın rezervlerinin bulunduğu ülkenin batısında ve güneybatısında operasyonu başlattı.
Bangui, Bossangoa, Bouar, Bossembele ve Damara'ya ulaşan Fransız güçleri, Çad ve Sudan sınırındaki kuzeye doğru ilerleyişini sürdürüyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, gerilimin Aralık 2012'de şiddete dönüşmesinden bu yana yaklaşık 840 bin kişinin yerinden olduğunu, 246 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtiyor.
Fransa Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde, ''Sangaris Operasyonu, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde asgari güvenliği sağlamayı, MISCA'nın gücünün ve operasyonel konuşlanmasının artmasına kolaylık sağlamayı hedefliyor'' ifadesi yer aldı. Kısa süre önce de ABD Başkanı Barack Obama, operasyona lojistik destek sözü verdi.
Bununla beraber, ülkedeki büyük güvensizlik ortamı, Fransız şirketlerinin faaliyetlerini sürdürmesine engel olmadı. Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde, ''Siyasi istikrarsızlık ve güvenlik risklerine rağmen, Air France, Bollere (lojistik ve nehir taşımacılığı), Castel (içecek ve şeker), Total (stoklama ve petrol ürünlerinin dağıtımı) ve CFAO'nun (otomobil dağıtımı) yerleşkeleri Orta Afrika Cumhuriyeti'nde kalmaya devam edecek'' denildi. Uzun süredir, sahip olduğu doğal kaynaklar bakımından bu ülke, Fransa için önemli bir jeopolitik öneme sahip.
Areva, 1 Ağustos 2008'de Bakuma uranyum yatağının işletmesini yatağın uzaklığı, maden filizi işlemesinin usulü, enerji gereçleri ve güvensizlik ortamını ve Fukuşima felaketinden sonra dünyada uranyum kurlarının düşmesi gerekçe göstererek askıya aldı ancak kesin olarak ülkeden çekilmedi.
AA
HABERE YORUM KAT