Eli kanlı Olmert!..
Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargo yüzünden, tıbbi cihazların çalışmaması, hastanelerin elektriklerinin kesilmesi sebebiyle yeni doğan bebekler hayatını kaybederken Türkiye hükümeti bu bebeklerin kanına giren Olmert’i devlet konuğu olarak ağırlıyor. Vahşi kuşatmanın bir buçuk milyon insan için hayatı iyice çekilmez
hale getirmesinden dolayı dünyanın her tarafında ve bu arada Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde, Siyonist vahşete ve Rafah sınır kapısını açmamakta ısrarlı davranan işbirlikçi Mısır yönetimine karşı eylemler düzenlenirken Türkiye’deki yönetim Olmert’i ağırlayarak Mısır’la aynı safta yer aldığını ilan ediyor. İslâmî hareketin Gazze’yle küresel dayanışma çağrıları yaptığı sırada, Filistin’deki İslâmî hareketin önderlerinin başlarını koparacağı tehditlerinde bulunan Siyonist devletin başbakanının ayaklarının altına Türkiye’de kırmızı halılar döşeniyor. Saldırgan tutumu sebebiyle ateşkesin devamını imkânsız hale getiren, cinayet tehditlerinde bulunan eli kanlı bir Siyonist lider Türkiye’de “onurlandırılıyor (!).”
Siyonist partilerin Filistinli liderlere yönelik cinayet tehditlerinin seçim yatırımı olduğu biliniyor. Çünkü bu tür tehditler, kabadayılıklar seçimlerde işlerine yarıyor ve göz diktikleri oy tabanının desteğini kazandırabiliyor. Siyonistlerin siyasi akımları şiddet politikalarıyla oy kazanmaya çalışırken, Türkiye’de normalde “muhafazakâr” tabanın oylarıyla iktidara gelen bir partinin işgalci başbakanı devlet konuğu olarak ağırlaması garip değil mi? Yerel seçimlerin bu kadar yaklaştığı bir sırada tehditçi Siyonist liderin, Gazze’de bir buçuk milyon Müslümanın tedrici ölüme terk edildiği bir sırada devlet konuğu olarak ağırlanmasında herhangi bir sakınca görülmemesi kitlesel tabanın da yeterince duyarlı olmadığını göstermiyor mu?
Bununla birlikte ziyaretin ve görüşmelerin basına pek yansıtılmamasına özen gösterildiği de dikkatlerden kaçmıyor. Çünkü eli kanlı bir işgalcinin, bir bebek katilinin ziyareti kirli iş. Fakat önemli olan siyasi kadronun bu tür kirli ilişkileri biraz gözlerden uzak sürdürme ihtiyacı duyması değil, bu ilişkilerden tamamen uzak durma zorunluluğu hissetmesidir. Kitlesel tabanın sergileyeceği bilinçli tutum siyasi kadronun böyle bir zorunluluk hissetmesinde etkileyici olacaktır.
Türkiye’deki hükümetin böyle bir ziyareti kabul ederken kendini sorgulaması gerekir. Gazze’ye insanlık dışı ambargo uygulanırken bu ambargonun sona ermesi için ne yaptığı, en azından Siyonist işgal devletiyle ilişkilerini bu vahşi ambargonun sona erdirilmesi için değerlendirmek amacıyla herhangi bir girişiminin olup olmadığı konusunda özüne yönelik bir sorgulama yapması gerekir.
Türkiye yönetimi Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk yaptığını söylüyor ve Olmert’in ziyaretinin de bu konuyla ilgili olduğu iddiası öne çıkarılıyor. Filistin’deki muhalif gruplar arasında arabuluculuk yapacağına dair haberleri hızla yalanlama ihtiyacı duyan Türkiye hükümetinin İsrail’le Suriye arasında arabuluculuk için bu kadar büyük çaba harcama ihtiyacı duymasını anlamak zor.
Kaldı ki bu arabuluculukta Suriye’nin gasp edilen haklarının, işgal edilen topraklarının iadesi için mi, yoksa İsrail işgal devletinin Suriye tarafından da meşru kabul edilmesi için mi böylesine çaba harcadığını da sormak gerekiyor.
Aynı şekilde Suriye’ye sığınmış Filistinli mültecilerin yurda dönüş haklarının kabul ettirilmesi için mi, yoksa Filistin toprakları üzerindeki gayri meşru Siyonist işgalin Suriye’ye de onaylatılması için mi uğraşıldığını da sormadan geçemeyeceğiz.
Tahminimize göre eli kanlı Olmert’in Türkiye’ye ani ziyaret düzenlemesinin arka planında Filistin direnişine, İsrail’in şartlarının kabul ettirilmesini hedefleyen dayatmacı, yani İsrail’e saldırı imkânı veren ama Filistin direnişini silahlarını susturmaya zorlayan bir ateşkesin kabul ettirilmesi niyeti var.
Çünkü ateşkesin sona ermesi Siyonist işgalcileri de endişelendiriyor. Ama işgal devleti Filistin tarafının şartlarının reddedildiği, kendi şartlarının ise zorla kabul ettirildiği bir ateşkesi uygulamaya sokmak istiyor. Bunun için Mısır ve Suudi Arabistan rejimlerinden destek aldığını kendi medya organları vasıtasıyla kamuoyuna duyurdu. Tahmin ediyoruz Türkiye’den de destek bekliyor.
Bu arada Türkiye’deki hükümete yanlış yerde durduğunu bir kez daha hatırlatalım. Çünkü Siyonist medya, işgal devletinin stratejik savaşının en önemli cephesidir.
Türkiye, Olmert’in taleplerine olumlu cevap vermese bile, onunla masaya oturması İsrail medyasının istenilen desteğin alındığına dair haberler yayınlaması için yeterli sebeptir.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT