El-Cezire ve Heykel krizi
‘Bin saatlik konuşma’ başlıklı yazımda temas ettiğim Heykel’in Perşembe günleri mutat olarak El Cezire ekranlarından yapmış olduğu tarih sohbetleri ses getirmeye devam ediyor.
Ses getirmek bir yana, geçen Perşembe yaptığı program bir siyasi ve diplomatik krize dönüştü, kartopu gibi büyüyor. Pazartesi günkü yazımızda temas ettiğimiz programından sonra Heykel’in konuşması Ürdün ile Katar arasında derin bir krize neden oldu. Bu çerçevede Ürdün yönetimi en azından bu Perşembe (bugün), yayına girecek olan Ürdün Kralı Hüseyin’in 1967 savaşındaki rolünden bahsedecek bölümün kaldırılmasını istemiş. Aksi takdirde, Davha’da yapılacak olan Arap zirvesini boykot edeceğini ihtar etmiş. İş bu kadar ciddi! Heykel’in konuşmalarını kendilerine karşı bir hamle olarak gören Ürdün yönetimi Hekyel’i durdurmak için Suud Dışişleri Bakanı Suud Faysal’ı devreye sokmuş. Faysal’ın Davha’ya gitmesini fırsat bilerek Ürdün aleyhtarı kampanyanın sona erdirilmesi için kendisinden aracılık etmesini istemişler. Ürdün yönetimi Katar yönetiminin kendilerine karşı öfkelendiğini ve Ürdün’ü karalamak için de El Cezire ve Muhammed Haseneyn Heykel’i kullandığını düşünüyor. Ürdün yönetimi, Suriye ile ‘ılımlı Arap ülkeleri’ arasında yapılan barışma/uzlaşma toplantısından Katar’ın dışlanmasının ve muaf tutulmasının bu kampanyada muharrik unsur olduğunu düşünüyor. Ürdün son sıralarda Şam’la yakınlaşmasının da bu bağlamda Katar’ın hoşuna gitmemiş olabileceğini düşünüyor ve El Cezire’nin tepkisini buna bağlıyor. Ürdün sadece arabulucularla Katar’ı dizginlemeye çalışmıyor, aynı zamanda dişe diş göze göz tabir edilebilecek bir şekilde ulusal basını da bu yönde tavzif ediyor. Ürdün basınının Perşembeden Perşembeye Muhammed Haseneyn Heykel aleyhtarı onlarca makaleye yer verdiği ifade ediliyor. Cezire kadar etkili olmasa da karşı kampanya da şiddetli imiş.
Ürdünlülerin düşüncelerine göre, Katar yönetimi kendilerini el Cezire ve Heykel üzerinden sataşıyor ve vuruyor. Bu bağlamda, Perşembe günü Heykel’in programının yayınlanıp yayınlanmaması Ürdün ile Katar arasındaki ilişkilerin geleceğini, seyrini ve mahiyetini tayin edecek gibi görünüyor. Ürdün yönetimi Heykel’in 1967 savaşında Kral Hüseyin’in rolünü ele alacağı ikinci bölümün vizyona girmemesini ve ekrana getirilmemesini talep ediyor. Bu yapılmazsa Ürdün Katar zirvesini boykot edeceğini duyurdu. Ürdün yönetimi ile alakalı olarak birçok şayia var. Bunlardan birisi de Arap uzmanı İngiliz gazeteci Patrick Seale gibi gazetecilerin ortaya attıkları, önceden Kral Hüseyin’in 1973’te Mısır’ın İsrail’e saldıracağını gizlice İsrailli liderlere haber vermesidir. Yalnız Ürdünlü uzmanlar Heykel’in aktardıklarının pek de dakik olmadığını söylüyorlar. Ürdün eski İstihbarat Başkanı Muhammed Resul Geylani, Ürdün’ün CIA’den yıllık olarak ödenek aldığını kabul ediyor lakin bu ödeneğin sanıldığı gibi Kral Hüseyin’in şahsi hesabına değil, Ürdün muhaberatına aktarıldığını ifade ediyor. Yine Heykel’in aktardığı gibi bunun 1 milyon dolar değil 5 milyon dolar olduğunu ve komünizmle mücadeleye tahsis edildiğini ve bundan Kral’ın şahsi hesabına kuruş bile almadığını doğruluyor. Bununla birlikte, Heykel’in aktardığı doğrular arasına Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrailli liderler ve Mossad ajanları arasında uzun süreli gizli görüşmelerin varlığı ve yapılmış olması da vardır. Kral Hüseyin’in Londra’daki diş doktoru bu tür buluşmalar için bir ideal ve güvenli ortamdır. Vadi Araba’da yapılan barış anlaşmasına kadar Kral Hüseyin, İsrailli bazı liderlerle tam 19 defa görüştüğünü doğrulamıştır. Lakin İsraillilerle gizlice görüşen sadece Kral Hüseyin değildir. Sedat da ve ondan önce Nasır da bilinenin aksine İsrailli liderlerle birçok gizli görüşme yapmıştır. Heykel’in şahsi zaafı da bunları dile getirmemesidir.
Esasında Heykel’den rahatsız olan sadece Ürdün yönetimi değil. Gazze saldırıları sırasında yine Heykel, Cezire ekranlarından Mübarek’in Sarkozy’ye söylediği rivayet edilen bir sözünü aktarmıştı. Buna göre, Sarkozy’yi İsrailli liderlere aracı kılan Mübarek onlara ‘ellerinize sağlık’ mesajı gönderiyor ve işlerini bitirmeden de Gazze’den çekilmemelerini istiyor.. Bu nakiller doğru mu bilinmez lakin Kahire’deki görüşmelerden Gazze’ye dönen Hamas heyetini arayan Mısırlı yetkililer yanlarında getirdikleri yüz binlerce dolara ve euroya el koymuştur. Dolarların veya euroların akıbeti pek belli değil.
Heykel’in Ürdün’le alakalı olarak tarihi belgeleri açıklaması da Mısırlı yetkilileri kızdırmış bulunuyor. Mısır İktidar Partisi El-Vatani milletvekilleri ve yetkilileri, Muhammed Haseneyn Heykel’in hesaba çekilmesini ve yargılanmasını istiyorlar. Sebep, yayınlanmaması gereken devletin gizli belgelerini yayınlamak. Yayınlanan belgelerin, üzerlerine konan zaman tahdidini aşmadığı için yasak kapsamına girdiğini ve Haseneyn Heykel’in de bunları yayınladığını söylüyorlar. Dolayısıyla birden fazla taraf Heykel’in tarihte kalan olayları deşmesinden rahatsız. Tabii Ürdün’deki Haşimi sülalesinin İngilizlerle işbirliği ve Lawrance ile ilişkileri hala karanlıkta kalan ve gün yüzüne çıkmayan detaylardan bazısı. Ürdün yönetimi haliyle tarihi sırların ulu orta ve bazen tek yanlı olarak deşifre edilerek sunulmasıyla tarih önünde ve halkının önünde mahcup duruma düşmek istemiyor.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT