Ekrem İmamoğlu'na 'Kanal İstanbul' incelemesi
Kanal İstanbul için 'Ya Kanal, Ya İstanbul' kampanyası başlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında savcılık tarafından soruşturması açıldı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Kanal İstanbul projesine karşı çıktığı için soruşturma açıldığını söyledi.
Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın canlı yayın konuğu olan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Sayın Abdülhamit Gül'ün açıklamalarını dinledim inşallah dediğini yapar ama Sayın İmamoğlu'na Kanal İstanbul'a karşı çıktığı için devlete karşı çıkmaktan soruşturma açıldı. Soruşturmanın özelliği şu: Devletin projesine karşı çıktığı için bölücülük yapmakla suçlanıyor. Bütün bunlar nedir? Bütün bunlar sistemin tartışılmadığı, yamalı bohçaya döndüğü sistemin getirdiği sonuçlar" dedi.
"DEVLET PROJESİNE KARŞI ÇIKMAK BÖLÜCÜLÜK SAYILDI" İDDİASI
Küçükkaya'nın söz konusu soruşturmanın açıldığından emin olup olmadığını sorması üzerine Akşener, "Evet, soruşturma evrakını gönderdi bana Sayın İmamoğlu" ifadelerini kullandı. Akşener, bu sözlerin ardından İmamoğlu'na, projeye karşı çıktığı gerekçesiyle bölücülük ile suçlanarak soruşturma açıldığını tekrar vurguladı. Akşener, soruşturmanın ayrıntılarına dair şu ifadeleri kullandı: "Asılan billboardlar üzerinden İBB'ye müfettiş gönderiliyor. İsnat şu: Kanala İstanbul bir devlet projesi olduğu için buna karşı çıkmanın devlete karşı çıkmak olduğunu ve bunun bölücülük olduğunu iddia eden bir müfettiş soruşturması."
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRDİ
Akşener'in açıklamalarını doğrulayan İstanbul Büyükşehir Belediye Sözcüsü Murat Ongun, "TC İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında 'Ya Kanal Ya İstanbul', 'Kanal İstanbul'a Kimin İhtiyacı Var' afişleri ile ilgili olarak inceleme başlatıldığı tebliğ edilmiştir. Bu inceleme kapsamında afişlerin Anayasa'nın 104., 123. ve 127. maddelerinde belirtilen 'İdarenin bütünlüğü ilkesine ve devlet politikasına kamu kaynağı kullanılarak muhalefet edilmesinin mümkün olmadığı' iddialarıyla yazılı ifadesinin 7 gün içinde verilmesi istenilmiştir" dedi.
İÇİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA: "BÖLÜCÜLÜK SUÇLAMASI BULUNMUYOR"
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı ise, konuyla ilgili açıklama yaptı.
Devlet Projesi olarak uygulamaya konulan Kanal İstanbul Projesi aleyhine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliği kullanılarak afişler bastırılması ve şehrin değişik yerlerine astırılması üzerine 17 Ağustos 2020 tarihli onay ile konunun araştırılması, gerekiyorsa sorumlular hakkında ön inceleme yapılması amacıyla Mülkiye Müfettişi görevlendirildiği belirtilen açıklamada, şunlar aktarıldı:
"Onaya tabi konular incelendiğinde; belediyelerin, Anayasa’da ifadesini bulan ‘İdarenin Bütünlüğü İlkesi’ çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ve bu çerçevede idari vesayet denetimine tabi oldukları, Belediye Kanunu gereğince belediye başkanının görevleri arasında bulunan ‘Beldenin ve Belediyenin Hak ve Menfaatlerini Koruma’ görevinin belediyeye verilen görevlerle sınırlı olduğu, ‘Ya Kanal Ya İstanbul’ şeklinde bir afişle uluslararası hukuk boyutu bulunan, siyasi alana taalluk eden ve ‘Devletin Egemenlik Yetkisi’ne ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkmanın idarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek sorumlular hakkında araştırma, gerek görülmesi halinde ön inceleme yapılması hususlarının yer aldığı görülmektedir."
KARŞI ÇIKMASI DEĞİL, KAMU KAYNAĞININ KULLANILMASI İNCELENDİ
"Onayın hiçbir yerinde Kanal İstanbul Projesi'ne, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kişisel olarak karşı çıkması sorgulanmamış, kurumsal olarak ve kamu kaynağı kullanılarak bu afişlerin bastırılmış olması araştırma/ön incelemeye dahil edilmiştir. İddia edildiği gibi onayın hiçbir yerinde bölücülük suçlaması da bulunmamaktadır. Bütün soruşturmalarda olduğu gibi, 17.08.2020 tarihli onaya dayalı araştırma/ön incelemede de Mülkiye Müfettişimiz tarafından 09.11.2020 tarihli yazı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan ifade talebinde bulunulmuş, talep yazısında onayda yer alan konular tekrarlanarak, kendisinden (7) gün içinde yazılı ifadesini vermesi istenmiştir. İfade talep yazısında Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul Projesi'ne kişisel olarak karşı çıkması sorgulanmadığı gibi bölücülük suçlaması da bulunmamaktadır.”
EKREM İMAMOĞLU KANAL İSTANBUL İLE İLGİLİ NE DEMİŞTİ?
Şubat ayında yapılan basın toplantısında bir gazetecinin "İstanbul, tarım arazilerinin de olduğu bir büyük şehir ama bazı büyük projelerin tarım arazilerine olan etkisi geçtiğimiz günlerde tartışılmıştı. Kanal İstanbul da bunlardan biri. Eğer olursa, tarım arazilerini nasıl etkileyecek?" şeklindeki sorusunu Ekrem İmamoğlu şu ifadelerle yanıtlamıştı:
"İstanbul'un mevcut tarım alanının neredeyse yüzde 10 civarındaki kısmını Kanal İstanbul yok ediyor. Şehirleşme etkisi? Bu zaten tahmini mümkün olmayan bir seviyeye doğru gider. Kanal İstanbul, bir travma. Kanal İstanbul, öyle stratejik bir proje falan asla değil. Kanal İstanbul, bir emlak işi. Emlak geliştirme işi. Yani; 'Yaparız, satarız, para kazanırız!' Bakın bu kadar net söylüyorum. Efendim Boğaz geçişiymiş, Boğaz'ı korumaymış… Hayır! Bu kadar uzun yıllardır analiz ettiğim, her yönüyle insanı dinlediğim, serbest piyasadan, bu işi yapan inşaatçı firmalardan, başka kurumlara kadar… Takip ettiğim bilim insanlarından dinlediğim kısmıyla bunu tarif ediyorum: Suyunu yok edecek. Tatlı su rezervlerini ciddi anlamda etkileyecek. Aynı zamanda, oluşturduğu, 8 milyon insanı hapsettiği ada, toprağa verdiği zarar, depremle ilgili oluşturduğu tehditleri üst üste koyduğunuzda büyük bir travma."
"TOPLUMUN İRADESİYLE ENGELLEYECEĞİZ"
"Düşünülmesi bile benim uykularımı kaçırıyor. İnşallah tüm hukuksal çabamızla bu işi engelleyeceğiz" diyen İmamoğlu, şöyle konuşmuştu:
"Tabii ki toplumun da iradesiyle engelleyeceğiz. Toplumun bunu reddettiğini ve istemediğini görüyorum. Siyasi mekanizmalar üzerinden 'olur' veren halkın da vicdanen 'olur' vermediğini de biliyorum ben. Hissediyorum bunu. Yani, siyasi tarafı olduğu parti desteklediğinden dolayı, 'evet' diyor ama vicdanının bunu kabul etmediğini biliyorum. Deprem konuşmamız lazım. Depremle hiç alakası olmayan, bu kentte yeni bir şehir var etme çabası içerisindesiniz. Neredeyse 1 milyon 100 bin tanımlı var orada, bence 2 milyonu aşar. Daha bu şehirde on binlerce riskli yapının sorununu çözemedik. Bunu çözelim. Bu masada konuşulacak konu o. Kanal İstanbul masası yıkılmıştır. Bence yıkılmıştır. Bakın, her gün sallanıyoruz. Depremi konuşacağız. Yüz binlerce insanın canını konuşacağız, malını konuşacağız. Bu ülkenin ekonomisini konuşacağız. Tekrar söylüyorum. İstanbul depremi eşittir, bu ülkeye en an 400-500 milyar dolar."
HABERE YORUM KAT