Ekonominin şeriata göre düzenlenmesinden niye rahatsız olunur?
Cumhuriyet gazetesi Meclis'te ekonomi alanında 'sukuk' önerisini "şeriat geliyor" tepkisi ile karşılamış!
HAKSÖZ HABER
Türkiye’de hukuki uygulamalar yamalı bohçaya dönmüş Anayasa’nın kısmi düzeltmelerinden ibaret. Daha kapsamlı bir düzenleme hatta değişime ihtiyaç olunan bir konuda farklı hukuk geleneklerinden faydalanmak oldukça anlaşılır bir durum. Ancak şu şerhi düşmeyi de gerekli görüyoruz: Bu tarz arayışları anlaşılabilir bulmakla birlikte işin boyutları ‘İslamileştirme‘ aşamasına geldiğinde ortaya çıkabilecek menfi neticelerden dolayı teyakkuz ile yaklaşılması gerekiyor.
Bu bağlamdan hareketle olsa gerek Meclis’te kentsel dönüşüm finansman kaynakları konusunda İslam hukukundan hareketle oluşturulan ‘sukuk’ uygulamasını esas alınarak bir düzenleme yapılması önerilmiş. Peki, sukuk nedir?
Günümüzde iktisadî hayattaki projelerin çok büyük boyutlara ulaşması ve bunlar için yüksek finansal kaynaklara ihtiyaç duyulması karşısında tek tek bireylerin ve kurumların malî güçlerinin yetersiz kalması, kişilerin ve kuruluşların bir araya gelerek projeleri birlikte finanse etmesi sukûk fikrinin temelini oluşturmaktadır. Böylece hem ekonomik kalkınma hem sukûk sahiplerinin bu yöntemle kâr etmesi hedeflenmektedir. Sukûk ihracındaki başlıca hedefler ve faydalar şu şekilde ifade edilmektedir: İslâm ülkelerinde ekonomik hayatın dinin temel ilkeleriyle uyum içinde teorik ve pratik yönden gelişmesine katkı sağlamak, bir alternatif olarak devletin kalkınma ve alt yapı projelerindeki finansman ihtiyacını karşılamak, geniş ticarî faaliyetlere imkân sağlaması dolayısıyla İslâmî prensiplere uygun borsayı güçlendirmek; öz kaynakları çeşitlendirerek birey, kurum, şirket ve devletlerin likiditesini arttırmak ve mâkul bir vadede likidite ihtiyacı olan şirketlerin ihtiyacını gidermek; âtıl duran kaynakların kalkınmaya yardımcı olmasına ve bütçe açığının giderilmesine katkı sağlamak; tedavülde olmayan paranın tedavüle girmesiyle para akışını temin etmek, yeni ticarî varlıklar için kaynak oluşturarak finansman kaynaklarını çeşitlendirmek, işleme çok kişinin katılmasını sağlayıp riski azaltmak; kredi ve sermaye piyasalarını bir araya getirmek, bütçe dışından finansman kaynağı temin etmek; sukûk sahiplerinin büyük finansal işlemlere hissedar olmasına imkân sağlamak; faizsiz kurumların başarısını arttırmak ve ferdî yatırımların yetmeyeceği çapta büyük finansal işlemlere hissedar olma imkânı temin etmek, sermaye dalgalanmasını azaltmak.
Faizsiz menkul kıymetleştirme mantığına dayanan sukûkun diğer finansal araçlardan farklı olduğu pek çok araştırmacı tarafından vurgulanmaktadır. Bu anlamıyla sukûk İslâm tarihinde “yazılı belge, resmî tutanak, istihkak senedi / karne, ödeme emri / çek, borç senedi, mal ve yiyecek sertifikaları” mânalarına da gelen sak kelimesinden farklı bir yapıya ve işleyişe delâlet etmektedir .
Özetle faizsiz borçlanmayı sağlamak adına uygulanması tavsiye edilen ve aslında İslam hukukundan değil onun yorumundan neşet eden bir uygulamanın tavsiyesi dahi Cumhuriyet muhabiri Sefa Uyar’ı rahatsız etmiş. Acaba İslam hukuku değil de modern batı hukukundan hareketle bir öneri sunulsaydı yine benzer bir rahatsızlık dile getirilir miydi?
Meselenin daha ne olduğunu dahi anlamadan “İslami yaşam tarzının her alanda yaygın kılınmak istendiği ülkede bir adım da Meclis’te atıldı.” spot cümlesiyle olayı “şeriat korkusuna” bağlamaya çalışan Cumhuriyet gazetesi ve acar muhabirini cehaletle hesaplaşmaya ve İslam hukuku başta olmak üzere Müslüman geleneğini ilgilendiren konular hakkında temel okumaları yapmaya davet ediyoruz!
1- Sukuk uygulaması hakkında İslam Ansiklopedisi'ndeki maddeden faydalandık.
HABERE YORUM KAT