Ekonomide Düzenlemeler İçeren Teklif TBMM'de
Ekonomi alanında önemli düzenlemeler getiren Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Ekonomi alanında önemli düzenlemeler getiren AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ve bazı AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklifle vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükelleflerin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amacıyla kazanç üzerinden alınan vergilerde de uygulanması için Gelir Vergisi Kanunu'nda düzenlemeyle gidiliyor. Bir kısım mükellefler için "Hasılat esaslı kazanç tespiti" yoluyla vergiye tabi kazancın tespitinin sağlanması amaçlanıyor.
Ticari kazancı basit usulde, işletme hesabı veya bilanço esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunanların talep etmeleri halinde belirlenen faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının yüzde 10'u, bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınacak. Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmayacak ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmayacak.
Kazançları bu şekilde tespit edilenlerin bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmayacak. 2 yıl geçmedikçe bu usulden çıkılamayacak.
Bu hükümler, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, hasılatlarını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edenleri taleplerine bakılmaksızın ilgili faaliyetleri itibarıyla bu düzenleme kapsamına almaya, belirlenen oranı 5 katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye, bu sınırlar dahilinde sektör, meslek grupları ve faaliyet alanları, bölgeler, iller itibarıyla farklı oranlar tespit etmeye yetkili olacak.
"Varlık barışı"
Teklifle yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye'ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor. Bu varlıklarını, 31 Aralık 2019'a kadar Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları serbestçe tasarruf edebilecekler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin yüzde 1 oranında hesapladıkları vergiyi, vergi dairesine beyan edecek, aynı sürede ödeyecekler.
Bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan, kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Aralık 2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye'ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılacak.
Kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının teklifin yasalaşmasından önce Türkiye'ye getirilerek karşılanmış olması halinde, bu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak.
Defter tutan mükellefler, Türkiye'ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
Kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklar
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31 Aralık 2019'a kadar vergi dairelerine beyan edilecek. Beyan edilen varlıklar, aynı tarihe kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecek. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Bu çerçevede beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla bu uygulamadan yararlanılabilecek.
Vergi incelemesi yapılmayacak
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 1 oranında vergi alınacak. Vergi, gider yazılamayacak, başka bir vergiden mahsup edilemeyecek, Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Bu hükümden yararlanılabilmesi için; bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin vergi vadesinde ödenecek, varlıklar bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye'ye getirilecek veya Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilecek.
Cumhurbaşkanı, bu düzenlemedeki süreleri, bitim tarihlerinden itibaren 6 aya kadar uzatabilecek.
"Kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine erişim"
Teklif, Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Bankası'nın "temel görev ve yetkilerinde" de değişiklik yapıyor.
Teklifle, bir para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini daha da artırmak üzere, bankaların ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması mümkün hale getiriliyor.
Buna göre, Merkez Bankası, bankaların ve bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak zorunlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirleyecek.
Banka talepleri gerçek zamanlı ve anlık karşılanacak. Bu taleplerin karşılanması için bankaca kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine erişim sistemleri kurulabilecek.
Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran kuruluşlar dahil olmak üzere bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşlar, banka nezdinde açılacak hesaplarda "yükümlülükleri esas alınarak" nakden zorunlu karşılık tesis ederlerken teklifle, "hesaplarda bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak" bunu yapacaklar.
Zorunlu karşılığa tabi bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerin kapsamı, zorunlu karşılıkların oranı, tesis süresi ve tesis edilen karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım fonlarından olağanüstü çekilişler ve birleşme, devir, bölünme hallerinde yapılacak işlemler de dahil olmak üzere uygulamaya yönelik her türlü usul ve esas, bankaca belirlenecek.
"Belirtilen bu kuruluşların taahhütlerine karşı bulunduracakları umumi disponibilitenin nitelik ve oranı, gerektiğinde bankaca tespit edileceğine" dair hükümde yer alan "taahhüt" ibaresi de teklifle çıkarılıyor.
İhtiyat akçesi
Merkez Bankasının yıllık safi karının yüzde 20'sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hüküm, "Türk Ticaret Kanununda öngörülenden daha yüksek oranda ve sermaye ile sınırlı olmaksızın ihtiyat akçesi ayrıldığı, bu meblağ devamlı büyüdüğü" gerekçesiyle kaldırılıyor.
Son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kara katılarak dağıtılabilecek.
Teklifle, Türk Ticaret Kanununuda sermayenin yüzde 20'sine ulaşıncaya kadar ayrılması düzenlenen ve Merkez Bankasının 25 bin TL'lik sermayesi dikkate alındığında 5 bin TL gibi simgesel bir tutara tekabül edecek olan birinci tertip yedek akçenin, Merkez Bankası için hiç ayrılmaması öngörülüyor.
İkinci tertip yedek akçenin yüzde 10 oranında ayrılmasını öngören mevcut düzenleme ise Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu biçimde ve "fevkalade" nitelemesi olmaksızın korunuyor.
İhtiyat akçelerinin, son yıl kardan ayrılan hariç olmak üzere, kara katılarak ödenmesi suretiyle devamlı olarak büyümesinin de önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ayrılmış bulunan ihtiyat akçelerinin tamamı, birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ise son yılın karından ayrılan kısmı hariç tamamı Genel Kurul kararı aranmaksızın Hazineye verilecek.
Mülkiyeti kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları
Mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan veya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları için 31 Aralık 2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk ediniminde ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) yüzde 25'ine tekabül eden tutarın başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi halinde, araç hakkında el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmeyecek, mevcut kararlar kaldırılacak ve el konulan araç sahibine iade edilecek.
İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin masraflar, araç sahibince ödenecek.
Tasfiyesi tamamlanmış ulaşım araçları için başvurular kabul edilmeyecek.
Söz konusu ÖTV oranı, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk edinimi gerçekleşmiş kara ulaşım araçlarının el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmesi gereken fiilin gümrük idaresince tespit edilmesinden önce ve 1 ay içerisinde kendiliğinden bildirilmesi durumunda yüzde 15 olarak uygulanacak. Bu süre, Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabilecek.
Firmalara ödeme kolaylığı
Bankacılık Kanununa eklenen geçici maddeyle, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri ile diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde bulunan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda belirlenen borçlular, bu kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan kredilere ilişkin olarak alınacak tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkan verilmesini sağlamak amacıyla, dahil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilecek.
Bu madde uyarınca yapılacak finansal yeniden yapılandırmalara ilişkin usul ve esaslar yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenecek.
Bu hükümler, iki yıl süreyle uygulanacak. Bu süreyi iki yıl daha uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şart olacak. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlular, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınmayacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme, bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi halinde alacaklı kuruluşlara yaptırılacak.
Bu madde kapsamında finansal yeniden yapılandırmalarda; kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek, ilave kredi vermek, anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kar payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek mümkün olacak.
Teminat azaltmak, anapara, faiz veya kar payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile yatırım fonlarına ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirler alınabilecek.
Kredilerin teminatlarının ya da alacaklı kuruluşlar tarafından iştirak olarak edinilecek borçluların varlık ve yükümlülüklerinin gerçeğe uygun değerine ilişkin değerleme, taraflardan birinin talep etmesi durumunda, Sermaye Piyasası Kurulunca değerleme yapmaya yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılacak.
Bu madde hükümlerine göre finansal yeniden yapılandırma kapsamına alman bir borçlunun borçlarının, sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi halinde, bu madde hükmünde belirtilen vergi istisnaları ve teşvikler uygulanmayacak.
Sözleşmeler ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi, uygulanmış olan vergi, fon ve harç istisnaları geri alınmayacak.
Bu düzenlemenin yürürlükte olduğu dönem süresince, anılan madde uyarınca indirdikleri, kısmen veya tamamen vazgeçtikleri kredilerin Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarına göre kayıttan düşülmesine ve kredilerin yeniden yapılandırılması dahil geri ödenmelerine ilişkin politikaları oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek, bu hususları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek zorunda olacak.
Düzenlemeyle bu kapsamda özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değersiz alacak sayılacak. Teminat azaltma, anapara ve diğer alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme veya benzer işlemlerle kredilerin yeniden yapılandırılması zimmet suçunu oluşturmayacak.
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununda yer alan finansal kiralama ve finansman şirketlerince karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen alacaklar, değersiz alacak sayılacak.
SGK sağlık verisi dışındaki kişisel veriler paylaşılabilecek
TBMM Başkanlığına sunulan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), mevzuatında belirtilen görevlerini yerine getirmek amacıyla işlediği kişisel veriler ile ticari sır niteliğinde olan verileri, veri sahibinin noter onaylı muvafakati veya e-Devlet uygulaması üzerinden kimlik teyidi ile verilen izni olmadan gerçek veya tüzel kişilerle paylaşamayacak ancak SGK, kamu idareleri ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ilgili mevzuatlarında belirtilen görevleri yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları sağlık verisi dışındaki kişisel veriler ile ticari sır niteliğindeki veriler paylaşılabilecek.
SGK, kişisel sağlık verilerini kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, verilen sağlık hizmetinin kontrolü ve onayı, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla talebi halinde Sağlık Bakanlığı ile paylaşacak.
Kurum, bunların dışındaki gayri maddi hakları ile kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek veya tüzel kişiyle ilişkilendirilemeyecek şekilde anonim hale getirdiği verileri araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlar için kamu idareleri, TCMB, bilimsel araştırma yapan kamu personeli, bilimsel dernekler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya üniversiteler ile ücretsiz olarak paylaşabilecek.
Yurt dışına çıkış harcı 50 liraya çıkarılacak
Düzenlemeyle yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç miktarı 15 liradan 50 liraya çıkarılacak. Bu miktarın 3 katına kadar artırılması konusunda Cumhurbaşkanına yetki veriliyor.
Harcın çıkış başına Cumhurbaşkanınca 15 liradan düşük bir miktar belirlenmesi halinde belirlenen miktar Toplu Konut İdaresine aktarılacak, kalan miktar genel bütçeye gelir kaydedilecek.
Elektronik kimlik bilgisi değiştirilen cihazlar
Teklifle, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun "abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik fatura tutarı ve ödeme bilgilerini diğer işletmecilerle paylaşabilir veya işleyebilir" hükmü, kötü niyetli kullanımların önlenmesi amacıyla yeniden ele alınıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) Mobil Cihaz Kayıt Sistemi'nde (MCKS) kayıtlı olmakla birlikte düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş olan cihazlara elektronik haberleşme hizmeti verilmesi 4 ay içinde engellenecek.
Bu cihazların kullanıcıları, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde BTK'nin düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yaparak 250 TL tutarındaki kayıt ücretini Hazine ve Maliye Bakanlığı muhasebe birimi hesabına yatırmaları halinde, cihazların elektronik kimlik bilgisi ilgili abonenin numaraları ile eşleştirilerek kullanılabilecek.
İhraççıların borçlanma araçlarına ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, Merkezi Kayıt Kuruluşu Anonim Şirketi tarafından düzenlenip hak sahiplerine verilen belge, İcra ve İflas Kanunu'nun itirazın kesin olarak kaldırılmasını içeren belgelerden sayılacak.
"Sözleşme bedeli" tanımı
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'a "sözleşme bedeli" tanımı ilave ediliyor.
Buna göre, sözleşme bedeli, sözleşme kapsamında işletme dönemi boyunca yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedelinin yönetmelik çerçevesinde hesaplanan net bugünkü değerleri üzerinden elde edilen toplamı olarak ele alınıyor.
Kanun teklifiyle mücbir sebepler, olağanüstü haller veya sözleşme ve eklerinin uygulanmasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması veya sözleşme ve eklerindeki hükümlerin ihtilaf içermesi hallerinde sözleşmenin uygulanabilirliğini veya anlaşılabilirliğini sağlamak amacıyla, sözleşme bedelini artırmamak kaydıyla Sağlık Bakanı onayı ile sözleşme ve eklerinde taraflarca değişiklik yapılabilecek.
Bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artırılmaması kaydıyla kullanım bedeli veya hizmet bedeli artırılmak veya azaltılmak suretiyle değiştirilebilecek. Sözleşme bedeli, net bugünkü değer dikkate alınarak belirlenecek ve net bugünkü değer hesaplanmasına ilişkin esaslara yönetmelikte yer verilecek. İdarece gerekli görülmesi halinde yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ödemelerine ilişkin Türk lirası veya döviz cinsinden alt ve üst limitler sözleşme değişikliği düzenlemelerine uygun olarak belirlenebilecek.
Teklifin gerekçesi
TBMM Başkanlığına sunulan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin gerekçesinde, ulusal ve uluslararası konjonktürden kaynaklı makroekonomik gelişmeler dolayısıyla reel sektörde ortaya çıkabilecek finansal sorunların çözümlenmesi, finansal güçlük yaşayan borçlu firmalara ödeme gücü kazandırılması ve mali yükümlülüklerini yerine getirebilmelerinin sağlanması amacıyla gerekli yasal altyapının oluşturulduğu bildirildi.
Teklifin gerekçesine göre, bazı sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunan mükelleflerin hasılat esaslı kazanç tespiti yoluyla vergilendirilmesine imkan sağlanması amaçlanıyor. Vergi kanunlarında yer alan bazı maktu tutar ve nispi oranlar için yetki düzenlemelerine yer verilecek.
Gerekçede, Türkiye'deki elektrik motorlu otomotiv markalarının üretilmesinin ve bu araçların yurt içinde tercih edilirliğinin vergisel yönden desteklenmesine yönelik düzenlemeler de yer alırken, yurt dışına çıkış harcının artırılması konusunda yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi ve yurt dışındaki varlıkların milli ekonomiye kazandırılması da hedefleniyor.
Ayrıca elektronik iletişim cihazlarına ait kimlik bilgilerinin (IMEI) başka cihazlara kopyalanması nedeniyle oluşan kayıt dışı ekonominin ve muhtemel güvenlik açıklarının engellenmesi için düzenleme yapılacak.
Sağlık Bakanlığı tarafından kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde gerçekleştirilen projelerde, kamu tarafından ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedeli ödemelerinin, sözleşmenin tarafları arasında mutabakat sağlanmak suretiyle revize edilebilmesine de imkan sağlanacak.
Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanmasında yenilenebilir enerjinin önemli yer tuttuğu vurgulanan gerekçede, kullanılan büyük ölçekli projeler için düzenlemelere de yer veriliyor.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda değişiklikler öngörülüyor. Buna göre, yapılması düşünülen değişiklikle ilgili şunlar kaydedildi:
"Merkez Bankası Kanununda öngörülen değişikliklerle bir para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini daha da artırmak üzere, bankaların ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması mümkün hale getirilmektedir. Merkez Bankasının hızlı ve etkin karar verebilmesi için talep ettiği bilgilerin de güncel ve anında olması ihtiyacı karşılanmakta ve anonim şirket olan Merkez Bankasının, bu hukuki niteliğinin sonucu olarak tesis ettiği 'yedek akçe' uygulaması Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirilmektedir."
Öte yandan gerekçede, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının, yurt dışında geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından borçlanma tutarının hesaplanmasına esas olan prim oranının yüzde 45'e çıkarılması, borçlanılan sürelerin sigortalılık olarak kabul edilmesi amaçlanıyor.
Gerekçede, Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihinden önceki sürelerini borçlananların, bu sürelerinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıç tarihinden geriye götürülen sürelere, Türkiye'de sigortalılıkları olmayanların ise borçlarını tamamen ödedikleri tarihten geriye götürülen sürelere mal edilmesi amacıyla değişikliğe gidilecek.
AA
HABERE YORUM KAT