Ekin Yayınları’ndan 3 Yeni Kitap!
Ekin Yayınları nitelikli yayınları ile düşünce dünyamıza önemli katkılar sunmaya devam ediyor.
Daha önce önemli İslami hareketlerden İhvan ile ilgili “Müslüman Kardeşler’in Doğuşu” ve “Hasan el – Benna’nın Siyasi Düşüncesi” isimli eserleri yayınlayan Ekin Yayınları, Çağdaş İslami Hareketler serisine iki kitap daha ekledi. Daha önce Yöneliş Yayınları tarafından basılmış olan “Hizb’ut Tahrir ve Hilafet” ile “Cemaat-i İslami” Ekin Yayınları aracılığıyla okuyucu ile tekrar buluşturuldu.
Araştırmacı yazar Mustafa Siel’in “Ahlak Bilinci” isimli kitabı da Ekin Yayınları’nın Mart ayında okuyucular ile buluşturduğu 3. Kitap oldu. Siel’in “Günlük Hayatımızda Tevhid ve Şirk” adlı eseri de daha önce Ekin Yayınları tarafından yayınlanmıştı.
CEMAAT-İ İSLAMİ-S. Veli Rıza Nasr
Basım: Mart 2014
İban: 9786055146030
432Sayfa / 13,5x21 cm / Karton Kapak
İslami ihya hareketleri üzerine yapılmış olan çalışmalar, özellikle Iran ve Arap dünyası üzerinde yoğunlaşmış, bunun neticesinde Islamcılığın tarihine ilişkin perspektif biraz dar kalmıştır. Kapsamlı bir teorik çalışma diğer coğrafyalardaki hareketleri de hesaba katmak durumurdadır.
Cemaat-i İslami, İslami ihya hareketlerinin en eski ve en etkilililerinden birisi olup İslami bir ideoloji ile islam'ın modern inkılâpçı bir yorumunu hayata geçirme amacına matuf bir soysal hareket biçimi geliştirebilmiş ilk İslami harekettir. Cemaat, 1941'den beri Fas'tan Malezya'ya kadar bütün ihyacı hareketleri etkilemiş ve Güney Batı ile Güney Asya'daki ihyacı düşünce tarzını yönlendirmiştir.
Afrika'daki, Orta Doğu'daki, Asya'daki ve Avrupa'daki Müslümanların, İslam'ı Batı'nın karşısına çıkarmasında bu yöndeki siyasi perspektifin ve eylemliliğin geliştirilmesinde Cemaat'in rolü büyüktür.
Eser, Cemaat'in ideolojik kökleri, toplumsal temelleri, teşkilat yapısı ve siyasi yönelişinin tahlili üzerine yoğunlaşmaktadır.
HİZB’UT TAHRİR ve HİLAFET-Süha Taci Faruki
Basım: Mart 2014
İban: 9786055146047
368 Sayfa / 13,5x21 cm / Karton Kapak
Hizbu't Tahrir, evrensel bir İslami hâkimiyetten bahseden ve dikkate değer iddialara sahip bir hareket olarak ne istiyordu, hedefi neydi? Nispeten sınırlı sayısal gücüne ve fiili siyasi nüfuzuna rağmen gittikçe ağını genişleten, uluslararası bir teşkilat kuran bu hareketin menşeini 1940'ların sonlarında Kudüs'te bulmak mümkün. Daha spesifik olarak bu hareket, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına, topraklarının ulus devletlere bölünmesine, İsrail'in kurulmasına ve Müslüman toplumların neo-emperyalizm karşısındaki acizliğine bir cevap mahiyetindedir.
Dr. Süha Taci Faruki Hizbu't Tahrir hareketinin yapısını, stratejisini, tarihini ve doğuşunu etraflıca araştırdığı bu çalışmasında, hareketin kurucu önderi olan Takiyüddin Nebhani'nin yazılarından çıkarttığı ana temaları çözümlemekte, radikalizm ve reformculuk arasında bir yerde duran 20. yüzyıl İslamcı söyleminin oluşumunda dönüm noktasını temsil eden Hizbu't Tahrir hareketi ile bu hareketin benimsediği ideolojik çerçeveye kaynaklık eden İslam anlayışı üzerine yoğunlaşmaktadır.
AHLAK BİLİNCİ (İhlas ve İhsan)-Mustafa Siel
Basım: Mart 2014
İban: 9786055146078
216 Sayfa / 13,5x21 cm / Karton Kapak
Şems Suresi 7’den 10’a kadar olan ayetlerde, her bir insanın kendisinde bulunan olumsuz duygu ve dürtüleri tezkiye etmesi gerektiği; Bakara Suresi 129 ve 151, Ali İmran Suresi 164 ve Cuma Suresi 2. ayetlerde ise, peygamberimizin ashabına kitabı ve hikmeti öğrettiği ve onları arındırdığı belirtilmiştir.
Buradan, nefs tezkiyesinin, Peygamberimizin öğrettiği kitap ve hikmet ile her bir Müslüman’ın iç dünyasında gerçekleştirilecek bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Tevbe Suresi 108. ayette, Peygamberimizin ashabı ile beraberliğinin ve toplu ibadetlerinin; onların dıştan bilinen dış kirlerden (içki, kumar, çirkin söz gibi) temizlenmelerine vesile olduğunu anlıyoruz. İç kirler (kibir, hased vs) ise, kişinin kulluk mücadelesi sürecinde, iç dünyasında gerçekleştireceği kişisel tezkiye süreci ile giderilebilecek kirler olup; bu tezkiyenin esası Kur’an’da, pratiği nebevi sünnettedir.
Derdimiz sadece bu dünyada bir şeyler kazanmaksa, bunun için İslam’ı ve kulluğu kullanmamıza gerek yok, başka yollarla daha çok şeyler kazanabiliriz. Derdimiz, sadece Allah’ın rızasını ve cenneti kazanmaksa; Ahlak konusu bizim için mutlak ve vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Ekin Yayınları
02125241028
HABERE YORUM KAT