Edep ve hayadan bahsedecekseniz linç edilmeye hazır olmalısınız!
Artık, Tuğrul İnançer'in ne söylediğinin hiç önemi yok.
Şu kesin: Bu toplumda bir kısım medya çevreleri kim ahlaktan, edepten, hayadan, gelenek ve göreneklerden bahsediyor ve bunları referans alan konuşmalar yapıyorsa hemen medyatik bir linç ile susturup geri adım atmaya zorluyor.
İşte bu aşamadan sonra kimin ne söylediğinin önemi kalmıyor.
Bu ülkede, medyada ahlaktan, hayadan, edepten bahsedilmesinden rahatsız olan, İslamiyet adına, din adına, edep haya adına söylenen her sözü bastırmaya ve hatta İslamiyet aleyhine kullanmaya çalışan bir odak var.
Bu odağı isimlendirmeme gerek yok.
Tuğrul İnançer'in hamilelik ile ilgili sözlerine acayip ve garaip tepki veren gazetelere, televizyonlara bakın, anlarsınız.
Çok net ve artık hiç şüphem kalmadı.
Şu mübarek Ramazan gününde edep ve hayadan bahseden bir konuşmada geçen hamilelik ile ilgili sözlere verilen tepkilere bakar mısınız?
-Şişkin, karnı burnunda ve çıplak karınlı kadınların fotoğraflarını yayınlıyorlar.
-Hamileyken çıplak poz vermiş artistlerin fotoğraflarını örnek gösteriyorlar.
-Erkekler karınlarına yastık bağlayıp hamilelik gösterileri yapıyorlar.
Bu nedir Allah aşkına?
Bu ülkede bir kişinin söylediği bir sözden yola çıkarak işi yaşam tarzı tartışmalarına getirmek, sonra da o yaşam tarzı denilen modern savruluş ile edep, haya, ahlak ve bunlar üzerinden İslamiyet'in kadına bakışı vb. konulara halkı odaklamak düşmanlıktan da öte bir tavrıdır.
Benzeri tavrı kürtaj tartışmalarında ortaya koydular.
Öyle topyekûn medyatik bir savunma yaptılar ki, ana karnındaki çocukların katledilmesinin bütün dünyada meşru olduğunu düşünmeye başlarsınız...
Birisi bir şey söylüyor.
Ne yani siz bizim yaşam tarzımıza müdahale mi ediyorsunuz?
Ne alaka?
Söz sahibini bağlar.
Onun üzerinden toplumda külli bir edep, haya ahlak karşıtı propagandaya girişmek, subliminal mesajlar vermek bu ülkeye iyilik değil ciddi kötülük hatta düşmanlıktır.
Aslında yıllardır yaptığınız bu, yeni değil.
Ama galiba ben işin arka planını yeni yeni çözmeye başladım.
Allah kimseyi edep ve hayadan mahrum etmesin!
Uludağ Limonata ve e104 maddesi hakkında...
İçeceklerde renklendirme amaçlı kullanılan e104 maddesinin daha çok limonatalarda kullanıldığını biliyoruz. Bir doktor arkadaşım ısrarla bu maddeyi kullanan limonata üreticilerinin insan sağlığı ile oynadığını söylemişti. Çünkü bu maddenin sağlığa zararlı olduğu çok net imiş.
Uludağ firmasına bir e mail yazdım. "Ürünlerinizde e104 maddesi kullanıyor musunuz, kullanıyorsanız niye kullanıyorsunuz, kullanmaktan maksadınız nedir" diye... Sağ olsunlar cevap verdiler. İşte o cevap:
"Uludağ İçecek, bütün ürünlerinin üretim süreçlerinde ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun olarak faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Firmamızın her zaman doğallığı ve kaliteyi ön planda tutan anlayışı ile E104 kullanımına son verilmiştir ve Uludağ Limonata ürünümüzün üretiminde doğal limon konsantresinin yanında renklendirici olarak doğal bitki özü (aspir çiçeği) kullanılmaktadır."
Bu mesajdan anladığım şu:
Daha önce kullanıyorlarmış ya da bir müddet kullanmışlar ama artık kullanmayacaklarmış.
Neyse... Ne zaman dönüldüğünden daha önemli olan bir yanlıştan dönülmüş olmasıdır. Teşekkürler Uludağ.
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT