1. HABERLER

  2. HABER

  3. HUKUK

  4. Ece Nur'un Babası Müfettiş Zorbalığını Anlattı
Ece Nurun Babası Müfettiş Zorbalığını Anlattı

Ece Nur'un Babası Müfettiş Zorbalığını Anlattı

Müfettişin sözlü saldırısına uğrayarak sınıftan çıkarılan Ece Nur’un babası Murat Özel yaşadıklarını anlattı.

27 Ekim 2010 Çarşamba 16:26A+A-

Sürgün edildiği Diyarbakır'ın merkez Vali Nafiz Kayalı YİBO'da Milli Eğitim Müdürlüğünden müfettiş Hacı Andıç'ın sözlü saldırı ve hakaretleriyle sınıftan çıkarılan ilköğretim öğrencisi küçük Ece'nin babası Murat Özel kızının ve kendisinin uğradığı sözlü saldırıyı düzenlenen basın toplantısında basın mensuplarına anlattı.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesinden gerçekleştirilen toplantıya Mazlumder ve Özgür-Der Diyarbakır Şubelerinden yetkililer de hazır bulundu.

Ece Nur'un Babası: Tehdit ve Hakarete Uğradık

Toplantı Ece Nur Özel'in babası Murat Özel'in kızının ve kendisinin başörtüsü mücadelesi verdikleri tarihten bu yana uğradıkları saldırılar hakkında verdiği kısa bilgi ile başladı. Hükümet yetkilileri başta olmak üzere bazı çevrelerce uzun bir süredir verdikleri mücadelelerini sanki yeni veriyor muşlarcasına "provakasyon" olarak nitelendirilmesine sert tepki gösteren Murat Özel, asıl provakasyonun çocukların ailelerinden alınması tehdidi, bu onurlu mücadeleyi verenlerin "ahmaklıkla" nitelendirilmesi, temel bir hakkın pazarlık konusu edilmesi ve kızının okuduğu okulda zorla sınıftan çıkarılması olduğunu kaydetti.

Kızına ve kendisine yönelik saldırıyı barbarlık olarak nitelendiren Ece Nur'un babası yaşadıklarını şöyle özetledi: "Provakasyon iddialarını kendimize hakaret olarak kabul ediyoruz. Mücadelemiz üniversitede çözüm arayışlarının olduğu bu birkaç gün içerisinde başlamadı. İki yıldır mücadele veriyoruz. Daha önce çeşitli saldırı ve hakaretlere uğradık. Kızım sürgün edildi. Verdiğimiz mücadelenin bütün belgeleri elimde sizlere gösterebilirim. Son olarak Zafer Üskül, Burhan Kuzu ve Başbakan'ın tehdit ve hakaret dolu açıklamalarının ardından kızımın okuduğu okula giden müfettiş haddini aşarak kızımın başını açma cüretinde bulundu, kızım buna direnince kızımı hakkı olmadığı halde sözlü saldırıda bulunarak sınıftan çıkardı. Okula gittim aynı hakaret ve saldırgan üslubunu bana karşı da kullandı."

İki yıl önce başlattıkları özgürlük mücadelesinde Ak Parti'nin kendisine bütün kapıları kapatmasının ardından CHP'ye başvurduğunu kaydeden Özel, CHP'lilerin yalanlamalarına karşılık CHP'lilerin kendisine destek sözü verdiği iddialarını sürdürdü ve bunun kayıtlarının kendisinde olduğunu tekrarladı.

Yaşanan saldırıların statükodan değil bizzat Ak Parti iktidarından geldiğine dikkat çeken Özel, Hak ve özgürlük taleplerini Ak Parti'nin geleceğe ait hesaplarına kurban etmeyeceklerini ve İslami kimliklerinin bir gereği olarak mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.  

Mazlumder: Hak ve Özgürlükler Pazarlık Konusu Edilemez

İkinci olarak sözü Mazlumder Diyarbakır Şubesinden Av. Nurettin Bozkurt aldı. Temel hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu edilemeyeceğinin altını çizen Bozkurt, "Son zamanlarda yaşanan tartışmalar hak ve özgürlükler pazarlık konusu edildiğini hayretlere içerisinde izlemekteyiz. Başörtüsünün belli bir yaşla sınırlandırılması çözüm değil çözümsüzlük getirir. Temel hak ve özgürlükler pazarlık konusu edilemez. Ortada fiili bir yasak yok. Fiili bir yasak olmamasına rağmen yasağını uygulanmasını anlamak mümkün değil."

Bozkurt, olayın takipçisi olacakları vurgusuyla konuşmasını sonlandırdı.

Özgür-Der: Müfettiş Hükümet Yetkililerinden Cesaret Almıştır

Son olarak sözü Özgür-Der Diyarbakır Şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz aldı. Son haftalarda İlköğretim okullarında bazı öğrencilerin başörtüsü ile okula gitmeleri nedeniyle çeşitli tartışmalar yaşandığına dikkat çeken Yılmaz, bu tartışmaların çocuklar ve ailelerini mağdur ettiğine işaret etti.

Hak arayışının "provakasyon" olarak nitelendirilmesine tepki gösteren Yılmaz şunları kaydetti: "Bu konu iki yıldır gündemde olan bir konudur. Ece Nur Özel olayı ile ilgili mili eğitim müdürlüğüne verilen ilk dilekçe tarihi 29.09.2009 tarihlidir. Bu konuda dönemin BDP milletvekili tarafından meclise verilen soru önergesinin tarihi ise 23.11.2009'dur. Bu nedenle provokasyon suçlaması haksız ve çirkin bir bühtandır. Kimse hangi talebi ne zaman gündeme getirileceğini belirleyemez. Zamanlamaya değil hakkın kendisine bakılmalıdır"

Hükümet yetkililerinin çocuğu aileden almakla tehdit etmelerine de sert tepki gösteren Yılmaz, bunun hem imza konulan uluslar arası sözleşmelere hem de iç hukuka aykırı olduğunu ve insan haklarına aykırı bir söylemi şiddetle kınadıklarını kaydetti.

Hükümeti tehdit ve suçlamalar yerine sorunu çözmeye çağıran Yılmaz, "Bu yaşananlardan cesaret bulan bir milli eğitim müfettişi Hacı Andıç dün Ece Nur'u okuldan atmış ve itiraz eden aileyi tehdit etmiştir. Bu olay keyfi ve hukuksuz bir davranıştır ve maalesef son zamanlardaki hükümet söyleminden cesaret bulmuştur."dedi.

AK Partinin de itiraz ettiği devletçi mantığın bu partiye de sızmayı başardığını dile getiren Yılmaz, her Müslüman için bir farz ve örtünmek isteyenler için de bir hak olan örtünme yaşının akıl baliğ olmakla başladığını, bunun ise ancak aile tarafından belirlenebileceğini kaydetti.

Üniversitelerde başörtüsü serbestiyeti tartışılırken bunun ilköğretimden esirgenmesini çifte standart olarak nitelendiren Yılmaz, mağdur edilen ailelerle dayanışma içinde olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum