"Düşünen kimseler için ibretler vardır"
Haksöz Haber tefsir incelemeleri Rad Suresi ile devam ediyor.
YERYÜZÜNDE, HEPSİ DE AYNI SU İLE SULANAN, ÜZÜM BAĞLARI, EKİNLER, HURMA AĞAÇLARI VARDIR. FAKAT ONLARI ŞEKİLDE VE LEZZETTE BİRBİRİNDEN FARKLI KILMIŞIZDIR. DÜŞÜNEN KİMSELER İÇİN BUNDA İBRETLER VARDIR.
RAD SURESİ
وَفِي الْاَرْضِ قِطَعٌ مُتَجَاوِرَاتٌ وَجَنَّاتٌ مِنْ اَعْنَابٍ وَزَرْعٌ وَنَخ۪يلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقٰى بِمَٓاءٍ وَاحِدٍ۠ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلٰى بَعْضٍ فِي الْاُكُلِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ ﴿٤﴾
4- Yeryüzünde birbirine yakın-komşu olan kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
Yani, "Eğer dikkatle müşahade ederseniz, yeryüzünün yapısındaki çeşitliliğin ilahi hikmet ve gayeyi nasıl yansıttığını anlarsınız. Yeryüzündeki sayısız bölge (kıt'a) her ne kadar birbirine bitişik ise de hepsi birbirinden farklı biçimde, renkte, verimde, madeni kaynak ve kapasitede farklıdır. Bırakın diğer mahlukatı, eğer insanoğluna sağladığı faydalar açısından kıtaların farklılığı üzerinde düşünmemiz bile, bunun hakim bir yaratıcısının hikmeti üzerine planlandığını teslim etmemize yetecektir. Çünkü bu çeşitlilik insan medeniyetinin gelişmesine öylesine katkıda bulunmaktadır ki, bu durumun sadece bir tesadüf olduğunu ancak bir akılsız düşünebilir.
TEFHİMUL KURAN
Su aynı su, toprak aynı toprak, hava aynı hava, güneş aynı güneş ama bakıyoruz meyvelerin renkleri farklı, şekilleri farklı, tatları farklı, kokuları birbirinden farklıdır. Kimisi tatlı, kimisi ekşi, kimisi acı, kimisi yağlı, kimisi beyaz, kimisi siyah, kimisi sarı, kimisi kırmızı...
Meselâ elma ile armut aynı suyla sulandıkları, aynı toprakla beslendikleri halde birbirlerine benzemedikleri gibi elmanın kırk çeşidi de birbirlerinden farklıdır. Hangi fabrikada imal ediliyor bunlar? Hiç düşünmüyor musunuz? Lâkin bunlara ne kadar muhtaçsınız değil mi? Şu insanların yaptıkları ve gururla insanlığa takdim
ettikleri bu teknolojik şeylerin hiç birisi bunların yerini tutup karın doyurmuyor değil mi? Peki acaba bunlardan bir tanesini siz kendiniz yaratabilir misiniz?
Acaba sizlerin şu anda bedava yiyip içtiğiniz tüm bu nimetlerin sahibi insanlar olsaydı, acaba bu kadar rahat bu nimetlerden istifade imkânı bulabilir miydiniz?
İşte ey Allah’ın kulları unutmayın ki sizin böyle cömert bir Rabb’iniz var. Kimin ekmeğini yiyip kimin kılıcını salladığınızı bir düşünün. Kimin nimetlerinden istifade edip de kimlere kulluk ettiğinizi bir düşünün.
Bütün bunlarda aklını kullanan insanlar için âyetler, ibretler vardır. Zaten tüm bunların kim tarafından ve ne için verildiği üzerinde ciddi ciddi kafa yormaya yanaşmayan insana insan demek mümkün müdür? siz söyleyin. Şu kupkuru üzüm çubuğunun içini şeker usaresiyle dolduran kimdir? Şu gördüğümüz her bir ağacın her bir dalında yüzlerce fabrika kurup yediğimiz ayrı ayrı renklerde, ayrı ayrı tatlarda bu meyveleri yaratan kimdir? Bütün bunları düşünen anlayan bir kavim için, biz bu âyetlerimizi açıklıyoruz diyor Rabbimiz. Ama tüm bunları kendi güçlerine, kendi becerilerine, ya da işte kör tabiat güçlerine veren kimseler için bu âyetler hiç bir mânâ ifade etmeyecektir.
BASAİRUL KUR’AN
HABERE YORUM KAT