Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı?
Cumhurbaşkanı Gül’le pazartesi günü gece yarısından sonra kaldığımız otelin bir salonunda sohbet ediyoruz.
Sohbetin sonuna doğru sorular iki konuda düğümleniyor. Hrant Dink cinayetiyle Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldüğü helikopter kazası.
Her ikisine de Çankaya’nın girişimiyle Devlet Denetleme Kurulu el koymuş durumda. Cumhurbaşkanı Gül, henüz tümüyle bitmemiş olan iki konuyu da yakın takipte tuttuğunu belirtiyor.
Bu arada, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin çarpıcı bir ayrıntı veriyor Gül.
Bu öylesine bir ayrıntı ki, ölümün aslında planlı bir cinayet olduğunu, helikopter kazasının üstünü bir ‘sır perdesi’nin örttüğünü savunanları haklı çıkarabilir.
Gül’ün bu konudaki sözleri şöyle:
“Doğrusu Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili çok üzücü durumlar ortaya çıktı. Yani inanmak
mümkün değil.
Ortaya çıkan büyük açıklar oldu.
Düşünebiliyor musunuz, Meclis’te filan bu mesele kapanmıştı. Ama düşen helikopterin beyni, yani her şeyi kaydeden o hafızası yok şimdi ortada.
Düşünebiliyor musunuz?
Keçiler gelip söküp götürmedi onu. Böyle özel vidalarla sökülüp, yok ortada. Bunun yok olduğunu tespit etti bu Denetleme Raporu...”
Bu noktada araya giriliyor:
“Alperenler’in ihmalle ilgili ciddi tepkileri oldu. Hatta Yazıcıoğlu’nun çenesinin kırıldığına dair, cinayete kurban gittiğine dair açıklamalar oldu.”
Gül devam ediyor:
“Daha bunun gibi insanın aklının almayacağı çok şeyler var orada. Bu tespit edildikten sonra ihbarlar yağdı. Yazmış adam, cumhurbaşkanım diye gönderdi bana. ‘Biz görev yapıyoruz zannediyorduk ama şunlar şunlar da var, al şu videoya bak!’ diye gönderdiler bana...
Baktım ki bir taraftan birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri de bir taraftan vidayı söküyor. Bunların hepsi çıktı ortaya...”
Gül’e soruluyor:
“Cinayet ihtimali yüksek mi?”
Cumhurbaşkanı:
“Cinayet de diyemeyiz, bunu savcı diyecek. Yanlışlardan, hatalardan kaçmak için de olabilir... Savcılık her şeyi ortaya çıkartacak. Çok detaylı çalışıyorlar, onu söylemek isterim.”
Ali Bayramoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünden bir süre önce kendisi dahil bazı yazarlarla görüşmek istediğini, konunun Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak Alperenler örgütüne dönük bazı iddialar olduğunu belirtiyor.
Bu arada tabii videoda, elinde tornavidayla helikopterin beynini, belki daha doğru deyişle ‘kara kutusu’nu sökerken görünen kişinin kimliği merak konusu oluyor.
Asker miydi, sivil mi?
Gül yanıtsız bırakıyor bu soruyu, daha fazla konuşmak istemiyor. Sadece “Neyse...” diyerek ayağa kalkarak gece yarısı sohbetini sona erdiriyor.
Cumhurbaşkanı Gül’le gece yarısı yaptığımız sohbetin öteki bölümlerinin özetine gelince, Cumhurbaşkanı Gül şöyle diyor:
Almanya’yla vize...
“Türk-Alman ilişkileri ne kadar sağlam olursa, ne kadar çok işbirliği olursa ve bu
işbirliği eğitime, bilime, mühendisliğe, yeni alanlara ne kadar çok taşınırsa hepimiz için o kadar iyi olur.
Avrupa Birliği konusunda Almanlar Fransızlara göre daha dürüst davranıyorlar. En çok fasıl Almanya’nın döneminde açıldı.
Vize sorunu var. Bazı düzeltmeler yapacaklar.
Üniversitede bomba olayı...
Üniversitede yaşanan tam bir rezalet. Bizim arkadaşlarımız daha önce uyarmışlardı, 30-40 kişilik bir grup protesto edecek diye. Roj TV sabahtan akşama kadar yayın yapmış. Buna rağmen ancak 30-40 kişi toplanınca, bu fiyaskolarını bomba ihbarıyla kapatmak istediler.
Açıkçası nümayiş yapılmasına filan ben bir şey demem. Veyahut bir toplantı esnasında en aykırı sorular da sorabilirler. Buna da hiçbir şey demem. Ancak böyle bomba filan denilince tabir caizse kafamın tası attı.
Konuşma yapmaya bir ülkenin devlet başkanı geliyor buraya. Şaka değil ki, tam bir rezalet. Tedbirini almadın mı? Kaynağı PKK tabii...
Alman Cumhurbaşkanı da çok üzüldü. Oradan ayrılmamakla çok iyi ettiniz dedi. Biz şantaja boyun eğsek, bizi konuşturmamış olacaktı.
Yeni Bağdat Demiryolu ve Türkiye’nin kıymeti...
Pakistan’la Türkiye arasında demir yolu çalışmalarının başladığını, Çin’le, Kore’yle, Kazakistan’la yolların bağlandığını, üniversitedeki konuşmamda anlattım bunları... Almanların tarihten beri hayalidir bütün bunlar...
Avrupa niye bütün bu sıkıntıları yaşıyor? Büyüyemediği için yaşıyor. Büyümek için de bazı ülkeler doymuş artık. Onun için onları büyütecek bir dinamo lazım.
Şunu da biliyorlar tabii. Dünyanın merkezi nereye kayıyor, bunu da görüyorlar.
Onun için bunlar Türkiye’nin kıymetini çok iyi bilecekler. Yeter ki biz Türkiye’nin kıymetini gösterelim. Biz Türkiye’yi kıymetsizleştiriyoruz doğrusu. Uzun yıllar hep yaptığımız oydu.
Bir de tabii kendi evi düzenli olmayan insanın kıymeti de olmaz. Onun için benim başından beri konuştuğum şey kendi evimizi düzene koyma meselesidir.
Kendi evimizin içini...
Kendi evimizin içini hukuk, insan hakları ve ekonomik açılardan düzene koymaktan söz ediyorum. Bütün meselelerimizde, Kürt meselesinde, Alevi meselesinde büyük bir özgüven içerisinde bir standart koymaktan söz ediyorum. Bunu yapmazsan kargaşa oluyor.
Filistin, İsrail, Gazze...
Aranızda Gazze’ye giden var mı hiç? Gazze’ye ben gittim. AB alt komisyonuna araştırma yapmak üzere Gazze’yi adım adım dolaştık.
Gazze’de büyüyen herkes çıldırır!
Gazze’de nasıl yaşarlar?..
Filistin’in diğer yerlerini de ben dolaştım. El Halil’e giderken yarım saatlik yolu ancak 10 saatte başka yerlerden dolaşarak gidebildik.
Bu söylediğim 1998 filan. 98’de gördüğüm o yerleşim yerlerine de inanamadım. Böyle bir şey olur mu?..
İsrail’in müttefiklerine, başta ABD’ye ne kadar yük olduğu ortaya çıkacak yine... Zaten onlar da illallah demeye başladılar.
AB ile ilişkilerin geleceği...
Türkiye tam üyeliğe gider diye bazı fasılları açtırmıyor, Fransa falan... Ben de diyorum ki, sen zaten sonunda referandum yapacaksın, o zaman hayır dersin... Ama şimdi böyle sahtekârlık yaparak benim başarılı bir şekilde müzakereleri tamamlamamı engellemeye kalkma...
Benim için önemli olana gelince, Türkiye’nin sonunda Norveç gibi olabilmesi... (Her şeyi tamamladıktan sonra Norveç’te referanduma gidilmiş ve halktan AB’ye hayır çıkmıştı, HC)
Türkiye olarak hiçbir zaman yalvarma durumunda olmayız. Biz gayet dürüst bir şekilde kendi üzerimize düşenleri yapıyoruz, yapmak istiyoruz. Onlara da sorumluluklarını anlatıyoruz, hatırlatıyoruz.
Biz şunun farkındayız.
AB ile müzakere sürecinde ne kadar ilerlersek, biz de Türkiye olarak o kadar güçleniyoruz.
Standartlarımız yükseliyor.
Hukukumuz güçlü oluyor, siyasetimiz güçlü oluyor, demokrasimiz güçlü oluyor, insan hakları standardımız yükseliyor. Dolayısıyla problemlerimiz de azalıyor.
Peşimizden onlar koşar!
Ben onun için diyorum ki:
Benim için önemli olan müzakere sürecini bitirmektir. Norveç gibi olduktan sonra hesabını onlar yapsın. Benim için esas amaç Türkiye’nin o seviyeye gelmesidir.
Ben inanıyorum ki Türkiye o seviyeye geldikten sonra Türkiye’nin peşinde çok koşarlar.”
DDK tespit etti
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği kaza ile ilgili yaptığı inceleme sırasında ARGUS 5000 C ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden çalındığı tespitinde bulunarak, bunun savcı tarafından araştırılması gerektiği sonucuna vardı.
DDK, Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili inceleme raporunu 21 Ocak 2011 tarihinde tamamlayarak, sınırlı olarak yayınladı. Raporda, cihazların çalınması konusunda şu ifadelere yer verildi:
“Helikopter enkazından helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olunması / çalınması.”
DDK, bu hususun da mutlaka savcılık tarafından araştırılması gerektiği sonucuna vardı. Raporda, cihazların 30 veya 31 Mart 2009 tarihlerinde çalınmış olduğu değerlendirmesinde bulunulurken, cihazların son uçuşlarla ilgili irtafa ve güzergah gibi uçuş bilgilerinin elde edilmesi açısından önem taşıdığı ifade edildi.
Kim söktü; görüntü var
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de, 5 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Köşk’te ziyaret etti. Destici, Gül’ün DDK’yı kazayla ilgili ek inceleme yapması konusunda yeniden görevlendireceğini belirterek, şu açıklamayı yapmıştı:
“Bu kaybolan GPS cihazı. Argus 500C ile skymap cihazları. Bunlar kaybolmuştu. Bu cihazları kimlerin söktüğüyle ilgili şu anda görüntü var. Savcılık tarafından gereği yapılacak. Ama buna ek olarak Malatya özel yetkili savcılığının Devlet Denetleme Kurulu’ndan (DDK) bir iki noktada bir detay ek çalışma talebi vardı. DDK da raporunu tamamladığını bildirmişti. Sayın Cumhurbaşkanından DDK’yı tekrar harekete geçirmesini talep ettik. O da olumlu yaklaştı.”
MİLLİYET
YAZIYA YORUM KAT