Dünyevileşme ve Laikliğe Karşı Medenileşme
Dünyevileşmenin karşıtlığı bedevilik değil medeniliktir. Dünyevileşmenin karşıtlığı ruhban ve münzevi olmak değil, muslih ve şahid olmaktır.
Hamza Türkmen / Haksöz Haber
Batı dillerinde “sekülerizm”in, TDK’na göre “dünyevileşme”nin, Arapçaya göre “almaniyye”nin çıkış nedenleri üzerinde durulur.
İnsan yemek, içmek, uyumak gibi zorunlu ihtiyaçlarla; ayrıca varlıklara mülksel, kendi cinsinden olanlara duygusal veya tensel tarzda ve güçlü olana da tazim boyutunda ilgi duymak üzere yaratılmıştır. Kişi bu ihtiyaçlarını Yaratıcının ilettiği ölçülere göre değil de kendi sınırsız haz ve zevklerine göre gidermeye çalıştığında hayvandan farkı kalmaz. İnsanın bu zorunlu ve temel ihtiyaçlarının giderilmesinde onun fıtratını/yaratılış kanunlarını en iyi bilen Allah, vahyi ile ölçüler bildirmiştir ve insanı insan olma sürecinden bu yana mükellef tutmuştur.
İnsan ya düşünme kapasitesini kullanarak ve bu iletilen vahyi ölçüleri önemseyerek varlığını insanileştirecek, medenileştiricektir; ya da hayvanlar gibi bir idraksizlikle bu ölçüleri dikkate almayarak sadece zorunlu ve temel ihtiyaçlarını giderirken zevkini ve hazzını mutlaklaştırıp hayvanlaşma sürecine girecektir.
Sekülerizme dünyevileşme diyecek olursak, vahyin karşısında kör, sağır ve kalpsiz olan her kişi, kültür veya akım, mutlaka fıtri bir çözülmeyi ve yabancılaşmayı yaşar.
14., 15. yüzyıldan bu yana Kilise’nin yanlışlarından kurtulmak için vahyi arayışı devre dışında bırakan Avrupa’da ve Batı’da, zorunlu ve temel ihtiyaçlar, insanın haz ve zevkleri kutsallaştırılarak karşılanmaya çalışılmış; kendilerine özgü olan ekonomik-idari sistem kapitalizm de, sekülerizm kutsanarak oluşturulmuştur.
Günümüzde sekülerizmin küreselleşmesinin nedeni, büyük ölçüde kapitalizmin küreselleşmesine dayanır.
“Günümüzde sekülerizmin temel mantığı İslam düşmanlığına mı; yoksa genel olarak din düşmanlığını mı dayanır?” sorusunu da açmak gerekir.
Sekülerizm hayatını korunmuş olan vahyi bildirimlere göre değil, kendi hedonizmine göre biçimlendirmenin, Firavun gibi kendi nefsini ilahlaştırmanın yani ben merkezci bir dünyevileşmenin adıdır. Tabii ki bir Yaratıcının -korunmuş veya muharref hale getirilmiş- ölçülerini bildirmeye çalışan bütün ilahi dinlere karşıdır.