Dünyevi başarı ve sosyal statüye indirgenen hayatlar!
Enes Kara’nın intiharı ardından konuşulmayan tek bir konu var!
HAKSÖZ HABER
Enes Kara isimli tıp fakültesi öğrencisinin intiharı sol-seküler kesimler tarafından İslam düşmanı argümanlar üretmek için kullanılıyor!
Kendisinin bir cemaat yurdunda kaldığını ifade eden Kara, burada mecburi olarak yapılması gereken faaliyetlerden çok sıkıldığını ifade etmişti. Dahası inançsız olmasına rağmen ibadet etmek zorunda kaldığını da aktaran Enes Kara’nın sözleri cemaat ve tarikatlara yönelik cadı avına dönüşmek üzere.
İnanmadığını söyleyen bir insanı ibadetlere zorlamanın mantıklı bir izahı yok. Eğer ki kendisini dindar insanlarla birliktelik içerisinde hissetmiyorsa cebre bir şey yaptırmak hayra vesile olmayacaktır.
Ancak konunun bu boyutuna öylesine odaklanıldı ki esaslı bir mesele göz ardı edildi. Sanki işin bu boyutu hiç etkili değilmişçesine sol tandanslı yayın organları “cemaat tarikat tehlikesi” alarmlarını çalmaya başladı bile. Hatta Kara’nın intihar notundan ziyade çektiği videoya odaklanılmasında da bu noktanın etkili olduğunu düşünüyoruz. Nota dair birkaç cümle ile geçiştirilen haberlerde Kara’nın paylaştığı video tam metin olarak yayımlanıyor!
Enes Kara ardından bıraktığı notun uzun girişinde tıp fakültesi öğrencisi olmanın zorluklarından ve gelecek kaygısından uzunca söz ediyor. “Herkes doktorluktan kaçıyor, çünkü mobbing var, uzun süreli nöbetler var, hastadan şiddet görme ihtimali var, köle gibi çalışıyorsunuz, ben böyle bir gelecek istemiyorum... “ diyerek geleceğe dair umutsuzluğunu dile getiren Kara “sınıfı geçemeyeceğini” intihar notunda ifade etme ihtiyacı hissediyor…
"Ya nerden başlasam bilemiyorum şöyle diyim tıp okuyorum ve notlarım berbat bir durumda elimden geldiğince çalışıyorum ama olmuyor(ki çalışmak için pek de vaktim olmuyor ilerde anlatacağım) sınıfı geçemeyeceğim bu gidişle.”
Mezun olabilse dahi işin bitmediğini söyleyen Kara, “TUS'a köpek gibi çalışman gerekiyor” ifadesini de notuna eklemiş. Zaten okuduğu bölüme ilgi duymadığını ancak başka bölüme geçse de işsiz kalma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten tıp fakültesi öğrencisinin sözlerinden ağır, travmatik bir gelecek kaygısına sahip olduğu görülüyor.
Mesleki sosyal statü ve "başarıya" odaklanarak robot gibi yetiştirilen nesiller sınavlarla elde ettikleri derecelerin de yetersiz kaldığını görünce kelimenin gerçek anlamıyla hayat karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlar!
Modern hayatın dayattığı hedefler, dünyevi beklentiler muhafazakar dindar aileler tarafından dahi çocuklara “başarı” gerekçesiyle dayatılıyor. Gerçekte ise bu “başarıya endeksli” hayat tarzı hüsran ve bunalımdan başka hiçbir şey ortaya çıkartmıyor…
Okul ve yurt ortamına dair sorunların tek tek önemli olmasa bile bir araya geldiği için yaşama sevincini elinden aldığını ifade eden Enes Kara, Türkiye’de en yüksek statülü işlerden birisine sahip olabilecekken canına kıydı.
Modernite ile birlikte insan, kendisini tanımaya başladığı yaşlardan itibaren öğrenci olarak hayata atılıyor. 5-6 yaşında başlayan bu serüven 23-24 yaşına kadar devam ediyor. Öğrencilikte yaşanabilecek bir problem ise artık geriye dönüşü olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Bu meşum hadisenin ortaya çıkarttığı en büyük gerçek “başarılı” olma heyulasının daha çok hayatı karartabileceği riskidir!
HABERE YORUM KAT