Dünyanın ‘ötekileri’ beyazperdede çığlık atıyor
Mülteci yarası, umut yolcularının sorunlarına dikkati çeken ‘Kimseyi Geride Bırakma Film Günleri’ seçkisinde objektife yansıdı.
Haber: Saliha Sultan | Karar
Mültecilere odaklanan ‘Kimseyi Geride Bırakma Film Günleri’ başladı. Etkinlikteki 6 belgesel sığınmacıların bulundukları ülkelerde yaşadığı sağlık hizmeti sorunlarını gün yüzüne çıkarıyor. Susanne Wolff’a en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran ‘Styx’ ise bir kadın doktorun, batmakta olan bir mülteci teknesi karşısında yaşadığı hayatta kalmak ya da kurtarmak ikilemini izleyiciye aktarıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki mülteci ve göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişim sorunlarına dikkati çeken ‘Kimseyi Geride Bırakma Film Günleri’ başladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), Sağlık Bakanlığı ortaklığında ve Avrupa Birliği finansal desteği ile düzenlenen festivalde 11 Nisan’a kadar 6 uzun metraj belgesel ve bir uzun metraj kurmaca sinemaseverlerle buluşuyor.
7 filmlik seçkiye ayrıcasinema eleştirmeni Alin Taşçıyan’ın moderatörlüğündeki özel söyleşiler de eşlik ediyor. Etkinliğin sohbet serisini ‘youtube.com/worldhealthorganizationturkey’ adresinden ve DSÖ Türkiye’nin sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz. Seçkideki 7 filmi ise Türkçe, Arapça ve İngilizce seçenekleriyle Festivalscope’tan ücretsiz izleyebilirsiniz.
STYX: Wolfgang Fischer’ın çektiği filmin baş rolünde ödüllü oyuncu Susanne Wolff açık denizde mültecilerle dolu batmakta olan bir tekneyi gören acil servis doktorunu canlandırıyor. Film, tatil için Cebelitarık Boğazı’nda denize açılan Alman doktorun mültecilerle dolu batmakta olan tekne karşısında vermek zorunda kaldığı yaşam ve ölüm arasında gidip gelen zorlu kararları anlatıyor.
TEMPELHOF HAVAALANI
Karim Aïnouz’un Berlin Film Festivalinden Amnesty ödülü ile dönen filmi, Nazi rejiminin ikonik binalarından biri olan, bugün ise artık Almanya’nın en büyük sığınmacı merkezlerinden biri haline gelen Berlin’deki tarihi Tempelhof Havaalanı’nda geçiyor. 18 yaşındaki Suriyeli İbrahim ve Iraklı fizyoterapist Qutaiba sığınma talebi başvurularının sonucunu beklerken aylar geçiyor.
AÇ HAYALETLER ADASI
Gabrielle Brady’nin bol ödüllü filmi Hint Okyanusu’ndaki Christmas Adası’nda geçiyor. Milyonlarca kara yengeci yumurtlamak için yaşadıkları ormandan okyanusa göç ederler. Aynı orman binlerce sığınmacının gözaltında tutulduğu yüksek güvenlikli bir gözaltı merkezini de barındırmaktadır ve Ada’da yaşayan travma danışmanı Poh Lin, sığınmacıların dış dünyayla tek bağlantısıdır.
MARS’TA UYANMAK
Türkiye prömiyerini gerçekleştirecek olan Dea Gjinovci’nin filmi, İsveç’te sığınma talebinde bulunan ve sınır dışı edilmekten korkan çocuklarda görülen ‘teslimiyet sendromu’nu yaşayan Kosovalı iki kız kardeşin hikayesine odaklanıyor. Aileleri Kosova’dan uzakta bir hayat kurmaya çalışırken 10 yaşındaki kardeşleri Furkan ise gerçeklikten kaçmak için bir uzay gemisi yapmayı hayal eder.
NEFES ALACAK BİR YER
Amerikalı yönetmen Michelle Grace Steinberg’in sinema-gerçek (cinema vérité) ile animasyon biçimlerini birleştirerek başkalarını iyileştirirken kendi karşılaştıkları zorlukları aşan kişilerin yolculuklarına tanıklık ettiği film, mülteci ve göçmen sağlık çalışanları ile hastaların gözünden travma ve direnişin evrenselliğini izleyiciye aktarıyor.
YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Suriye’den Norveç’e bir yolculuğun öyküsünü anlatan Ala’A Mohsen’in belgeseli, bitmiş görünen bir yolculuğun aslında yeni başladığını gözler önüne seriyor. Baba Rabiaa ve dört yaşındaki oğlu Kais, dillerine ve kültürlerine tamamen yabancı oldukları bir ülkede hayata yeniden başlamak zorundadır. Oğlu için gelecek kurmaya çalışan Rabiaa’nın yaralı bacağı ise durumunu güçleştirir.
AMAL
Alman yönetmen Caroline Reucker’ın ‘Amal’ filmi Suriyeli bir ailenin göç hikayesini konu ediniyor. Savaşla parçalanmış Suriye’de kalmanın güvenli olmadığına karar veren bir baba ailesiyle Lübnan’a taşınır. Oğlu, elindeki ciddi bir yaralanmadan ötürü tıbbi bakıma ihtiyaç duymaktadır. Aile, iki yıllık bir koruma aldıkları Almanya’ya gitmek üzere Lübnan’dan ayrılır.
HABERE YORUM KAT