Dünya Suriye’nin depremzedelerini umursamadı
Suriye'nin kuzeybatısında yaşananlar bir trajedidir. Hiç kimse soykırımcı Esed rejiminin yaşanan deprem için harekete geçmesini beklemiyordu ama uluslararası toplum tam bir hayal kırıklığı oldu.
HAKSÖZ-HABER
Kahramanmaraş merkezli depremler Türkiye’deki 10 ilde olduğu gibi Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgelerde de büyük yıkımlara yol açmıştı. Binlerce insanın hayatını kaybettiği depremde Suriyeliler günlerce enkazdan kurtarılmayı beklediler. Ama kimse gelmedi!
Charles Lister, Rusya ve Esed rejimini bahane eden BM’nin ve uluslararası kamuoyunun Suriyeli depremzedeleri umursamayışı hakkında yazdı. Yazıyı sitemiz için Yahya Avar kardeşimiz tercüme etti.
***
Suriye’nin Depremzedeleri Kimin Umurunda?
Charles Lister / The Spectator / 10 Şubat 2023
Pazartesi sabahı 4'te deprem olduğunda kuzeybatı Suriye'de yaşayan 4,5 milyon insanın çoğu uyuyordu. Binlerce bina çöktü ve sakinlerini canlı canlı gömdü.
Suriye'nin bu küçük köşesinde yaşayanların çoğunluğu, iç savaş nedeniyle ülkenin diğer bölgelerindeki evlerinden uzun zaman önce göç ettirilmişti. Kuzeybatı, Suriye muhalefetinin son kalesi olarak duruyor ve Beşşar Esed'in ülkenin tüm kontrolünü yeniden ele geçirme yönündeki acımasız kampanyasının ana hedefi olmayı sürdürüyor. Depremden önce, bölgenin temel altyapısının yaklaşık üçte ikisini oluşturan toplu konut, su ve sanitasyon, hastaneler ve tıbbi klinikler, karayolları ve elektrik üretimi zaten tahrip olmuş veya hasar görmüştü. Orada yaşayan insanlar bundan daha savunmasız durumda olamazdı. Depremden sonraki beş gün içinde yaklaşık iki bin ceset bulundu, ancak binlerce kişi halen kayıp.
Uluslararası toplumun tepkisinin anında gerçekleşeceğini ummuş olabilirsiniz; zira Suriye'nin isyancı gruplarını, siyasi muhalefetini ve sivil toplumunu bu bölgede desteklemek için milyarlar harcadık. Bununla birlikte, herhangi bir insani yardımın kuzeybatı Suriye'ye ulaşması dört gün sürdü ve sonunda gelen şey ise depremden önce teslim edilmek üzere yüklenen altı kamyon temel yardımdı. Sadece nüfusun yüzde 0,01'ini oluşturan 4 bin kişiye yeterdi bu yardım. Afet müdahalesine yardımcı olacak hiçbir şey yoktu. Ağır kaldırma ekipmanları için yakıt ve evlerini kaybedenler için barınak da. Bugün 14 kamyon yardımın gelmesi bir gelişmeydi, ancak yeterli olmaktan uzaktı.
Türkiye'ye yardım için küresel bir seferberlik hali olsa da Suriye'nin neredeyse tamamen terk edilmesi söz konusu. Beyaz Miğferler, bölgedeki tek yerel kurtarma görevlileridir, ancak hava saldırılarına cevap vermek için eğitilmiş 2.500 kişilik gönüllü bir güçten ibarettir. (Neyse ki son birkaç gün içinde bu hava saldırıları durmuştu.) Depremden sonraki ilk üç günde, çoğu çıplak elleriyle çalışan Beyaz Miğferler personeli, her saat başı bir insan kurtardı, ancak dördüncü güne gelindiğinde enkazdan çıkarılanların çok azı canlı bulundu. Uluslararası toplum çok geç kalmıştı.
Esed rejimi de suçludur. Depremden bir gün sonra, Suriye'nin BM'deki temsilcisi Bessam Sebbağ gazetecilere verdiği demeçte, afet yardımının yalnızca rejim kontrolündeki bölgelere ulaştırılabileceğini söyledi. Neyin nereye teslim edileceğini onlar belirleyecekti. Oysa 2022'de Suriye'nin kuzeybatısına ulaşan yardımların yüzde 99,6'sı Türkiye ile olan tek sınır kapısından ve geri kalan sadece yüzde 0,4'ü Şam'dan geldi. Yani afet yardımının başkentten geçmesine gerek yok. Rejimin bu talebi, Esed'in on yıldır sürdürdüğü muhalefet bölgelerini aç bırakma ve kuşatma stratejisinin bir uzantısıdır. Ne yazık ki BM'nin, rejimin taleplerine boyun eğme konusunda bir sicili var.
Esed hükümeti, yaşanan felaketi kendisine yöneltilen yaptırımların hafifletilmesi için bir bahane olarak kullanıyor. Rejime ve destekçilerine göre, Batı'nın yaptırımları insani yardım ulaştırma çabalarını engelliyor. Esed tarafından ortaya atılan çoğu iddia gibi, bu iddia da gülünçtür. Tüm yaptırım mekanizmalarının yardım tedarikini korumak için feragatleri vardır ve daha da önemlisi, Şam'dan geçen yardımların yüzde 91'i yaptırım uygulayan dört unsur tarafından finanse edilmektedir: ABD, İngiltere, AB ve Kanada. Depremden sonraki beş gün içinde Esed rejimi, BM ve AB ile 16 yabancı hükümetten kontrol ettiği topraklar için insani yardım ve afet yardımı aldı. Alma veya dağıtma konusunda herhangi bir sorun yaşanmadı. İhtiyacı olan herkese yardım ulaştırmada bir sorun varsa buna yaptırımlar değil, Esed neden oluyor.
Suriye'nin kuzeybatısında yaşananlar bir trajedidir. Hiç kimse soykırımcı Esed rejiminin iyi yanıt vermesini beklemiyordu, ancak uluslararası toplum daha iyi bir sınav vermeliydi.
HABERE YORUM KAT