1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. "Dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir"
"Dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir"

"Dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir"

"Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir." (Rad / 26)

01 Şubat 2025 Cumartesi 07:19A+A-

اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ وَفَرِحُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۜ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ۟ ﴿٢٦﴾

 "Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir." (Rad / 26)

Bu ayet Mekke müşriklerinin (ve tabii dünyanın tüm diğer akılsızlarının), bir kimsenin Allah'ın lütfuna mazhar olup olmaması konusunda başvurdukları yanlış ölçüyü reddetmektedir. Onların zannınca bir insanın değeri, servet ve mülkiyetle ölçülür, imanı ve salih ameliyle değil. Onlara göre hayatın nimetleriyle zevklenen kimse isterse batıl inançların sahibi ve kötü amellerin faili olsun Allah'ın seçkin kuludur. Buna mukabil yoksul ve yoksun bir kimse doğru bir insan bile olsa Allah'ın lanetine uğramış demektir. Kureyş liderlerinin Rasulullah'ın (s.a) ashabına büyüklük taslamalarına neden olan hükümleri budur. Nitekim şöyle demişlerdi: "Allah'ın Kureyş'in öncüleriyle beraber olduğunu halinize bakarak anlayın işte."

Bu ayetle, Allah onları, insanların dünyevi durumlarına bakıp da haklarında böylesi bir hüküm vermenin kesinlikle yanlış olduğu konusunda uyarmaktadır. Allah rızkını dilediğine hesapsız, dilediğine de belli bir takdire göre verir. Bunun sebepleri ise onların sandığından çok farklıdır ve ne zenginlik ne de yoksulluk insanların değerini ölçmede bir ölçü olamaz. Bir insanın değerini anlamadaki gerçek ölçü onun inanç ve amelleridir. Doğru inanca ve salih amellere sahip bir kimse, yanlış inançlara ve kötü amellere sahip bir kimseden çok çok üstün mevkidedir. Dolayısıyla bir kimsenin kalitesi mülküyle, yoksulluğuyla değil, düşünce ve amelleriyle ölçülür.

(TEFHİMUL KUR'AN)


Evet demek ki Allah verdiklerini verdikleriyle imtihan etmektedir. Ne verişi imtihanı kazanma sebebidir, ne de vermeyip kısması imtihanı kaybetme sebebidir. Ne çok verilenler iyi insan, ne de az verilenler kötüdür. Vermesi de vermeyip kısması da birer imtihan konusudur ve kimin kazandığı, kimin kaybettiği yarın belli olacak. Ve bu dünyada imtihan soruları da Allah’a aittir. Dilediğini dilediğiyle imtihan eder Allah. Kimsenin bu konuda O’na hesap sorma hakkı yoktur. 

Ne verilirse verilsin, ne kadar verilirse verilsin, değil mi ki hayat bir gün bitecektir. Biten bir dünyanın nimetlerine meyletmektense yarım ekmek de olsa bitmeyecek bir hayatın nimetlerine ulaşmayı hedefleyelim, onun peşinde olalım. 

Çünkü bu kâfirler neye sahip olurlarsa olsunlar yarın bu mülkleri onları cehennem ateşinden kurtaramayacaktır. Daha önceki âyetlerde anlattı Rabbimiz, yarın bu kâfirler dünya kendilerinin olsa, hattâ dünyanın bir misli daha ellerinde olsa, bunu fidye olarak verecekler ateşten kurtulabilmek için ama bu fidyeleri kabul edilmeyecektir. Demek ki bugün onlara verilen tüm saltanatlar, tüm güçler, tüm mallar, tüm ekonomik, askeri ve siyasal güçler yarın hiçbir işe yaramayacaktır. Öyleyse onların şu anda sahip oldukları kesinlikle sizi üzmesin, sizi imrendirmesin. 

Kâfirler imtihan gereği kendilerine verilenlerle şımardılar. Kendilerine verilenlerin Azîzliklerinden dolayı verildiği zehabına kapıldılar. Biz şerefli insanlar olduğumuz, bizim yolumuz doğru oldu için, Allah tarafından sevildiğimiz için bunlar bize verildi dediler. Bundan dolayı kendi pis hayatlarına delil de buldular. Halbuki işte âyet-i kerîmesinde Allah son derece açık bir şekilde buyuruyor ki şu dünya hayat, şu alçak hayat âhiret yurdu yanında hiç itibara bile alınmayacak kadar az bir geçimlik ve istifadedir. Bundan dolayıdır ki ey kendilerine Rab’lerine kulluğu unutturabilecek dünya nimetlerinden az verilen müslümanlar, sakın ha sakın bu kâfirlere bir şeylerin verilmesi sizi aldatmasın. Sakın ha sakın bu kâfirlerin hak yolda oldukları zehabına götürmesin sizi.

 “Eğer Allah katında dünyanın sineğin kanadı kadar bir değeri olsaydı Allah ondan kâfire bir yudum su bile vermezdi” 

Hadisini unutmayın.

(BASAİRUL KUR’AN)

HABERE YORUM KAT

2 Yorum
  • Ferhat Karasari / 01 Şubat 2025 11:19

    2..Insanlarin senin iman ve ameliden dolayi dedigi degil ,Allahin senin iman ve amelinden dolayi ne dedigi önemlidir
    META: "uzama, yükselme" anlamindaki "el mutü" kokünden türetilsede"Günü birlik haz" anlamima geleir daha cok "Kisa vadeli gecici lezzetleri" ifade icin kullanilir.. Öyle anlasilmaktadir ki "META" sahibine verdigi sahte tatmin duygusuyla onu aldatan "yalanci lezzetlerdir. 3:185 in sonunda "Aldanis "ile birlikta kullaniliyor.. Cennetin kalici lezzeti nimeti "NA'IM"in ziddina "META" da üc sey yoktur.. Kemal, devam, sebat... Selam olsun sevgi deger kardeslerim tesekkür ederim..

    Yanıtla (0) (0)
  • Ferhat Karasari / 01 Şubat 2025 11:05

    Büyük bir ihtimalle, bu ayette Resulullahin (s) temsil ettigi misyonu önleme ve etkisizlesdirme hareketinin basini cekebn zengin ve önde kafirler kasdedilmistir. Bu tipler dünya hayatinda sahip olduklari güc ve zenginlik imkanlarimdan dolayi sevinip duruyorlardi.. Bu yüzden basiretleri baglanmis , dosdogru yoldan sapmislardi. Olumsuz tutum ve davranislar icerisinde tökezleyerek, nereye nasil gideceklerini bilmez bir halde bocaliyorlardi. Oysa rizik veren Allah(cc) dir..Rizik bollastirma ve kisma yetkisi O'nun tekelindedir.. Dünya , icindekiler de, degeri ve süresi bakimindan, ahirete göre son derece basittir.. Ayeti kerine belli bir otzamda ve belli bir gruba yönelik bir elestiri olarak inmisse de , icerdigi mesaj süreklidir. Kisiyi sahip oldugu güc ve zaenginlik imkanlarina kanma hususunda uyaran sürekli bir drektifdir. Dünya ve icindekiler aldanis. Her zaman insani Allaha ve insanlara karsi yerine getirmek zorunda oldugu yükümlülüklerden ali koyucu bir unsuüdur.. Dünyanin gecici zevklerine kapilan insan, hakki hakikati , hakikatin kaynagini, güzel ahlaki ahlaki insani ve islami yapici davtanislari, olumsuz tutum ve davranislardan ayird edemez olur Ayet gayet aciktir vesselam

    Yanıtla (0) (0)