Dünya "Göç Sağanağı" Altında
İçinde bulunduğumuz dönem, dünya genelinde yoğun göç hareketlerine sahne oluyor. Güney Amerika’dan Asya’ya kadar pek çok ülkeden insanlar çeşitli sebeplerle yurdunu terk ediyor.
"21. yüzyıl göç sağanağının olduğu bir asır ve tek muhatabı biz değiliz." Açıklama, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ait. Dünya çapında yoğun bir göç hareketi olduğunu, yetkililer bu sözlerle hatırlatıyor. Bakan Soylu’ya göre sebebi, gelişmiş ülkeler; en çok da Batı.
Batılı ülkelerin, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ve hatta “arka bahçesindeki” ülkelerde yürüttüğü politik ve askeri faaliyetlerin, çatışmalar, katliamlarla sonuçlandığı biliniyor. Bu durum da en temel ihtiyaçların karşılanmasını imkansız hale getiriyor. Yoksulluktan uyuşturucu ticaretine pek çok sebep, insanları çare aramaya itiyor. Önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde Asya ve Afrika ülkelerindeki nüfus artışı tahminleri de hesaba katıldığında bir iyileşme öngörülmüyor.
Bu da beraberinde göçü getiriyor.
Göç rotaları
Venezuela, Kolombiya gibi Güney Amerika ülkeleri; Pakistan, Afganistan gibi Asya ülkeleri ve neredeyse tüm Afrika ülkelerinden göçmenler, deniz ya da kara yoluyla şansını bir başka ülkede yaşamak için deniyor.
Türkiye ise stratejik konumu itibarıyla göç kavşağında demek yanlış olmaz.
Orta Doğu, Asya ve Afrika rotasından Türkiye’ye yoğun bir akış var.
Ankara, özellikle 2011’de Suriye’de başlayan iç savaşla birlikte göç dalgalarına karşı tedbirler almaya başladı; sığınmacı kampları kuruldu, Suriye’den gelenler kayıt altına alınmaya başlandı, biyometrik verileri İçişleri Bakanlığının elinde.
2013’te koruma kanunu çıkarıldı, 2014’te Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu.
Türkiye'deki durum
İçişleri Bakanlığının bazı verilerine göz atmak gerekirse, Türkiye’ye gelen göçmen sayısı bu yıl ağustos itibarıyla 70 bin. Bu sayı 2017’de 450 bin, 2018’de 285 bin olarak kayıtlara geçti. Bazıları kaçak yollarla ülkeye giriyor.
Türkiye’de kayıtlı Suriyeli sayısı ise, 3 milyon 649 bin 750. Suriye’den gelenlerin yüzde 60’ı Halep, yüzde 17’si İdlib’den kaçıyor.
İstanbul’da kayıtlı, geçici koruma kapsamında yaklaşık 550 bin Suriyeli var.
Kayıt altında olmayan Suriyeli sayısı 50-60 bin civarında.
Şu ana kadar 347 bin Suriyeli, ülkesine geri döndü. Ayrıca yurt dışına gidenler de oluyor.
Suç oranları da çoğu kendi aralarında olmak üzere binde 4. Bu oran Türk vatandaşlarında binde 8.
Türkiye’deki Suriyelilerden okula gidenlerin okuma oranı, ilkokulda yüzde 96. Ortaokulda yüzde 61 olan bu oran, lisede biraz daha düşüyor.
Afgan göçmenler için anlaşma hazırlığı
Bir diğer tedbir alınan rota da Afganistan-Pakistan hattı.
Zira Türkiye kaçak göç konusunda hassas.
Bu yılın ağustos ayı itibarıyla 211 bin kişi yakalandı. Bu sayı 2018’de 268 bin, 2017’de 175 bindi.
Türkiye’ye gelen Afgan kaçak göçmen sayısı geçen yıl 100 bin 800’dü. Bu ağustos ayı itibarıyla 100 bini geçmiş durumda.
Ankara bunun için Afgan yönetimiyle bir göç anlaşması yapma aşamasında.
Belli sayıda göçmenin kabul edilip çeşitli istihdam kollarında değerlendirilmesi gündemde. Diğerleri ülkelerine geri gönderilecek.
İran'daki 2 milyon kişi
İçişleri Bakanı Soylu ayrıca, İran’da bekleyen 2 milyon kişiden de bahsediyor. Bu kişilerin Afganistan, Pakistan ya da Türkiye’ye geçmesi gündemde.
Mülteci farklı bir statü
Bu noktada 2 konuya da dikkat çekmek gerekiyor. Biri “mülteci”, diğeri “Neden kapılar açılmıyor, göçmenler Avrupa’ya gönderilmiyor?” tartışması.
Cenevre’de imzalanan 28 Temmuz 1951 tarihli "Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme"ye göre, Türkiye’de 28 mülteci var. Mülteci kabulü Avrupa ile sınırlandırılmış.
"Neden kapılar açılmıyor?"
“Kapıları açma” konusuna gelince… Türkiye bu hamleyi yapması halinde “göç yolu” olabileceği endişesi taşıyor, tedbirlerini de bu kaygıyı göz önünde bulundurarak alıyor.
Avrupa da etkileniyor
Aslında yukarıda altını çizdiğimiz güzergahın bir diğer hedefi de Avrupa.
Avrupa ülkeleri, geçişler kendine doğru hızlanmaya başlayınca durumun ciddiyetini kavramaya başladı.
Ancak göç karşıtı yönetimlerin olduğu birçok Avrupa ülkesi, kapısını kapatmış durumda.
Günlerce gemilerde bekletilen göçmenler, göçmenleri ölüme terk etmedi diye suçlanan kaptanlar konuşuluyor.
Oysa tüm dünyayı etkileyen göç sorunundan Avrupa muaf değil. Haftada ortalama bin 500, 2 bin kişi Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçiyor.
Göçmenlerin çoğu Akdeniz sularında boğuluyor
Flow Monitoring Europe’a göre, bu yıl Avrupa’ya 56 bin 554 kişi gitti. Bunların 44 bin 98’i deniz yoluyla, 12 bin 456’sı karadan.
2018’de bu sayı 144 bin 166, 2017’de 186 bin 768, 2016’da 390 bin 432 oldu.
Akdeniz’de hayatını kaybeden ya da kaybolan göçmenlerin sayısı ise şu ana kadar 843. Bu sayı geçen yıl 2 bin 299, 2017’de 3 bin 139’du.
Avrupa'nın geri gönderme merkezi kapasitesi Türkiye'den az
Avrupa ülkelerinde, göçmenlerin ülkelerine geri gönderildiği merkezlerin durumu da kötü. Avrupa genelindeki geri gönderme merkezi kapasitesi 21 bin. Bu sayı sadece Türkiye’de 20 binden fazla.
ABD'de gözaltına alınan, tutuklanan, ailesi parçalanan göçmenler
ABD’de de Donald Trump yönetiminin göç konusunda aldığı sert tedbirler var. ABD, yasa dışı geçişleri tamamen bitirmek için çözümü duvar örmekte, çocuk, kadın demeden gözaltı, tutuklama gibi işlemlere başvurmakta buldu. Çocuklar ailelerinden koparıldı, hayatını kaybedenler oldu.
Daha 2 ay önce, haziran ayında göçmen bir baba-kızın cesetleri Meksika-ABD sınırında boğulmuş vaziyette bulundu.
Meksikalı yetkililer, bu ülke üzerinden ABD’ye geçmeye çalışan Orta Amerikalı göçmen sayısında, bu yılın mayıs ayından temmuz sonuna kadar düşüş olduğunu belirtti. Meksika Dışişleri Bakanlığı, Orta Amerikalı göçmen sayısının haziran ayında 144 bin 278’den, 87 bin 648’e düştüğünü aktardı.
Mayıs ayında, sınırı geçen 132 binden fazla göçmen ABD’de gözaltına alınmıştı. Bu, 2006’dan beri gözlenen en yüksek gözaltı sayısıydı.
En çok çocuklar etkileniyor
Göçten en fazla etkilenen gruplar ise, çocuklar.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonuna (UNICEF) göre, sadece 2005 - 2015 yılları arasında dünya çapındaki çocuk mülteci sayısı 2 katından fazla artarak 4 milyondan 9 milyona çıktı. Bu sayı, katlanarak artıyor.
Mülteci çocukların, okula gidememe oranı diğer çocuklardan 5 kat fazla.
Neredeyse 10 çocuktan 1'i silahlı çatışmalardan etkilenen bölgelerde yaşıyor. 400 milyondan fazlası aşırı yoksulluk içinde.
Kaynak: TRT Haber
HABERE YORUM KAT