Dünden bugüne
28 Şubat’tan bugüne köprünün altından çok sular aktı..
Bugün, 28 Şubat döneminin önemli isimleri demir parmaklıklar arkasında..
Daha sırasını bekleyen bir sürü insan var.
Dört gün sürmesi beklenen askeri şûranın gündemine terörden Suriye’ye kadar birçok konu bulunuyor..
Ve tabii emekli edilecek subaylar ve terfi edecekler.
Bu sene YAŞ 2 eksik üye ile toplandı. Bir üye tutuklu, bir diğeri hakkında ise tutuklama kararı var ve kendisi halen GATA’da yatıyor.
Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor ve bu süreç daha bir süre devam edecek..
Dünya kritik bir süreçten geçiyor. Bölgede durum malum. Türkiye’de ise işler doğru yönde ve ileri doğru gelişiyor..
Önümüzdeki dönemde Ankara önemli adımlar atmak zorunda.
Bütün bunların başında Anayasa değişikliği geliyor..
Ve sonra terör. Sırada seçimler. Türkiye 3 yıl arkası arkasına seçim yapacak. Önce yerel yönetimler, sonra Cumhurbaşkanlığı ve ardından milletvekili seçimleri.. Ve tabii bir de Anayasa referandumu..
Ankara’da “Cemaat” tartışmalarının giderek can sıkıcı hal alacağını düşünüyorum.. Birileri AK Parti’yi bölmek için topyekun taarruza geçti gibi sanki. Terör, ekonomik kriz, siyasi kriz, yolsuzluk tartışmaları, demokratik talepler adına bir sürü sorun arkası arkasına gündem oluşturabilir..
Adıyaman, Malatya olayları bana tekil bir olay gibi gelmiyor. Belli merkezler psikolojik harp taktikleri uygulamaya başladılar..
Suriye olayları paralelinde terör olayı yeniden gündem oluşturmaya başladı. İran’ın, Suriye’nin yanında yer alması ve Ankara’nın ABD’nin taşeronu olarak Suriye’ye girmek istediği gibi yorumların hız kazanması da sanki bu planın bir parçası gibi.
Ankara’nın bir derdi yok ki! Irak’ın derdi de bizim derdimiz, Filistinlilerin derdi de. Suriye de bizim derdimiz..
Bir bakıyorsunuz, bir gün Ankara’ya destek mesajları veren Barzani, yarın başka vadilere savrulmuş..
Ekonomik durum, siyasi konular, diplomatik krizler, kültürel ve sosyal sorunlar.. Mali dengelerin muhafazası, hepsi özel ilgi, takip ve çaba gerektiriyor..
İçeriden, dışarıdan, derinden sürece çomak sokmaya çalışan bir sürü ekip var..
Derin yapı hâlâ tasfiye olmuş değil..
Hani, ABD ve AB kendi can derdine düşmemiş olsa, kendi aralarında fikir birliği olsa işimiz daha zor olacak.
Çin bir başka alem sanki. Hindistan da öyle. Rusya bambaşka bir alem..
Türkiye’nin işi zor. Sular Ortadoğu’da durulsa Balkanlar’da her an işler karışabilir. Ya da Kafkaslar’da da, Türk Cumhuriyetlerinde her an her şey olabilir..
Afganistan’ı nerede ise unuttuk. Somali’yi de..
Şimdi Arakan, Myanmarlı Müslümanlar ve Rohinyalı kardeşlerimiz gündemde..
5 Ağustos Pazar günü SP Saat 15.00’de, Kadıköy’de “Zulme dur demek için” TÜM ZALİMLERE LANET MİTİNGİ düzenleyecek. Myanmar ile ilgili insani yardım kuruluşlarının aktif desteği yanında STK’lardan giderek yükselen tepki mesajları da gelmeye devam ediyor..
Mazlumları da, zalimleri de ayırt etmemek gerek.. Benim zalimim iyi değil. Bütün zalimler kötüdür.. Zulüm insanlık suçudur.. Bunun İsrailliler tarafından Filistinlilere ya da Suriye rejimi tarafından Suriye halkına yapılması gerekmiyor.. Haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olmak, erdemli olmaktır.
Onun için bu çağrıya kulak vermek gerek..
YAŞ kararları açıklandığında, tutuklu subayların ordudan ihraç edilip edilmeyeceklerini de göreceğiz. Yeni terfi listesi de netleşmiş olacak.. Eğer tutuklular emekli edilecek olursa onların yerine yapılacak atamalar da büyük önem taşıyor..
16 üyeli YAŞ’da 68 tutuklu paşanın durumu en çok merak edilen konuların başında geliyor. Toplantıya 14 general katılıyor. Tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı ile hakkında yakalama kararı bulunan ve halen GATA’da tedavi gören Orgeneral Nusret Taşdeler katılamıyor. Suriye ve PKK ile mücadele de gündemin bir diğer önemli başlığı.
Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT