Gazze Destanı, Gazze Ambargosunu kınayarak Arap ülkelerini Gazze'ye yardım etmeye çağıran Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Yardımcısı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al-i Mektum'un duygu yüklü bir kasidesi.

Şeyh, şiirinde yıllardan beri Gazze ahalisinin maruz kaldığı ölüm, baskı ve ambargo manzaralarından duyduğu kederi dile getiriyor, Siyonistlerin büyük açık hava cezaevini ve buradan acımasız günlük yaşam kareleri resmediyor. Tüm bunlar Özgürlük filosu olayının patlak vermesiyle birlikte ilhama dönüşüp mısralara dökülüyor. Tıpkı Homeros'un İlyada'sında arenası denizler olan Ulysses'in kahramanlık öyküsünde olduğu gibi.

Dubai Emiri Şeyh Al-i Mektum, Gazze destanında, ardında dokuz Türk şehit bırakan Özgürlük filosuna 31 Mayıs günü israil'in yaptığı kanlı baskını kınıyor, mahkum ediyor.

Geçtiğimiz salı günü yayınlanan Birleşik Arap Emirliği mahreçli Körfez gazetesinde çıkan bu yeni kaside, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acziyetine ve ambargo altında inleyen halka en yakınlarından gelen haksız muameleye gönderme yapıyor. Gazzeli'nin karadaki , Arap ve yabancı barış aktivistlerinin denizdeki kahramanlıklarını ve fedakar tutumlarını canlı tasvirlerle yansıtıyor.

Şeyh, kasidesinde soruyor:

Ey Güvenlik Konseyi? Hani güvenlik?
Bilmiş ve de özgürlerin gevelediği
Ey Arap milleti!
Bir dost el yok mu?
Nerede Maad'lı, nerede Nizar?

Gazze destanında Dubai Emiri, hiçbir haklı gerekçesi olmayan İsrail'in yaptıkları yüzünden korkunç sınavlarla yüzleşen Gazze sözkonusu olduğunda birdenbire beliren sessizliği ve inkar havasını hayra yormuyor, eleştirel anlamda sorguluyor.

Uzadıkça uzayan
kaç gün geride kaldı
Ambargo hala
Hala ambargo

Şeyh, ambargo altındaki Filistinlileri yalnız bıraktıklarından dolayı tarihin Arapları asla affetmeyeceğini dile getirmekten çekinmiyor.

Dillendirecek tarih
Bir bir ihanetleri
Yatacak yeri de yok artık
Bizim gibi Arapların

Dubai Emirinin, şarkı sözü olarak alınmış veya televizyon dizilerine ilham vermiş pek çok kasidenin yazarı olduğu bilgisi dikkate değer.

(Kaynak: Süleyman Şahin / Timeturk)

Ve işte Gazze Destanı:

GAZZE'NİN İLYADASI

Kalemin takati nedir kadere
Yaş kemale erene kim olur derman
Ve niçin ürperten bir sessizlik
El kitabı herkesin
Sükut ve inkar yeryüzü bülteni
Dehşetli bir sınav bu
Bugün Gazze sınavda
Ümit habire kaçak
Ve ambargo buralı
Gecesi divane
Korku karanlığında
Yokluk ve tehlike
Merhamet kapısı ölüm ve kahır
Kalpler yaralı… Kalpler ritimsiz
Sebat bir dağ
Alabildiğine yüce
Direnç, onur ve bekleyiş…
Ambargo bir çit çepeçevre
Ambargo deli gömleği
Ve daha bir muhkem
Hilesiyle şerlinin
Ey dünya halkları!
Bir kulak verin
Ve yardım edin Siyonluya karşı
Yardım edin
Hangi günaha batmış ola ki Gazze
Her yanı tutuk
Çepçevre duvar
Niçin bu zulüm, niçin bu yangın
Duymazdan gelinir
Haberler ketum
Bak Siyonlu ne yaptı
Önce asker topladı, baktı olmadı
Yardım gemisini verdi ateşe
Bir de masal uydurdu
Ve mazlumu oynadı
Hakkıymış gibi sanki
Hayır, elbette hayır
Düşün bir kere
Bir halk yok oluyor
Hem de yok yere
Haneler mübah
Ey Güvenlik Konseyi?
Hani güvenlik?
Bilmiş ve de özgürlerin gevelediği
Ey Arap milleti!
Bir dost el yok mu?
Nerede Maad'lı, nerede Nizar?
Uzadıkça uzayan
kaç gün geride kaldı
Ambargo hala
Hala ambargo
Boyunlarda vebal artıyor sade
Bir de duvar üstüne duvar
Güvenlik Konseyini sorma
Bir beyefendi haza
Ne bir tık, ne de bir çıt
Bizim yasalarımız ne der bu işe
Kan taciri olmak yasal mı yoksa
Şu barış masalı amma da kofmuş
Varsa yalan
yoksa hile ve utanç
Timsah gözyaşı bunlar, timsah gözyaşı
Bir Kurbanlar
Bir de yalandan ağlamalar
Kardeşim dertliyse susmak ne demek
Ateşten gömlek bütün hayatı
Hangi özür, hangi kanıt yetecek
Hangi ifade bizi temize çekecek
Dillendirecek tarih
Bir bir ihanetleri
Yatacak yeri de yok artık
Bizim gibi Arapların
Ben de sorguluyorum
Böyle kendi kendimi