DP’de CHP damarının nüksedişi
Bir mutfakta bir şey pişmeye başladı. Aşçıbaşı Demirel mi desem, Cindoruk mu, Mesut Yılmaz mı? Yoksa daha organize bir yapı mı? Encümen-i Daniş mi yoksa?
Taa Patalya'ya uzanan bir çerçevesi var mı mutfağın? Zamanla göreceğiz.
Şimdilik, oyunun baş aktörü olarak Cindoruk, DP Genel Başkanlığı adaylığı ile sahneye çıkmış bulunuyor. 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel ise, baş destekçi rolünde kendini ortaya koymaktan çekinmiyor.
Pişen aşın adı "Orta sağ parti yapılanması.."
İlan edilen misyon şu:
Orta sağ boş kaldı, orayı dolduralım.
"-Orta sağ olmazsa Türkiye rahat edemez. Siyaset işlemez, siyasi partiler rejimi işlemez!"
Bunu Demirel söylüyor.
"-Ayrıca, diyor, senelerce başını çektiğim siyasi hareketin ölmesine gönlüm razı olmaz."
Ben, Demirel'in "misyonun ölüm"üne ilişkin ilk korkuyu, Refahyol iktidarı sırasında yaşadığını düşünüyorum. O iktidarın, 28 Şubat operasyonuyla yıkımına ortaklık etti Demirel.. Cumhurbaşkanlığı imkanını böyle tasarruf etti. Sonraki tüm konuşmalarında örtülü darbeyi onayladı, ona anayasal meşruiyet kazandırmaya çalıştı...
Orta sağ açısından baktığımızda daha kötüsü de oldu.
Çünkü bu operasyonu yaparken bizzat "Orta sağ" diye bilinen DYP'nin ipi çekildi.
Güdümlü istifalarla partinin içi boşaltıldı. İstifa edenler Cindoruk'un kurduğu DTP'de toplandı. Cindoruk, böyle fast-food parti kuruculuğunda Hürriyet Partisi ile deneyim kazanmıştı.
Çiller'in ve DYP'nin günahı, oyları yüzde 22'ye çıkan Refah Partisi ile ortaklık yapması idi.
Sonra Refah'ın ipinin çekilmesi geldi. Dönemin başsavcısı, "Refah yüzde 5 oyda kalsaydı kapatılmayabilirdi,. Ama yüzde 22 olunca yakın tehlike haline geldi... Ve kapatma davasını açtık..." diyecekti.
Refah- Yol devrilmiş, Refah kapatılmış, Demirel- giller muratlarına ermişlerdi.
Ama Demirel-gillerin keyfini kaçıran başka bir şey yaptı millet.
Tayyip Erdoğan diye birisine, girdiği ilk seçimde yüzde 34 oyla iktidarı verdi.
Ardından, ardından, ardından korudu AK Parti iktidarını.
Bu bir marjinal hareket değildi.
Bu, milletin yüzde 47 oyla aktığı bir hareketti.
Demirel- gillerin içinde müthiş bir ukde var. Demirel, sevmiyor AK Parti'yi. Ona göre "AK Parti, Milli görüşün gelişmiş şekli. Saadet Partisi'nin bir başka versiyonu."
Öyleyse ne yapmalı? "Orta sağ" adına harekete geçmeli?
Demirel'e göre "Orta sağ", "Cumhuriyet değerlerine, Atatürk ilkelerine, Türkiye'nin geleneklerine sahip çıkan bir siyasi haraket"in adı...
Bu zihniyet, bir başka boyutta CHP'de ve Baykal'da da vardı. O da, seçimlere, CHP flaması altında Atatürk'ü, Cumhuriyeti ve laikliği sokmuştu... Bütün bunlar oylanacaktı seçimde...
CHP'ye oy verenler bütün bunlardan yana, oy vermeyenler bunlara karşı gibi görülecekti.
Ne oldu, CHP yüzde 20'lerin az altında ya da az üstünde kaldı.
Baykal, kendisi ile birlikte, söz konusu sembollerin toplumsal zemini de aşındırdı.
Tarihin garip cilvesi, Demirel'le Baykal, ya da Cindoruk, benzeri misyonlara oynuyorlar.
Sanki Demokrat Parti içindeki CHP damarı ayrışıyor ve asli misyonuna dönüyor.
Peki sonuç verecek mi? Bence vermez.
CHP gibi asli aktör varken, "Orta sağ"dan yola çıkıp, CHP gömleği giyene kimse inanmaz.
Yarın, farzı muhal Cindoruk başkan seçilse, halktan binde 5 oy alsa, "Orta sağ" denen hadise, binde beşlik bir toplumsal zemine hitap ediyor mu olacak?
28 Şubat'tan bu yana, Demirel- gillerin misyon kaymasının gün yüzüne çıkmasına tanık oluyor Türkiye.
Buna paralel olarak da, aynı çizginin toplumsal izolasyon yaşadığına tanık oluyor.
70'li 80'li yaşlarda "Gençlik gösterileri" ile ortaya çıkıp sergilenen bu misyon kayması bunu yapanlar açısından hayra alamet değildir. Ama kaderin bir cilvesi de söz konusu olabilir. Geçmiş yıllarda yanlış oynanan roller, milletten son dersini almadan defter kapanırsa, yeterli ibret olmayabilir.
Evet, bence "ibretli bir durum"u seyredecek Türkiye...
28 Şubat sürecinin ezilmişlerinin ahı vahı yerde kalmaz. Belki dramatik olacak ama...
Demirel'i, Cindoruk'u, öteki 75'lik gençleri ibretle seyretmek de, iyi bir siyasi tecrübedir.
Kaderin cilvesi böyle olacaksa "Millete ve memlekete hayırlı olsun" demekten başka ne denir?
***
Sözü bağlarken, bir medya grubunun, bu işte üstlendiği misyona işaret etmeden olmaz. Helvadan put yapıp, acıktıkça yemek bir Cahiliye adeti. Bu adet, bizde medya tarafından güncellenir.
Doğan grubu da bu işte ustadır.
Şu sıralar, Cindoruk - Demirel çizgisini parlatıp, DP camiasına sunmakla meşguller.
28 Şubat 1997'den bu yana ve hele şu Ergenekon sürecinde duruşları itibariyle birbirlerine çok yakıştıkları söylenebilir. Helvadan putun ne zaman yeneceğini de ömrü olan görecektir.
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT