1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. “Dostça Uyarı ve Nasihat Teşvik Edilmeli”
“Dostça Uyarı ve Nasihat Teşvik Edilmeli”

“Dostça Uyarı ve Nasihat Teşvik Edilmeli”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde gerçekleştirilen “Adalet Yürüyüşü” hakkında değerlendirmelerde bulunan Hakan Albayrak, yazısının devamında dostça uyarı ve nasihatin önemine dikkat çekiyor.

13 Temmuz 2017 Perşembe 13:29A+A-

Akıl Akıldan Üstündür

Hakan Albayrak / Karar

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşlerini barış içinde başlattılar, barış içinde devam ettirdiler ve barış içinde tamamladılar.

Maltepe’deki mitingleri de barış içinde geçti.

Yürüyüş için sundukları gerekçenin, yürüyüş esnasında ve Maltepe’deki mitingde söylediklerinin haklılığı-haksızlığı yahut doğruluğu-yanlışlığı bir yana, bu eylemde öne çıkan şey, bence, “Gezi” sendromunu aşma dirayeti olmuştur.

***

Eylemciler provokatif davranışlara meyletmediler, başkalarının provokasyonlarına da gelmediler; şiddete evrilebilecek hal ve hareketlerden ısrarla uzak durdular.

Emniyet güçleri de aynı dirayeti sergileyerek bu eylemin kazasız belasız başlayıp bitmesine hizmet ettiler.

Böylece, AK Parti iktidarına karşı kitlesel protesto eylemlerinde vahşi “Gezi” manzaralarının bir ‘kader’ haline gelmediği anlaşılmış oldu.

***

Muhalefetin en ‘şiddetli’ eleştirileri bile kitlesel eylemlerde şiddetin ‘ş’sine bulaşılmadan ifade edilebiliyormuş demek.

Bunu ortaya koydukları için hem CHP’ye hem de devlete teşekkürü kendi adıma borç bilirim.

Önemli bu.

***

“Adalet Yürüyüşü” diye anılan eylemin ülkemizdeki genel siyasi ve hukuki gidişat üzerindeki tesirine gelince…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri bu yürüyüş hakkında hararetli açıklamalar yapıyorlar ama o hararetle mütenasip bir tesir görünmüyor.

Aslında hiçbir tesir görünmüyor.

***

Adalet sevdasını samimi bulmadığımız için CHP’nin muhalefetteki kifayetsizliğine sevinebiliriz.

Bununla beraber, hükümetin esaslı ve tesirli bir muhalefetten yoksun olmasına üzülmemiz gerekir.

‘Kategorik’ bir muhalefetten bahsetmiyorum.

(Muhalefet kelimesinden büsbütün de vazgeçebilirim ve belki doğrusu da budur.)

Siyasi iktidarın doğrularına sahip çıkarken yanlışlarını eleştiren ve düzeltmek için çaba gösteren, mesela -gerektiğinde ‘sözde değil özde adalet’ yürüyüşü de yaparak- FETÖ’yle mücadele sürecinde haksız yere mağdur edilenlerin hukukunu savunan, samimi, makul, ille de DOST bir topluluk olmalı.

İçimizden, hayra çağıran bir topluluk.

***

CHP’nin tarihî haksızlığı, AK Parti’nin her şeyini haklı çıkarmaz.

AK Parti hareketinin içinde yer alan veya bu harekete destek veren kimselerin iktidara yönelik eleştirileri bile “davaya ihanet” diye damgalanıp lanetlenebiliyor, halbuki dostça uyarı ve nasihatin teşvik edilmesi lazım.

Bazen yersiz, anlamsız, hatta akla ziyan eleştiriler de gelir… Gelsin!

Mühim olan, istişare ilkesini / kültürünü yaşatmak.

***

Akıl akıldan üstündür.

Bunu aklımızdan çıkarırsak, bunun gereğini yapmazsak, çürümenin, paslanmanın, “metal yorgunluğu”nun ve dahî mental yorgunluğun önüne geçemeyiz.

HABERE YORUM KAT

5 Yorum