Dost Tv Yöneticisi Kardeşlerime
Dost tv kanalı yayın hayatına başlayalı beri yayınlarını izlemekteyim. Tematik yayın anlayışını benimseyen Dost tv, genelde Bediüzzaman Sadî Nursî hazretlerini ve onun eserleri Risale-i Nurlar’ı gündem etmektedir. Bununla birlikte ilgi saham olan; Kur'an Öğreniyorum, Rahman'ın Ayetleri, Bir Ayet Bir Yorum, Kur'an Dostları, Vahiy İklimi gibi Kur’an ve onun üzerine sohbet ve araştırmaların yer aldığı programlarda bulunmaktadır. Ayrıca Cuma günleri Harem-i Şerif’ten canlı Cuma namazı yayınları, farklılık arz eden ve ilgi çekici programlardan biri olarak dikkat çekmekte.
Ankara ili ezan vakitlerine göre beş vakitte ezan okunarak hem ulusal yayınlar yapan tv kanalları hem de diğer İslami hassasiyeti olan tv kanalları içinde hemen hemen bir ilke imza attıklarını da gözlemlemekteyim. Her ne kadar ulusal düzeyde yayın yapan Hilal televizyon kanalında da İstanbul için bu durum söz konusu olsa da Dost tv’yi bu güzel hizmete ilk başlayan kanal olarak biliyorum. Hemen her vakitte ezanı, duasını ve bunlar sonrası Senai Demirci’nin seslendirdiği; insanların her namaz vaktine göre dünya hayatındaki konumunu yorumlayan manzum fragmanını kaçırmadan defalarca da olsa izlemeye çalışmaktayım. Bunlardan manevi bir haz aldığımı peşinen söylemeliyim.
Bütün bunlar Dost tv yayınları hakkında olumlu düşüncelerimiz ancak ne var ki, her ezan vaktinde bendenizi rahatsız eden olumsuz bir hususu gündem etmeden de duramayacağım.
Ankara iline göre her vakit okunan ezan’la beraber ekrana gelen fragmanlarda, ezan süresince Ankara ilinde okunan ezan vaktine göre diğer Türkiye şehirlerindeki merkezlere ait ezan vakitleri, saatleri ve fotoğraflar ekrana gelmektedir.
Bununla beraber ezan ve ezan duası sırasında da dünya’daki bazı merkezlerdeki ezan vakitleri, bu şehirlerin fotoğrafları da yayınlanmaktadır.
Ankara ili ezan vaktini gösteren büyük boy fotoğrafın yanında, üçer adet diğer Türkiye şehirleri ve dünya merkezlerinin sırasıyla yayınlanmaktadır. Ezan ve duası ile ilgili bu fragmanların yayını esnasında uzunca bir zamandır dikkatimi çeken olumsuz gördüğüm bir durum var.
Ezan okunurken veya ezan duası sırasında görüntüye gelen İran, İspanya ve Kudüs’ün birlikte yer aldığı fragman esnasında Kudüs sahipsiz olarak verilmektedir. Yani Kudüs’te bulunan Hz. Ömer Camii fotoğrafıyla birlikte, Kudüs’teki ezan vakti yazılmakta ve ilgili yer Kudüs olarak belirtilmekte fakat Kudüs’ün hangi devlete ait olduğu yazılmamaktadır.
Bu durum birkaç aydır devam ediyor. Gözden kaçabileceğini düşünerek Hüsn-i zan etmeye çalıştım fakat aynı fragmanların devamı olarak yayınlanan karelerde Macaristan’ın ismi “Maceristan” olarak yanlış yayınlanmaktaydı Lakin bu yanlışlık fark edilerek çabucak düzeltildi ve tekrar doğru isim olan Macaristan yazısı ekranlara geldi.
Demek ki ya kanal yetkilileri ya da seyircilerin ikazı ile bu yanlış durum fark edilerek sorun düzeltildi. Amma velâkin aylardır Filistin fotoğrafı üzerindeki Kudüs sahipsiz olarak yayınlanmaya devam etmekte.
Doğrusu manen haz aldığımı belirttiğim bu yayın esnasında aynı zamanda elem duymaktayım. Kudüs neden sahipsiz bırakılmaktadır?
Efendim! bu durumu savunmak için Kudüs’e fiili olarak İsrail devleti hâkim, Kudüs’ün ait olduğu devlet olarak İsrail adını yazsak bizi yaralar diyebilirsiniz ancak İsrail’in bu hâkim konumu onun işgalci devlet statüsünden geldiği herkesçe malumdur. Dolayısıyla saldırgan ve işgalci İsrail devleti Kudüs’ün sahibi olarak asla gösterilemez, gösterilmemelidir.
Şayet Kudüs üç semavi din taraftarlarına ait olmalıdır dolayısıyla herhangi bir devlet adı yazmasak daha uygun olur diye düşünmüş olsanız bile uluslar arası hukuka göre buda mümkün değildir. Türkiye, Filistin'in bir Arap ve bir Yahudi Devleti arasında bölünmesi ve Kudüs'e "corpus seperatum" statüsü verilmesini öngören 181/1947 sayılı BM kararına Müslüman devletlerle birlikte ret oyu vermiştir. Kudüs'ün, “Corpus seperatum” statüsü, Birleşmiş Milletler yönetiminde özel bir rejime tabi olmasını öngörmekte ve şehrin o dönemdeki mevcut Kudüs Belediyesi ile çevresindeki köy ve kasabalardan oluştuğunu belirtmekteydi.
ABD dâhil, uluslararası toplum İsrail'in, Kudüs'ün "bölünmeden sonsuza dek başkenti olacağı" iddiasını kabul etmiyor. Görüldüğü gibi sadece Türkiye cumhuriyeti açısından olaya bakmış olsanız bile Kudüs’ü, İsrail’de göstermeniz mümkün değildir.
Tamam ama ortada doğru dürüst bir Filistin devleti yok deseniz belki doğru olabilir ancak özerk olarak kabul edilse bile İsrail işgal etmeden öncesinde Filistinlilerin toprağı olarak tescillenmiş Kudüs’ün, Filistin devleti olarak sahiplendirilmesi doğru veya mantıklı veya daha adil olmaz mı? Ayrıca Siyonist İsrail’in Müslüman dünyasının gözünün içine baka baka işgal ettiği Filistin toprakları ve hususen Kudüs’ün sahibi olarak, inadına Filistinlilerin gösterilmesi haklı ve doğru bir İslami hassasiyet olacaktır kanaatindeyim.
Siyonist İsrail devletinin ırkçı, saldırgan, müfsit tutumunu kırmak için psikolojik açıdan bir darbe olarak, Kudüs’ün; şimdi işgal altında olsa bile ilerde Filistinlilerin kuracakları Filistin devletine ait gösterilmesi, daha uygun, mantıklı ve İslami bir tavır olmaz mı?
Yahudi mukaddes kitabı Tevrat’ta bile kaydedilen bir gerçek olan, Filistin topraklarının binlerce yıldır sahibi ve yerleşik milleti olan Filistinliler, Kudüs’ün sahibi olarak gösterilmeye müstahak değil midir?
Hadi bunları da geçtik bir Osmanlı devleti bakiyesi bir nesil Müslümanları olarak; 1517–1917 yılları arasında dört yüz yıl Osmanlı hâkimiyeti altında kalan ve ondan Filistinlilere miras Kudüs’e, işgalci İsrail’den ziyade Filistinlileri hak sahibi göstermemiz gerekmez mi?
Hüsn-i zan ederek Kudüs hakkındaki bu yanlışın düzeltilmesini Dost tv kanalı yöneticisi kardeşlerimden istirham ediyorum.
YAZIYA YORUM KAT