1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. “Dost” Kuvvetler “Devlet-Millet Düşmanı” Mı?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

“Dost” Kuvvetler “Devlet-Millet Düşmanı” Mı?

24 Ocak 2010 Pazar 01:23A+A-

Yanlış işler. Hisarcıklıoğlu ve Köksal Toptan’ın da adı yeni listede çıktı..

Hisarcıklıoğlu hemen bir basın toplantısı ile iddaları reddetti. Darbecilerle birlikte olmayacağını söyledi. Hikmet Çetin de öyle. Hatta Ulusalcı kanada yakın olarak bilinen bazı isimlerde bu iddialar karşısında açıklama yapmak zorunda kaldı ve birçok kişi de bu bilgi ve belgeler ışığında kendi pozisyonunu yeniden belirleme gereği duydu.. Komplo geri tepti..
Genelkurmay’ın açıklaması her zamanki gibi.. Ulusalcı kanattan gelen öfkeli açıklamalar, meydan okumalar şecaat arz etmekten öte bir anlam kazanmadı..
Refahyol hükümetinin önüne 28 Şubat’ta yemesi gereken isimler servis edildiğinde yemedi, onlar Refahyol hükümetini yedi..
Erdoğan şanslı. Anayasa Mahkemesi kararı ile sonuçta Erdoğan’ın elini güçlendiriyor.. Hatta şu kar-kış havası bile..
Bu planlar ilk Gül zamanında servis edildi. Olmadı. Erdoğan beklendi. Erdoğan belge ve bilgileri gördü ve zaman kazanmaya çalıştı.. Sonunda arkası arkasına davalar açılıp Özden Örnek’in anıları NOKTA’da yayınlanınca yapacak başka bir şey yoktu.. Neye niyet, kime kısmet. Kazdıkları kuyuya düştüler.. EMASYA, İç Hizmet Yönetmeliği, Anayasa Değişikliği için tarihi bir fırsat ortaya çıktı..
Aslında MİT ve Emniyet’in, hükümete servis etmesi gereken dosyalar bugün TARAF’ın manşetinden yargının, iktidarın ve toplumun önüne konuyor..
Yüksek yargıda kim kimdir, Hangi milletvekili nerede duruyor. Hangi bürokratlar kimin adamı artık belli. ATO başkanının adı yeni planda da geçiyor..
Bana kalırsa Hisarcıklıoğlu, doğrudan işin içinde değil. Ama derin yapıların ajandasında adının olmadığı anlamına da gelmiyor bu.. O günlerde ben meydanlardaydım. Bu planda benim için de yazılmış bir senaryo olmalı.. Ve TOBB içinde adı not edilen başkaları da olmalı. Hisarcıklıoğlu seçilmiş ve atanmış mesai arkadaşları ile birlikte dirsek teması var olsa gerek.. Hisarcıklıoğlu’nun iş ve siyaset dünyasından ekibi olarak gördüğü bir sürü isim var.. ATO Başkanı Sinan Aygün’e olan ilgisi de, o tutuklandığında tartışma konusu olmuştu hatırlarsanız..
Hisarcıklıoğlu, bana göre tümü ile onların adamı değil. Onlar Hisarcıklıoğlu’nu bir şekilde yanlarına alabileceklerini düşünüyorlar.. Hisarcıklıoğlu da, bu ülkede böyle bir derin gerçeğin farkında.. Kötü ihtimal gerçekleşirse, kaybedenlerin yanında değil, kazananların yanında olmak gibi bir hesap yapmış olabilir. Hatta belki, fırsat bulursa darbecilerin yanında durup fırsat bulursa Özal’ın yaptığını yapmak, kendini ve arkadaşlarını koruma hayalleri kuruyor olabilir.. Gerçek ne olursa olsun, bu saatten sonra, korku ve umudla derin güçlere yakın duranlar için artık bu yapı bir tehditten başka bir anlam kazanmıyor.. Onun iktidara ilgisini konu ettiğim bir yazım üzerine telefon görüşmemizde de ben düşüncemi söylemiştim kendine..
Köksal Toptan da Demirel’e yakın bir isim.. Bunu bilmeyen yok. İlk Meclis Başkanı olduğunda onu ilk ziyaret edenlerden biri idim. Demokrasilerde parlamentonun yeri ve karar alma süreçleri konusunda konuştuk, bazı önerilerim olmuştu. Çok sıcak karşıladı, sonra birden teması kesti.. Şimdi düşünüyorum da.. “Kıratın yanında duran ya huyundan, ya suyundan” mı yoksa!.. Darbe karşıtı olmaktan öte söyleyecek sözleri olmalı Toptan’ın..
Hikmet Çetin’i de yıllardır izlerim.. Siyasi Joker olarak, sağa yakın bir sol.. Ketum, söz dinler. Devleti yakından tanıyan bir isim..
Bizim adımız listede “Kalemi kırılacaklar” listesinde çıktı.. Ya ötekilerin gözünde “Dost kuvvetler”den olsaydık, Allah korusun!..
Şimdi, tam da afişe çıkma zamanı.. “Haksızlığa, zulme, sömürüye, vurgun ve yağmaya, cinayetlere karşı Balyoz Harekatı: VAKİT.. Ellerinde balyozları ile (Testere değil), listede adı geçen yazarların fotoğrafları.. Kemal Güler ya da Yalçın Turgut çiziyor: Ellerinde kalemleri, silgi yerinde balyozları ile..”
Baksanıza 36 gazeteciden 21’i dini kimliği ile öne çıkan isimler. Diğerlerinin toplamı 15. Bunların 8’i Vakit’ten.. Bir de, Bakanlar Kurulu için düşünülen şu listeye bakar mısınız: Rifat Hisarcıklıoğlu (Başbakan). Hikmet Çetin (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Yıldırım Aktuna (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Necmettin Karaduman (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Süheyl Batum (Devlet Bakanı), Mehmet Moğultay (Devlet Bakanı), Mehmet Nuri Yılmaz (Devlet Bakanı), Türkân Saylan (Devlet Bakanı), Mehmet Seyfi Oktay (Adalet Bakanı), Kemal Yavuz (Milli Savunma Bakanı), İsmet Sezgin (İçişleri Bakanı), İsmail Cem (Dışişleri Bakanı), Zekeriya Temizel (Maliye Bakanı), Kemal Gürüz (Milli Eğitim Bakanı), Ömer İzgi (Bayındırlık ve İskan Bakanı), Kemal Alemdaroğlu (Sağlık Bakanı), Işın Çelebi (Ulaştırma Bakanı), Köksal Toptan (Tarım ve Köyişleri Bakanı), Bayram Meral (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı), Hüsamettin Özkan (Sanayi ve Ticaret Bakanı), Rüştü Kâzım Yücelen (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı), İstemihan Talay (Kültür Bakanı), Eyüp Aşık (Turizm Bakanı), Hikmet Uluğbay (Orman Bakanı), Nur Serter (Çevre Bakanı). Tabii bunlar konu mankeni, dekor malzemesi olarak düşünülmüş isimler. Yoksa sonuçta onları o koltuğa oturtanlar verecek kararı.. Bir albayın siyasi sekreteri olarak orada bulunacaklar. Cumhurbaşkanlığı için de çok istekli bir kukla düşünmüşlerdir herhalde..
CHP, DSP, MHP, DYP koalisyonu gibi bir kabine.. Darbecilerin gözünde Hisarcıklıoğlu’nun buradaki rolü, aslında başbakanlık değil, başka bir şey gibi sanki.. AK Parti’ye yakın biri ya.. Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz’ı da Diyanet’ten ve Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı yapacaklarmış anlaşılan.. Birkaç da Alevi bakan serpiştirilmiş aralarına.. Encümen-i Daniş’ten Karaduman da var aralarında. Tam da Demirel’in kaleminden çıkmış bir Bakanlar Kurulu listesi gibi..
Şimdi, bana kalırsa bu iş bitmedi. Birileri köşeye sıkışmış durumda. Saldıracaklar.. Hem de hiç beklenmedik yerden ve beklenmedik bir biçimde, İsrail ve ABD’nin şahinleri bu işe destek verecekler..
Bana kalırsa Güneydoğu’da başarısızlar.. Ama Doğu Karadeniz’e ve İzmir’e dikkat. Hatta bu operasyonun ucu ülke dışına da çıkabilir.. İktidarı küçük düşürmek ve dış ilişkilerini baltalamak için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar.. Ama oyun deşifre olduktan sonra şimdi işleri daha da zor..
Hükümet ne yapacaksa, hemen şimdi yapmak zorunda.. Demokrat maskeli darbecilere dikkat.. Erdoğan ve Gül’ün kendi çevresine şimdi daha çok dikkat etmesi gerekiyor.. Bundan sonra her şey olabilir.. Her yolu deneyecekler. Çünki köşeye sıkıştılar ve zaman onların aleyhine işliyor.. Bunların AB, İsrail ve ABD’ki uzantılarına dikkat.. Bunların sermayedeki uzantılarına ve işbirlikçi Mediaya dikkat.. “Ulusu” gibi, Encümen-i Daniş çevresindeki, nisbeten diğerlerine göre deşifre olmamış aktörler sahaya sürülebilir. Bu arada Demirel’in çevresine dikkat..
Taraf’taki ifşaatları zamanında ve doğru okumak gerek.. Eğer iktidar rolünü iyi oynamayacak olursa, ağır bir bedel öder.. Ha! Şu var, bu iktidar gider, ülke iç savaşa sürüklenir. Sonunda bu işin ucu nereye varacaksa varır. Ve sonra sel gider kum kalır. Bu işe sebeb olanlar hayal bile edemeyecekleri ağır bir bedel öderler.. Hitler’e, Musolini’ye, Stalin’e benzer akıbetleri.. Ve IRMAK TEKRAR KENDİ YATAĞINI BULUR. Sadece bu sürecin, zaman, kan, can ve iktisadi maliyeti çok yüksek olur..
Bunu görecek kadar, öfkesi aklını zail etmemiş feraset sahipleri de şimdi durdukları yeri gözden geçirip söylemeleri gerekeni söylerler..
Bu iş burada bitmeyecek.. Gelecek günler de daha da heyecan verisi gelişmeler gündeme gelebilir..
Bana kalırsa Genelkurmay Balyoz konusunda hazırlıksız bir şekilde çok erken bir açıklama yaptı. Ne kabul etti, ne red.. 5000 sayfayı aşan bu plandan haberdarsa şimdiye kadar neden gereğini yapmadı? Yok haberdar değilse, niçin açıklamaların devamını beklemedi ve bugüne kadar bu kadar kapsamlı bir plandan habersiz olabilir.
Eminim şimdi, yine, her zaman olduğu gibi iddiaları değil, bu bilgilerin kim tarafından nasıl sızdırıldığını aramaya koyulacaklar.. Ayıp olmuyor mu biraz?.
Sahi Genelkurmay gerçekten nasıl BBG evine döndü böyle.. Genelkurmay belgeleri, Kozmik oda dosyaları manken kızların, sauna çetesi hosteslerinin, çetecilerin evlerinden çıkıyor.. Kapsamlı planlar gazetecilerin çekmecelerinde bekletiliyor. General eşlerinin konken partilerinde konuştukları konular bunlar artık ya hu!. İstihbarat örgütleri, bütün bunlar olurken uyuyorlar mı idi?
Selâm ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT