Doğu Guta'da Kimyasal Silah Katliamının 6. Yılı
Beşşar Esed rejiminin kimyasal silahla bin 400'ün üzerinde sivili öldürdüğü saldırının 6'ncı yılında, katliamın görgü tanıkları, sorumluların hala yargılanmamasından derin üzüntü duyuyor.
Esed rejiminin 21 Ağustos 2013'te başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silahla bin 400’in üzerinde sivili öldürdüğü saldırının üzerinden 6 yıl geçti.
Bu süre içerisinde rejim, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü'ne stokunu imha etme taahhüdü vermiş olsa da birçok kez daha kimyasal silah kullanarak sivilleri katletti.
Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto ettiği tasarılar, katliamın sorumlularının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesini engelledi.
Binlerce sivil yerlerinden edildi
İç savaşın en kanlı katliamlarına ve en sıkı ablukasına maruz kalan bölgelerin başında gelen Doğu Guta, 12 Nisan 2018'de başlatılan tehcirle rejimin kontrolüne girerken binlerce sivil Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgeleri ile İdlib'e göç etti.
21 Ağustos Doğu Guta kimyasal silah katliamının tanıkları, sığındıkları muhalif bölgelerde basına değerlendirmelerde bulundu.
Doğu Guta'nın Hammuriye beldesinden Ebu Ala, saldırı anında şahit olduklarını unutamadığını belirterek, "Sağlık merkezlerinin gazdan etkilenenlere müdahale etmek için yerleri kalmamıştı. Hepsinin ağızlarından köpük geliyordu. Gözleri büyümüş, nefes almaları çok farklıydı." diye konuştu.
Ebu Ala, rejiminin saldırıyı "terörist" diye adlandırdığı muhaliflerin üstüne yıkmaya çalıştığını ancak halkın bu tür silahların ancak rejimin elinde bulunduğunu bildiğini vurguladı.
Altı yıl geçmesine rağmen katliamın sorumlularının yargılanmamasından derin üzüntü duyduklarını belirten Ebu Ala, "Kimyasal silahlarını imha ettiğini iddia eden rejim, sadece Doğu Guta’yı değil, ardından Han Şeyhun’u ve diğer yerleri de kimyasal silahla hedef aldı. Allah inşallah bu katliama olanak sağlayan ve sessiz kalanlardan intikamımızı alır." değerlendirmesini yaptı.
"Kollarımızda ölen insanlara hiçbir şey yapamadık"
Mahmud Humsi Ebu Cabir de bölgedeki Cisrin beldesinde ikamet ettiklerini, saat 02.00 sularında kapılarının çalınarak uyandırıldıklarını söyledi.
"Zemelka ve Ayn Terma'ya kimyasal silahla saldırı olduğunu öğrendik. Evde ne kadar ilaç varsa aldık ve dışarı çıktık. İnsanlara yardım etmeye çalıştık." diyen Ebu Cabir, "Kollarımızda ölen insanlara hiçbir şey yapamadık. Bu şahitlik ettiklerimizin en zor olanıydı." diye konuştu.
Bir başka görgü tanığı Ebu Riyad da uluslararası topluma seslenerek, "Artık katil rejimin bu saldırıdan ötürü yargılanmasını istiyoruz. Herkesin rejimin bizi kurban ettiğini görmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Saldırılan yüzde 98'i rejim tarafından düzenlendi
Berlin merkezli Küresel Kamu Politikası Enstitüsü tarafından "Saklanacak hiçbir yer yok: Suriye'de Kimyasal Silah Kullanımının Mantığı" başlıklı bir rapor yayımlanmıştı.
Rapora göre, Suriye'de 8 yıldır devam eden iç savaş sırasında düzenlenen en az 336 kimyasal saldırının yüzde 98'i Beşşar Esed rejimi tarafından düzenlendi.
Kaynak: AA, Mepanews, Twitter, Haksöz-Haber
HABERE YORUM KAT