Doğu-batı
Güney Batı ve Batı, Doğudan korkuyor.. Güney Doğu ve Doğu da Batıdan korkuyor..
Kürtler bizim Kara derililer.. Selanikliler Beyaz Türk..
Karaderililer çoğunluğu oluşturuyor.. Namaz kılanlar, sakal bırakanlar, başlarını örtenler hep Kara derili..
Beyaz derililere gelince, toplumun kaymak tabakası.. Hemen hepsi laik. Tuzu kuru. Tahsilli. Zengin.. Şu burjuva denilen takımdan ama “Türkiye tipi” tabii.. CHP artık bir aydın hareketi de değil..
Bu referandumda baktınız mı, sosyetenin oyu CHP’ye gitti.. MHP Beyaz Türklerin bekçiliğine soyundu..
CHP solcuydu hani!.. Hani işçilerin haklarını koruyan bir parti idi!.. Hani demokrattı, özgürlükçüydü, inkılabçıydı, halkçıydı, laikliği savunuyordu!..
Bugünki CHP demokrat filan değil. Sol da değil, halkçı da değil, Cumhuriyetçi de.. Devletçi de değil.. Özel sektörün kontları CHP’ye destek verdi.. İnkılabçı hiç değil. O bir muhafazakâr.. Laik desen, din karşıtı, jakoben bir hareket. Laik filan da değil.. Çağdaş değil, muhafazakâr.. Özgürlüklere karşı. Hatta adalet, barış, özgürlük, demokrasi taleplerini rejime yönelik tehdit kabul ediyor..
Adında cumhuriyet var ama, cumhuriyetin kelime anlamını bile bilmezler.. Güya çoğunlukçuluğu savunurlar ama çoğunlukla başları belada.. Bu nasıl cumhuriyetçilikse..
Suç’u örtmeye çalışıyor ve suçluları himaye ediyor. Darbecilere yardım ve yataklık ediyor. CHP’nin arkasında olmadığı hiçbir darbe yoktur.. CHP militarizmin yılmaz savunucusudur..
Halkçı filan da değil, halkın inancı, tarihi, dili, kimliği, kültürü, kıyafeti ile sorunu vardır..
Darbecilerin, çetelerin avukatlığına soyunmaları boşuna değil..
MHP’nin hali daha bir garip.. Dün, soğuk savaş günlerinde vuruştukları kadrolarla can ciğer kuzu sarması oldular.. Sonuç ortada, ülkücüler MHP’nin elinde bulunan belediyelerde dahi ‘evet’ çıkmasını Bahçeli’nin yenilgisi olarak görüyorlar. Tabiatıyla MHP’nin elinde bulunan 10 belediyeden 8’inde ‘evet’ sonucunun çıkması MHP yönetiminin sorgulanmasına yol açtı.
Bahçeli’nin referandum sürecinde oynadığı rol, bildik, alışılagelenin dışında idi.. Sanırım onun bu emrivaki ile hayata geçirdiği icraat kendi siyasi kariyerinin de sonu olacak gibi gözüküyor..
CHP’nin 6 oku kırıldı, MHP’nin 9 ışığı söndü.. Şimdi iki “ahbab çavuş”, yenilginin önlerine koyduğu tabloda %43’ü bölüşmeye çalışıyorlar ama, aslında bölüşecekleri %43 değil, %35.. Çünki gerisi DSP, İP, BTP, DP, YP, GP ve daha bir düzineye yakın paydaşa ait. CHP’ye %25 verseniz MHP barajın altında kalır. MHP %15 deseniz CHP hapı yutar. Ortalama %8-10 kayıp var..
İlk kamuoyu yoklamalarında MHP’nin de CHP’nin de oranını göreceksiniz. Bakın BBP orada artık diğerleri kategorisinde değil, ayrı bir başlık olarak görülecek. Halep orada ise arşın burada!.
Bahçeli, MHP’li ülkücüleri, CHP’nin idealleri uğruna kullanmaya kalktı.. Ama bu oyun geri tepti. Bahçeli ve ekibi suçüstü oldu.. Derin ittifak deşifre oldu..
Aslında bu üç parti, CHP, MHP, BDP çatışma kültürü üzerine, korku kültürü üzerine siyaset yapıyor.. MHP ve BDP uçlarda.. İkisi de bir paranın iki yüzü gibi. Biri varlığını diğerine muhtaç.. CHP ise fünye görevi yapıyor.. Bu ikisi çatışsın ki, CHP’nin derununda gizli Beyaz Türkler bunların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretsinler..
Türk Ergenekonu ve Kürt Ergenekonu en çok hangi yapıların içinde gizli bir bakın bakalım.. CHP’nin Ergenekonun avukatlığına soyunması boşuna değil..
Militarizmin planlarında, senaryolarında hep bu kadroların adının geçmesi de boşuna değil..
Yüksek yargı artık CHP’nin arka bahçesi olmaktan çıkacak..
MHP için de artık şartlar giderek zorlaşıyor.. Askeri vesayet rejimini savunanlar için de durum aynı..
Şimdi, bundan sonra katılımcı, şeffaf, çoğulcu bir yönetimle birlikte, darbeciler hesap vermeye başlayınca, yeni tanıklar ve sanıklar ortaya çıkabilir..
Bana kalırsa Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK içinde daha birçok kişinin kapısı çalınır..
CHP ve MHP içindeki birtakım kişilerin tedirginliklerinin arkasında bana kalırsa bu korku var.. Bunlar şimdi, başkalarını kurtarmayı bıraksınlar da, önce kendi başlarının çaresine baksınlar. Kelin ilacı olsa önce kendi başına çalar zira..
Siyasette taşlar yavaş yavaş yerine oturacak.. Birileri koltuğuna veda etmek zorunda kalacak bana kalırsa..
DP, DSP, İP, TKP, ÖDP, GP filan diye bir parti sanki yok artık. Referandum boyunca sesleri hemen hemen hiç çıkmadı. Mahkemeden “Hayır” diye sesini yükseltmeye çalışan Tuncay Özkan’ın Yeni Parti’si, Osman Pamukoğlu’nun Hak ve Eşitlik Partisi yok hükmünde. Yurt Partisi diye bir parti vardı değil mi? Kimin radyosu, Tv’si, gazetesi, dergisi var ama bir sürü parti tabela partisi durumuna düştü..
Bu seçimlerden sonra Doğu-Batı çatışması için kollarını sıvayanlar herhalde oturup bir daha düşünmek zorundalar..
Bu gidişin kimseye faydası yok. Ülkeye faydası olmadığı gibi kendilerine de faydası olmadığı açık..
Bu gidişle keskin sirke misali kendilerine zarar verecekler ve siyaset sahnesinden çekip gidecekler..
Sahildekiler de korkularının gerçek olmadığını görecekler.. Belki yaşlılar bu fobiden daha geç kurtulabilirler ama, çocukları paranoyaya prim vermeyecekler..
Belki CHP, Kemalist laikçi, ulusalcı, militarist, darbeci çevrelerin propagandalarından kurtulabilse, biraz kendisine gelebilir ama, kendi gettolarında yaşadıkları sürece bu korkudan kurtulmaları zor.. Bu korku sanki bir paranoyaya dönüşmüş gibi..
Belki de, geçmişte kendilerinin bize yaptıklarını bu gidişle bizim kendilerine yapacağımızdan korkuyor olabilirler.. Yani kendi zulümlerinin şiddeti korkutuyor olabilir onları..
Ya başörtüsü konusunda kendilerinin bize yaptıklarını, ya örtünmeleri konusunda biz kendilerine yaparsak..
Bu bir vahşet olur.. O zaman korkmakta haklıdırlar belki de.
Bu nesil korkuları ile yaşamayı öğrenecek.. Ya da Sezer’in yaptığı gibi, kendilerini evlerine hapsedecekler..
Önerim, okudukları gazete ve dergileri değiştirsinler. Kitapları değiştirsinler, izledikleri internet sitesi, radyo - Tv kanalını değiştirsinler. Mail gruplarını, facebook arkadaşlarını değiştirsinler.. Halkın arasına karışmayı denesinler.. Belki normalleşmeye başlarlar biraz..
Ya da bir psikoloğa gitsinler. Mesela, onlara Nevzat Tarhan’ı önerebilirim. Hani o askerlerin dilinden, bu korku psikolojisinden daha iyi anlar. Kendileri asker kökenlidir de..
Selâm ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT