Diyarbakır’daki “Amerikan İftarı” Protestosu Üzerine
Rıdvan Kaya, dün akşam Diyarbakır’daki “Amerikan İftarı” protestosu ve sonrasında yaşananlara dair sosyal medyada ve sitemizde Özgür-Der’in hedef alınması hakkında yazdı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin çadırında ABD Adana Konsolosluğu sponsorluğunda verilecek iftarın protestosunda yaşananlar sonrasında sosyal medyada ve sitemizde ilgili haberin yorum kısmında birtakım suçlamalarda ve hakaret de içeren ithamlarda bulunuldu. Konuyla ilgili Rıdvan Kaya, hem yaşanan olayı değerlendirdi hem de eylem ahlakı ve kardeşlik hukukuna dair bazı hatırlatmalarda bulundu.
Diyarbakır’daki “Amerikan İftarı” Protestosu Üzerine
Rıdvan Kaya / Haksöz-Haber
Diyarbakır’da İslami kuruluşların gerçekleştirdikleri protesto eylemi sırasında yaşanan olayların kimi çevrelerce kasıtlı yorumlara ve iftiralara malzeme edilmeye çalışıldığı gözlemleniyor. Bir taraftan başta Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak olmak üzere Kürt milliyetçisi çevreler ve şahıslar ABD’nin protesto edildiği eylemden ötürü İslami çevrelere yönelik her zamanki seviyesiz ve kalıplaşmış hakaretlerini yağdırmaktalar. İftirayı meslek edinmiş bu çevrelerin saldırganlıklarına diyeceğimiz bir şey yok! İlişmeye çalıştıkları ABD emperyalizminin gölgesinde onlara mutluluklar diliyoruz!
Ne yazık ki, asıl düşündüren ve rahatsızlık verici olan tutum ise içeriden kaynaklanmaktadır. Eylemi destekleyen kimi kuruluşların mensuplarınca protesto eylemi ile ilgili belirlenen çerçeveye uyulmamasını eleştiren Özgür-Der’e yönelik olarak bilhassa sosyal medyada itham ve iftiralarda bulunulması konunun asıl rahatsız edici boyutunu teşkil etmektedir.
Amerikan Şovu’na Sessiz Kalınamazdı!
Bilindiği üzere İslami camiaya mensup 72 kuruluş Gazze’ye yönelik Siyonist saldırganlığı protesto eylemleri çerçevesinde 15 Temmuz Salı günü akşamı ABD Adana Konsolosluğunun sponsorluğuyla Büyükşehir Belediyesi çadırında düzenlenmesi planlanan iftara yönelik bir protesto eylemi organize etmişti.
Şüphesiz ABD destekli Siyonist saldırganlığın kudurmuşçasına Gazze’de kardeşlerimizi katlettiği bir vasatta emperyalist ABD’nin Diyarbakır’da yoksul Kürt halkı üzerinden propaganda yapmaya kalkışmasına sessiz kalmak Müslümanlara yakışmazdı. Aynı şekilde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin bu emperyalist katillerin propagandalarına aracılık etmesi, Diyarbakırlı muhtaç insanları bu kirli girişime alet etmesi de kabul edilebilir bir şey değildi. Bu noktada bu “iftar şovu”nun protesto edilmesinin gayet haklı ve adil bir eylem olduğunun ve bu kirli girişime karşı çıkan Müslümanları “IŞİD teröristleri, gericiler, fanatikler” vb. sıfatlarla karalamaya kalkışanların sadece kendi zilletlerini ve suçlarını örtme telaşı içinde olduklarının altını çiziyoruz.
Bununla birlikte protesto eylemi sırasında yaşanan taşkınlık ve sonrasında gelişen olaylara ilişkin olarak Özgür-Der Diyarbakır Şubesinin verdiği tepkinin ve konu hakkında yapılan haberden ötürü Haksöz-Haber’in, protesto eylemini organize eden kuruluşlardan birinin mensuplarınca yoğun bir biçimde karalanmaya çalışılmasının ve haksız, mesnetsiz suçlamalar yöneltilmesinin ise çok daha rahatsız edici bir tutum olduğunu hatırlatıyoruz.
Eylem Ahlakı ve Disiplini Şarttır!
Birlikte karar alınmış ve ortak organize edilmiş bir eylemin belirlenmiş çerçeve içinde gerçekleştirilmesi, bırakalım ahde vefa yükümlülüğü içinde olması gereken Müslümanları, en basit bir eylem ahlakı ve disiplinine sahip her kuruluş ve çevrenin gözetmesi gereken bir ilkedir. Bu eylemle ilgili olarak ortak alınmış kararın dışına çıkılmış olması ve önceden belirlenmemiş noktalara vardırılması, sonucu her ne olursa olsun, başta o eyleme ilişkin karar alanların iradelerine yapılmış bir saygısızlık olarak görülmeyi ve reddedilmeyi gerektirirdi. Müslümanların birbirilerini birlikte iş yapma hukukuna uygun davranmaya, eylem ahlakına ve disiplinine riayet etmeye çağırmaları gereksiz ya da yanlış bir tutum değil, bilakis sorumluluktur ve buna uyulmadığında tavır koymaları da haktır.
Bahsi geçen eylemde protestonun sınırı net olarak belirlenmiş olmasına rağmen, bir grubun üstelik de tayin edilmiş eylem saatinden önce alana gelerek, fiilî müdahaleyle iftar çadırını tahribe yönelmesi fevri bir tutum ve asgari düzeyde disiplinsizlik olarak tanımlanmayı gerektiren yanlış bir davranış olmuştur.
Konu hakkında Özgür-Der’in, Özgür-Eğitim Sen ve Islah-Der ile birlikte yaşananları provokatif olarak niteleyip eylemden çekildiğini açıklamasına yönelik olarak bilhassa sosyal medyada ve Haksöz-Haber’de yayınlanan haberin altındaki yorum bölümüne yansıyacak şekilde yoğun bir karalama kampanyasının yürütüldüğünü gözlemlemekteyiz.
Soruyoruz: Çıkan olaylar üzerine eylemin sözcülüğünü yapan yetkilinin provokasyon ortamına işaret ederek gruba dağılma çağrısı yaptığı bir vasatta yaşanan gelişmeleri “provokasyon” olarak nitelemek neden yanlış olsun? Belirlenmiş çerçevenin aşılması ve kontrol dışına çıkılması başka nasıl nitelenebilirdi ki? Kaldı ki, yapılan açıklamada eleştirilen şey eylemde sergilenen tutum olmuştur, ne isim vererek ne de dolaylı bir tarzda bir gruba, camiaya, kuruluşa yönelik bir eleştiri ya da imada bulunulmamıştır. (...)
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ >>>