1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Diyarbakır'da İdam Kararları Protesto Edildi
Diyarbakır'da İdam Kararları Protesto Edildi

Diyarbakır'da İdam Kararları Protesto Edildi

Mısır cuntasının aldığı idam kararları Diyarbakır’da düzenlenen kitlesel basın açıklamasıyla lanetlendi.

12 Nisan 2014 Cumartesi 00:00A+A-

Diyarbakır’da 72 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla Mısır cuntasının 529 İhvan mensubu için aldığı idam kararına ilişkin kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Ulu Camiinde Cuma namazı çıkışı toplanan Müslümanlar açtıkları pankartlar, taşıdıkları dövizler, attıkları sloganlar ve okudukları basın açıklamasıyla cuntanın infazlarına ve aldığı idam kararlarına sert tepki gösterdiler.

“Mursi’ye ve Mısır’daki Müslüman Kardeşlerimize Bin Selam!” ve “Cuntanın İdam Kararları Müslüman Kardeşlerimizi Yıldıramaz” pankartlarının açıldığı eylemde İsrail, ABD ve Sisi’ye lanetler yağdı.

Sembolik olarak bir kişinin idam edildiği eylemde birçok kişi de kefen giyerek cuntanın idam kararlarını tanımadığını ve 530. idamın da kendileri olduğu mesajı verdi.

Eylemde 72 kurum adına basın açıklamasını Abdurrahman Ergin okudu.

3486934870348713487234873

Okunan basın açıklamasının tam metni:

MISIR CUNTASININ İDAM KARARLARI İSLAMİ DİRENİŞİ YILDIRAMAZ!

Kardeş ülke Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur.  Bu kararı veren mahkemenin, geçtiğimiz 3 Temmuz’da askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbenin emrinde olduğu aşikârdır.  Aynı askeri cunta 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü Adeviyye Meydanı’nda üç bin’i aşkın sivili şehit etmekten kaçınmamıştır.  Şimdi bu cuntanın emrindeki yargının 529 kişi hakkında verdiği saçma sapan idam kararları bizi şaşırtmamıştır.

Cuntanın askerleri ve polisleri tarafından üç bin’i aşkın insanın şehit edildiği, on binlerce insanın yaralandığı bir günün akabinde tutuklanan 1900 sivil, sözde mahkemeye çıkarılmış ve 20 dakikalık bir duruşmada 529 idam kararı okunmuştur.  Yani her bir dakikaya 26 idam kararı düşmüştür. Adeviyye Meydanı’nda sivil halkın otomatik silahlarla tarandığı,  oluk oluk kanın aktığı ve can pazarının yaşandığı bir günde bir polisin ölümü,  529 kişi ile ilgili verilen idam kararına gerekçe sayılmıştır.  Bu kişilerin tek suçu o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için Adeviyye Meydanı’nda olmalarıdır.

Bu idam kararlarının hiçbir şekilde insan hakları, özgürlükler ve adaletle bir ilgisi yoktur. İnsanların temel hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığı bir karardır. Yaşanan bu hukuk dışı süreçte Batı’nın sessiz  kalması elbette ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereğidir.  Zaten aynı güçler darbe sürecine de destek vermişlerdir.

Mısır’da olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmek elbette yanlıştır.  Yaşanılan süreç, yeryüzünün enerji kaynaklarını yağmalayarak, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirerek, kendilerine itaat etmeyenleri de imha ederek, mevcut dünya düzenini işleten ırkçı emperyalizmin örtülü işgalinin yansımasıdır.  529 kişi ile ilgili verilen idam kararı bu coğrafyanın insanlarının bağımsızlığını hedef alan bir karardır.

Alınan bu kararın Mısır’ı bir iç savaşa sürükleme ihtimali de bizi endişelendirmektedir.  İşgalci İsrail’e komşu olan ülkelerde yaşanan bu sıkıntılı süreçlerin tek kazananı İsrail olduğu aşikârdır.  ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olan ülkelerin yaşanılan süreçle ilgili bir tepki koyamaması ya da ortaya konulan tepkilerin cılız kınamalardan ibaret kalması da bu oyunun bir parçasıdır.

Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Yemen’de, Bangladeş’te, Afganistan’da, Pakistan’da aynı coğrafyanın insanları arasına kin ve nefret tohumları ekilmektedir.  Bazen mezhep farklılıkları, bazen etnik farklılıklar kaşınarak bazen de işbirlikçi iktidarların hukuk dışı uygulamaları ile bu coğrafyada kaos ortamları oluşturulmaktadır. Bütün bu süreç hem İslam ülkelerinin her birinde toplumu bir arada tutan bağları koparmaya hem de İslam ülkelerinin ortak bir anlayış etrafında bir araya gelmelerini sabote etmeye yöneliktir.

Mısır’da yaşanılan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararlarlarının mutlaka durdurulması gerekir.  Ülkemizdeki tepkiler uluslararası platformlara taşınmalıdır. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında duyarlılık sahibi uluslararası tüm kuruluşlar bu idam kararlarına karşı en sert tepkiyi göstermelidirler. Uluslararası toplum Mısır’a baskı yapmalıdır. İslam ülkeleri bu kararla ilgili net bir diplomasi izlemelidirler. Göstermelik açıklamalarla ve cılız tepkilerle bir netice alınamayacağı açıktır.

İslami sivil toplum kuruluşları olarak bizler yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan ve insanlarının oluk oluk kanı akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Üç günlük iktidar ve çıkar hesapları ile bu ideali terk etmenin vebalini kimse ödeyemez.

İyi bilinmelidir ki Mısır’ın darbecileri Mursi’nin ve İhvan’ın şahsında İslami hareketi tasfiye etmeye, İslami direnişi yargılamaya kalkışmaktadırlar. Batı’nın cuntaya açık desteğinin arkasında da bu gerçek yatmaktadır.

Bizler Diyarbakırlı Müslümanlar olarak İhvan’a karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve alçakça saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Cinayet şebekesi cuntacıların işlediği katliamlarda şehid düşen kardeşlerimizin şehadetlerinin Âlemlerin Rabbi olan Allah katında kabul edilmesini yüceler yücesi Rabbimizden bir kez daha diliyoruz. Duruşma salonlarında bembeyaz kefenleriyle darbe karanlığına başkaldıran, şehadeti esarete tercih eden ve asla zillete boyun eğmeyeceklerini haykıran kardeşlerimizi selamlıyoruz. Kardeşlerimizin bu onurlu direnişi sayesinde zalimlerin insaf sahibi herkesin vicdanında ve dünyanın huzurunda yargılanacağına inanıyoruz. Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin mücadelesi ile dayanışma içinde olduğumuzu, zalimlere karşı bugüne kadar ortaya koydukları direnişle iftihar ettiğimizi duyuruyor, Rabbimizden kardeşlerimize sabır ve güç vermesini, ayaklarını sabit kılmasını diliyoruz. Mısır’da askerî cuntanın karşısında kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz!

Yaşasın İhvan-ı Müslimin’in Onurlu Direnişi! Kahrolsun Cunta ve İşbirlikçileri!

HABERE YORUM KAT