Diyarbakır’da “Bir Kimlik Olarak Namaz” Semineri Yapıldı
“Bir Kimlik Olarak Namaz” başlıklı seminer, Ahmet Bulut’un sunumuyla Diyarbakır Özgür-Der tarafından gerçekleştirildi.
Diyarbakır Özgür-Der tarafından Selahattin Eyyubi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Kimlik Olarak Namaz” başlıklı programda, Selami Çelik’in program ve yazar hakkında verdiği kısa bilgi, Velat Akgeyik’in ise namaz ile ilgili ayetleri okumasından sonra İlahiyatçı-Yazar Ahmet Bulut’un sunumuna geçildi.
Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede 5 vakit namaz kılanların oranının yüzde 30’u geçmediğini ifade eden Bulut, “Namaz kılanlara namazı anlatıyoruz.” diyerek bu konuda nasıl vahim bir durumla karşı karşıya olunduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi:
* Hayatımıza yön verecek, akıbetimizi belirleyecek namazın ne kadar gündemimizde olup olmadığının sorgulanması gerekir.
* Camide veya seccadenin üzerinde Rabbimizle ne kadar beraberiz bilmiyorum ama caminin ya da seccadenin bir adım ötesine gittiğimizde hayatımıza Rabbimizi karıştırmıyoruz. Böyle bir sıkıntımız var. Seccademize varis olacak nesiller yetiştirme noktasında ne kadar hassasız? Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir imam hatip okuluna gittim. 600 öğrencinin olduğu salondaki çocuklara kimlerin anne veya babaları tarafından sabah namazına kaldırıldıklarını sordum. 600 çocuktan 25 tanesi parmak kaldırdı. İşin ne kadar ciddi olduğu çok net karşımıza çıkıyor.
* Yıllardır namazı anlatmaya çalışıyorum. Bunun neticesinde namaz ile ilgili 3 temel sorunumuzun olduğunu gördüm. Bugün ne oldu bize ki Türkiye’deki Müslümanların yüzde 70’i namaz kılmıyor. Yaptığımız çalışmaların sonucunda gördüm ki namaz kılmamanın temelinde 3 sebep yatıyor. Bunlardan biri imanımızda problem olmasıdır. Elbisemizin eskidiği gibi imanımız da zaafa uğramış. Daha da temele inersek iman ettiğimiz Rabbimizi tanımadığımız ortaya çıkıyor.
* En temel noktada problemimiz var. 2 yıldır okullara gidiyorum. Geçtiğimiz günlerde fen lisesi öğrencilerine verdiğim bir konferansın ardından çocuklar yanıma geldi. İçlerinden biri ‘Hocam ben kendimi ateist zannediyordum. Ben de dindarım galiba. Sizin anlattıklarınızdan sonra içim kıpır kıpır etti. Nereden başlayacağım?’ diye surdu. Bilmiyor. Günümüzde Rabbiyle tanıştıramadığımız çok kimse var. Rabbiyle arası açık olunca Rabbinden gelecek emirler de ona bir yük haline geliyor. İkinci olarak namaz bilincimizde ve şuurumuzda bir eksikliğimiz var. Namaz deyince aklımıza sırtımıza bir yük, bir angarya gibi geliyor. Hatta aklı başında bildiklerimize bile namaz aradan çıkarılması gereken bir vazife gibi geliyor.
* Son olarak ise namaz kılmayı gerçekten bilmeyenler var. Abdestin nasıl alınacağını bile bilmeyenler var ve bunlar sadece sıradan vatandaşlar değil içinde profesörlerin, bürokratların da olduğu hatırı sayılır bir kitle.
Bulut, salonu dolduranlara daha önce gittiği illerde karşılaştığı tablolardan örnek vermesi kâh güldürürken kâh ağlattı. Özellikle Sivas’ta tanıştıkları, kas erimesi hastası Fatma Tatlı ile tanışması ve Fatma Tatlı’nın hastalığına rağmen Kur’an’a ve namaza olan hassasiyetinden kesitler sunan Bulut, tekerlekli sandalyeye mahkûm bir şekilde yaşamasına ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak durumda olmasına rağmen inancı ve sadakatinin sahabe inancı ve sadakatine benzerliğine dikkat çekti. Bu anlar salondaki duygusal atmosferi zirveye çıkarttı.
Program, Ahmet Bulut’un kitaplarını imzalaması ile son buldu.
Haber: Ömer Arslan
Fotoğraf: Azat Efe
HABERE YORUM KAT