Diyarbakır'da 28 Şubat Protestosu: Yeter Artık!
Diyarbakır’da aralarında Özgür-Der’in de bulunduğu Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları, 28 Şubat tutsaklarının serbest bırakılması için kitlesel basın açıklaması yaptı.
Tutuklu yakınlarının da aralarında bulunduğu İslami Sivil Toplum Kuruluşları, Diyarbakır’da Koşuyolu Parkı’nda bir araya gelerek, 28 Şubat yargı kararlarını protesto etti. “28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin, 28 Şubat Son Olsun!” pankartlarının açıldığı eylemde, “28 Şubat, Yeter Artık!”, “28 Şubat Son Olsun!”, “28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!”, “28 Şubat Mahpuslarına Özgürlük!” dövizleri taşındı...
Ahmet Maruf Demir’in yönettiği eylemde, yakınları cezaevlerinde bulunan Hayriye Bilgen ile Hüseyin Yabaz da kısa birer konuşma yaptılar. Yakınının 23 yıldır cezaevinde bulunduğunu, daha genç yaşında alındığını, yıllardır cezaevinde çürütüldüğünü kaydeden tutuklu yakınlarından Hayriye Bilgen, suçunu hala bilmedikleri çocuklarının derhal serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. İkinci olarak söz alan Hüseyin Yabaz da, benzer trajediye atıfta bulunarak, 17 yıldır yakınının cezaevinde bulunduğunu, kararı verenlerin de, sonrasında Yargıtay da onaylayanların da Feto’dan tutuklandığını, buna rağmen yakınlarının tutulmaya devam edilmesine bir anlam veremediklerini söyledi. Yabaz, sahte belgelerle kumpas kurulduğunu sözlerine ekleyerek, yaşanan haksızlık ve tutarsızlıkları vicdanlara havale etti.
Son olarak Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları adına Mehmet Turan basın açıklaması okudu.
Basın açıklamasının tam metni:
28 ŞUBAT MAHPUSLARI DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!
“28 Şubat Mahpusları Serbest Bırakılsın!” talebiyle farklı illerdeki STK’larla başlatılan eylem ve basın açıklamaları dizisinin altıncı haftasında BOLU, BATMAN, SİVAS Cezaevleri ile DİYARBAKIR ilinde eşzamanlı olarak toplanmış bulunuyoruz.
Hemen her çevreden “28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!” talebinin en yüksek sesle dillendirildiği bu günlerde, 28 Şubatçıların oluşturduğu siyasi ortamda brifing aldıktan sonra binlerce insana ağır cezalar yağdıran DGM’lerin kararlarıyla hapsedilen 28 Şubat mahpusları için yıllar, hükümetler, siyasi iktidarlar, güç odakları, yargı mensupları değişse de tam olarak mağduriyetlerin gideril(e)mediğini gördük.
Aradan geçen 21 yıla rağmen 28 Şubat’ın çaldığı hayatların hesabı hakkıyla sorulamadığı gibi hâlihazırda 20 yılı aşan sürelerle cezaevlerinde tutulan 600’e yakın mahpus ve bu mahpusların aileleri yönünden söz konusu darbe halen hayat çalmaya devam etmektedir.
28 Şubatçıların an itibariyle müebbet hapis talebiyle yargılandığı, brifingli ya da paralel yargının elemanları olup kritik mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların ihraç ve tutuklamalara muhatap olduğu bir süreçte 28 Şubat tutsakları 20 yıldan uzun bir süredir içeride olup, bu kişilerin anne, baba, eş ve çocukları ise halen cezaevi yollarında mağdur edilmektedirler…
Beraat etmesi gerekirken aynı torba dosyaya dahil edildikleri için müebbet hapis cezası verilen; en ağır yorumla bile adli nitelikli süreli hapis cezası alması gerekirken siyasi nitelikli müebbet hapis cezası verilen; delil niteliği tartışmalı olup ABD’de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat Mahpusları, Darbenin mağdurları olarak halen cezaevlerinde tutuluyorlar.
Unutulmamalıdır ki 12 Eylül’den hesap sorulmamış olması, 28 Şubat’ı doğurduğu gibi 28 Şubat’tan hesap sorulmamış olması, 15 Temmuz’u doğurmuştur. Darbelerden hesap sormak, bir taraftan darbelerin bütün aktörlerinin hak ettikleri cezalara muhatap olması diğer taraftan darbelerin mağdur ettiği mazlumlar üzerindeki zulmün ortadan kaldırılması ile mümkün olabilecektir.
Af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan, darbeciler yargılanırken darbe hukukunun kararlarıyla içeride tutulan bu insanların ve bu insanların ailelerinin hak talebinin gereğini yerine getirmek açıktır ki başta Yargı, Hükümet ve TBMM olmak üzere herkes üzerine düşen önemli bir görevdir.
Diyarbakır’da çalışan sivil toplum örgütleri olarak;
- Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin ve bu sürecin bütün aktörlerinin aydınlatılmasını;
- 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını;
- 28 Şubat tutsaklarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını;
- 28 Şubat sürecinde öğrenci ve memur olup mağdur edilen birçok insan hala görevlerine dönememektedir. Bu konuda var olan yasal engellerin tamamen kaldırılmasını ve bu insanların koşulsuz olarak görevlerine iadelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.
Basın açıklamasına destek veren STK’lar:
ÖZGÜR-DER
İMAM HATİP NESLİ DERNEĞİ
BİLGİ VE ERDEM VAKFI
MUSTAZAFLAR CEMİYETİ
MAZLUM-DER
İHVAN-DER
ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ
ŞAFAK-DER
HAYAT-DER
SEVADUL-AHZAM DERNEĞİ
MEMUR-SEN DİYARBAKIR ŞUBESİ VE BİLEŞENLERİ
DİYARBAKIR DEĞERLERİNİ KORUMA DERNEĞİ
PEYGAMBER SEVDALILARI PLATFORMU
İHH
HABERE YORUM KAT