Diyarbakır: Özgür-Der Susturulamaz!
Özgür-Der’in kapatılma davası Diyarbakır’da kalabalık bir topluluk tarafından protesto edildi. Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’nin organize ettiği eyleme Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi, Memur-Sen ve çok sayıda STK temsilcisi destek verdi.
İstanbul Fatih 2. Asliye Mahkemesi'nde başlayan Özgür-Der hakkında açılan kapatma davası Diyarbakır'da kalabalık bir topluluk tarafından slogan ve tekbirlerle protesto edildi.
Ofis'te gerçekleştirilen eylemde, "Özgürlük Talebi Yargılanamaz Özgür-Der Susturulamaz" pankartı açılarak, "Yaşasın Onurlu Direnişimiz! Özgürlük Talebi Yargılanamaz! Yaşasın Onurlu Direnişimiz! Direniş Adalet Özgürlük! İnancımızı Kimliğimizi Yok Sayan Hiçbir Kararı Kabul Etmedik! Etmeyeceğiz" dövizleri taşındı.
Mehmet Deniz'in yönettiği eylem, Abdulhakim Beyazyüz'ün konuşmasıyla başladı. Beyazyüz, konuşmasında Özgür-Der'in verimli faaliyetlerinden bahsederek, "Özgür-Der kurulduğundan bugüne mazlumların sesi olmuş. Her türlü haksızlığın, hukuksuzluğun karşısında olmuştur. Yeri gelmiş okullarından geri çevrilen başörtülü öğrencilerin yanında olmuş, yeri gelmiş, Kürt sorunu kaynaklı yaşanan zulümlere karşı çıkmıştır." Şeklinde konuştu. Özgür-Der'in Kemalist ideolojiden kaynaklı zulümlerin her türlüsüne karşı çıktığını anımsatan Beyazyüz, Özgür-Der'in bu onurlu duruşunun yasakçıları rahatsız ettiğini söyledi. Sistemin zulümlerine yıllardır devam ettiğine dikkat çeken Beyazyüz, hataların kabul edilecek noktaya gelindiğini fakat aynı hataların bu kapatmalarla tekrar tekrarlanmak istendiğine işaret etti.
İkinci olarak sözü Mazlum-Der Diyarbakır Şube başkanı Selahattin Çoban aldı. Çoban yaptığı konuşmada, Özgür-Der hakkında açılan kapatma davasını kınayarak, "Bizler Mazlum-Der olarak Özgür-Der hakkında açılan kapatma davasını örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik bir girişim olarak değerlendiriyoruz. Özgür-Der sivil bir itaatsizlik örneği ortaya koymuştur. resmi törenlere karşı çıkmış ve deklere etmiştir. Bazı kurumlar da buna destek olmuşlardır. Bu talep bir haktır. Bundan dolayı bu davanın açılması kabul edilemez. Ve bizler bu hasız ve hukuksuz kapatma girişimini kınıyoruz." dedi.
Daha sonra söz alan Memursen Diyarbakır temsilcisi Yasin Yıldız, davanın açıldığı günden beri Özgür-Der'e destek verme kararlılığı gösterdiklerini bundan böyle de dava süreci boyunca destek olacağını ifade etti. Konuşmasında STK'lara dönük bu tarz engellemelerin yanlışlığına değinen Yıldız, davanın açılmasını ifade özgürlüğü açısından yanlış bulduklarını söyledi.
Daha sonra Özgür-Der Diyarbakır şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz katılımcılara ve destekleyen sivil toplum kuruluşu temsilcilerine desteklerinden dolayı teşekkür ederek basın açıklamasını okudu. Konuşması sık sık tekbirlerle kesilen Yılmaz, davanın hak mücadelesini boğucu bir çerçeveye hapsetmek ve derneğin kapatılması ya da "susmak" arasında tercihe zorlamak olduğunu vurgulayarak Özgür-Der olarak susmayacaklarını vurguladı. Yılmaz "çağa ve topluma tanıklığımıza devam edeceğiz. Bu uğurda bir değil bin tane Özgür-Der'i feda etmeye hazır olduğumuzu zalimlere haykırıyoruz. Derneğimizi kapatsanız da Özgür-Der susmayacak, susturulamayacaktır." sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmalar boyunca "Özgür-Der Susmaz, Susturulamaz", "Özgür-Der Kapatılamaz", "İslami Mücadele Engellenemez", "Yaşasın İslami Mücadelemiz", "Özgürlük Talebi Yargılanamaz, Baskılar Bizi Yıldıramaz!", "Uyan Diren Özgürleş" şeklinde sloganlar atıldı.
Açıklamanın tam metni:
ÖZGÜR-DER SUSTURULAMAZ, HAKLI TALEPLERİMİZ CEZALANDIRILAMAZ!
7 Kasım 2008 tarihinde Özgür-Der Genel Merkezi tarafından yayınlanan ve birçok derneğin de destek verdiği "İnancımızın ve Kimliğimizin Aşağılandığı, Resmi İdeolojinin Dayatıldığı Törenlere Tavır Alalım!" başlıklı bildiri nedeniyle Özgür-Der hakkında kapatma davası açıldı.
Bildiri, sistemi ve onun koruyucularını fazlasıyla rahatsız etmiş olacak ki yayınladıktan sonra destek veren kuruluşlara karşı denetlemeler başlamış, savcılıklar tarafından soruşturmalar açılmış ve söz konusu dernekler ciddi bir baskıya maruz kalmışlardır. Sonuç itibariyle de İstanbul valiliğinin talebi üzerine "anayasa ve kanunlara aykırılık" gerekçesiyle Özgür-Der'e kapatma istemiyle dava açılmıştır. Kapatma davasının ilk duruşması bugün Fatih 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başladı.
Kapatma davasına dayanak kılınan söz konusu bildiride, okullarda Kemalist ideolojinin birer ritüeli olan resmi törenlerin zorla dayatılması eleştiriliyor; bildiri, katıldıkları törenlerde kimlikleri ve onurları aşağılanan insanlara, törenlere katılmama özgürlüklerini kullanabileceklerini hatırlatıyordu.
Dava ile birlikte tekrar gördük ki, egemenler zulmetmekle kalmıyor, üstüne bir de zulme karşı itiraz yükseltenleri cezalandırıyor. Bu katmerli zulüm ile kitlelerin hak taleplerini dillendirme cesaretleri kırılarak sistemin çizdiği boğucu çerçeveye razı olmaları sağlanıyor. Egemenler bu yolla, on yıllardır halka kan kusturan zulüm sistemini sürdürüyorlar.
Özgür-Der olarak, sistemin ideolojik dayatmaları karşısında, derneğimizi korumak adına sessiz kalmaktansa, mağdur ve mazlum kitlelerin sesi olmayı, insani ve İslami bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu nedenle sürdüregeldiğimiz bu eleştiri ve çağrılardan geri adım atmayı düşünmüyoruz. Sistemin bu yolla haklı mücadelemizin çerçevesini daraltmayı amaçladığını biliyor ve bizi "derneğimizin kapanması" ile "susmak" arasında bir tercihe zorladığını görüyoruz.
Ancak "haksızlık karşısında susanı dilsiz şeytan" olarak gören bir inancın müntesipleri olarak, bu güne kadar nasıl ki Kürt sorununda, başörtüsü yasağında, F tipi zulmünde, işkencelerde, parti kapatmalarda, Şemdinli olayında, darbelerde ve muhtıralarda susmadıysak bugün de susmayacağız.
Üzerinde durulması gereken bir diğer husus da davanın, bizzat AK Parti Hükümetinin "kudretli" İstanbul valisinin talebiyle açılmış olması. AK Parti hükümeti daha önce de, benzer bir konuda düzenlediği panelden dolayı, bugünkü adalet bakanının yoğun gayretleriyle İLKAV hakkında kapatma davası açtırmıştı. Bu kapatma girişimleri AK Partinin, yaranmacı, ilkesiz ve korkak politikalarının tezahürüdür. AK Parti Kemalist sisteme yaranmak için kutsallarını koruma ve kollama konusunda Kemalistleri pek de aratmamaktadır.
Bu dava bir gözdağıdır. Bizler bu davayı İslami kimliğimize, ifade ve örgütlenme özgürlüğümüze karşı bir saldırı olarak görüyoruz. İslamî kimlikli, bağımsız, ilkeli mücadele geleneğini sürdürmeye devam edeceğiz. Razı olmadığımız hiçbir şeyi kabullenmeyeceğiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin zihinlerini Kemalist, faşist tören ve ritüellerle kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Zihinlerimizi ve kalplerimizi sistemin sapkın fikirlerine teslim etmeyeceğiz.
Özgür-Der olarak kula kulluğu dayatan bu zulüm sistemine itirazımız var ve bu itirazımızı her ortamda yükseltmeye devam edeceğiz. Tağuti sistemlerin köleleştirici zulümlerine karşı adil şahitler olarak, mazlum halkların talep ve itirazlarını dillendirmeyi sürdüreceğiz. Yüce rabbimizin gösterdiği yolda çağa ve topluma tanıklığımıza devam edeceğiz. Bu uğurda bir değil bin tane Özgür-Der'i feda etmeye hazır olduğumuzu zalimlere haykırıyoruz. Derneğimizi kapatsanız da Özgür-Der susmayacak, susturulamayacaktır.
YAŞASIN HAKLI MÜCADELEMİZ
KAHROLSUN TAĞUTİ KÖLELİK SİSTEMİ
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi
Serdar Bülent Yılmaz