HAKSÖZ HABER

AK Parti iktidarının uzun yıllar en başarılı olduğu konular sağlık ve ekonomiydi. Bunların dışında özgürlükler noktasında da önemli atılımlar gerçekleştiren cari hükümet son yıllarda ise gittikçe güvenlikçi ve devletçi politikaları benimsedi. Buna bağlı olarak ise başka problemler baş göstermeye başladı.

Sağlık alanında korona salgınına karşı AK Parti’nin yine başarılı bir yönetim ortaya koyduğunu söylemek mümkün. İnsanların hayatlarını tehlikeye atacak zaaflar gösterilmediği gibi birkaç husus hariç yaşamı salgın gerçekliğine indirgeyen abartılı koşullar da oluşturulmadı.

Ancak ekonomide atılan adımlar salgının tüm dünyada oluşturduğu kriz ortamıyla birleşince doğrudan insanların günlük ihtiyaçlarına tesir eden problemli bir durum ortaya çıktı. İktidar kanadına yakın isimler ve medya organları ise hadiseyi hemen “dış güçler” teziyle izah etmeye çalıştılar.

Cumhurbaşkanı Danışmanlarından Yiğit Bulut başta olmak üzere birçok isim kim olduğu bile tam belli olmayan bir “dış güçler” söylemi üzerinden toplumu ekonomik kriz gerçekliğinden uzaklaştırmaya çalıştılar!

"Eee sonra ne olmuş?"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından dış güçlerin müdahalesinin ekonomiyi bu hale getirdiği iddiası reddedilmiş olsa bile topu başkalarına atmak kolaydı ki iktidar medyası başka ülkelerdeki “kriz” haberlerine odaklanarak bu iddiadan hareketle algı oluşturmaya çalıştı.

Birilerinin Türkiye veya dünya ekonomisi üzerinde bir takım olağandışı etkiler uyandırmasını imkansız olarak görmüyoruz. Ancak yaşanan her olumsuz gelişmeyi mahiyeti bile belli olmayan bir düşman algısı oluşturup ona atarak insanları manipüle etmek ahlaklı bir iş değil! Bu dış güçler kimse kendileri bile "güçlerini" gördükçe şaşırıyorlardır herhalde!

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 10 adımlık ekonomi paketinin ardından ise döviz kuru ciddi düşüşe geçti ve TL değer kazandı. İndirim açıklamaları da bu bağlamda gelmeye başladı. Yapılan indirimler ÖTV tarafından emilmiş olsa bile en azından zam furyasının bile durdurulmuş olması şuan için kazanım. Demek ki makul yaklaşımlar geliştirildiğinde hiç değilse piyasaların nefes almasını sağlamak mümkünmüş…

Peki, "dış güçler şöyle dış güçler böyle" diyerek kafamızı yiyenler şimdi nerede? Ne oldu yoksa bütün kötülüklerin anası dış güçler ile anlaşmaya mı vardık? O halde bunca çile neden çekildi? Yoksa bu yaşananların arkasında “dış güçler” yok muydu? Kararı okurlarımıza bırakıyoruz…